27 Mart 2015 00:58

Berlin’den Çipras mı geçti?

Berlin’den  Çipras mı geçti?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

AB, Avrupa Merkez Bankası ve IMF tarafından Yunanistan’a dayatılan acı reçetelerin arkasındaki en etkili ülkenin Almanya olduğunu sağır sultanlar biliyor. Bu nedenle haklı olarak sokağa çıkan emekçilerin hedefinde hep Almanya ve Başbakanı Angela Merkel vardı.

Bu tepkiyi çarpıcı hale göstermek isteyenler genellikle Merkel’i Hitler’e benzeten karikatürler ve fotomontajlar yaptılar.

Merkel elbette Hitler değildir.

Zira bunu söylemek Hitler faşizminin karakterini, barbarlığını, vahşetini hafifletmektir.

Ancak bu sembolik benzetmeden daha çok Alman sermayesinin yarattığı talanı, dayatmayı ve halkı yoksulluk girdabına itmeyi anlamak gerekiyor. Yunanistan’ın karşı karşıya kaldığı iflas durumunda Almanya’nın payı tahmin edilenden de fazla.

Hedefinde Almanya ve Merkel’in olduğu toplumsal mücadele içinde büyüyen SYRIZA’nın başkanı Alexis Çipras’ın Berlin’e başbakan sıfatıyla yaptığı ilk ziyaretin nasıl bir atmosferde geçeceği merakla bekleniyordu.

Zira ziyaret sırasında verilecek mesajlar hem Alman-Yunan ilişkileri hem de AB’nin geleceği için önem taşıyordu.

Ne var ki, pazartesi akşamı Başbakanlık binasında gerçekleşen Merkel-Çipras görüşmesi beklenenden de “samimi” bir ortamda geçti. Taraflar birbirini anlamak için zaman istediler, önceki görüşlerini pek dillendirmediler.

Çipras’ın açıklamasında, önceki hükümetler tarafından AB’yle yapılan anlaşmaların olduğu gibi devam edeceği ve Almanya’nın Yunanistan’daki durumun sorumlusu olmadığı öne çıktı.

SYRIZA’nın AB karşıtı olmadığı, bu nedenle daha önce imzalanan anlaşmalara uyacağı biliniyordu. Bu konuda yeni bir durum yok. Bu demektir ki, Çipras ve partisi kimi noktalarda ayak sürtmekle birlikte AB ve Troyka tarafından dayatılan planları uygulamaya devam edecek. Bundan sonra  mümkün olduğu kadar yeni ağır yüklerin altına girilmeyecek. Buradan baktığında SYRIZA’ya destek veren emekçilerin beklentilerinin bir bölümünün yerine gelmeyeceği anlaşılıyor.

Diğer önemli bir vurgu ise Yunanistan’ın içinde bulunduğu durumun sorumlusunun Almanya olmadığıydı. Bu sözlerin anlamı, Çipras ve partisinin bugüne kadar söylediklerini yumuşatarak yeni bir başlangıç yapma niyetinde olduğundan başka bir şey değil. 

Merkel ise her zamanki gibi soğukkanlı, pragmatist ve realist bir yaklaşım içindeydi. Başta Yunanistan olmak üzere krizin yaşandığı ülkelerde halkın tepkisini üzerine çekmemenin politikasını yaptı. Malum, Merkel, dolayısıyla Almanya, uzun süredir “bütün kötülüklerin anası” olarak görülüyor ve bu AB çapında Almanya karşıtlığını sürekli artırıyor.

Bunun Almanya’nın kendi çıkarlarını AB adına hayata geçirme politikasına zarar vereceği biliniyor. Dolayısıyla Merkel’in görüşmesinde Almanya’nın diğer 19 Avro Bölgesi üyesi ülkeleri gibi eşit haklara sahip olduğundan dem vurması boşuna değil.

Halbuki gerçek bu değildir.

Belki resmi olarak Almanya Luxemburg’la, Belçika’yla, Portekiz’le aynı olabilir, ama gerçekte ekonomik gücünden aldığı hakimiyetle ağırlığı, etkisi ve kararlardaki rolü tartışmasızdır.

Bu nedenle Almanya’nın diğer ülkelerle aynı ağırlıkta olduğunu ileri sürmek, bugüne kadar Yunan emekçilerinde dayatılan ağır reçetelerin altında Merkel’in imzasının olduğunun üstünü örtmeye yönelik bir girişimdir.

Çipras, Merkel’in bu manevrası karşısında sessiz kalmayı yeğlemiştir.

Dahası Almanya’nın 1941’de Yunanistan’ı işgal ettikten sonra resmi olarak “borç aldığı”, gerçekte ise el koyduğu bugünün parasıyla 11 milyar avronun geri verilmesini bile gündeme getirmemiştir.
Bütün bunlardan ötürü Çipras’ın seçimlerden önce Almanya ve Merkel hakkında söyledikleri Berlin’de dillendirilmemiştir. Bu nedenle de Çipras Berlin’e geldiğini politik olarak hissettirememiştir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...