20 Mart 2015 01:00

Newroz; yeni bir başlangıç

Newroz; yeni  bir başlangıç

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yarın Newroz. Yarın “Yenigün”.

Ortadoğu’dan Orta Asya’ya, oradan Avrupa’ya kadar geniş bir coğrafyada bu yenigün, mitingler, şenliklerle ve halaylarla kutlanacak. Almanya’da on binler Bonn’da buluşacak, barış ve kardeşliği haykıracak.

Hiç kuşku yok ki; Newroz’u doyasıya kutlamaya en çok ihtiyacı olan halkların başında Kürtler geliyor. Çünkü, Kürtler bugüne kan revan içerisinde geldiler. Canlarıyla, kanlarıyla kazandılar bugünü.

1990’lı yılların başından itibaren her Newroz “yenigün” değil, “savaş günü”ydü. Devletin bütün yönetici sınıfı, kolluk kuvvetleri, kontrgerillası hep birlikte Kürt halkının Newroz’u katlamasına karşı harekete geçer, topyekün savaş ilan ederlerdi.

Sırf Newroz’u kutlamak için halaya durduğu, araba lastiği yaktığı için öldürülenlerin bir listesi yapıldığında, tablonun ne kadar vahim olduğu görülecektir.

1992’deki Newroz’da sadece Cizre’de 100’den fazla insan kontrgerilla tarafından katledilmişti.

Gerisini siz hesaplayın...

Karanlık 1990’dan umutlu 2015’e gelene kadar 25 yıl geçti.

Dile kolay tam çeyrek yüzyıl.

Bu çeyrek yüzyılın kaba bir bilançosu çıkarıldığında Kürtlerin, devrimcilerin, ezilenlerin, yok sayılan kimliklerin adım adım kazanan; statükocu, imhacı. tekçi ve inkarcı anlayışın ise kaybettiğini görmemek için kör olmak gerekiyor.
İnişli-çıkışlı, acılı-öfkeli bu süreçte her Newroz, Kürt halkının davasında ne kadar haklı olduğunu göstermiştir. Bu yüzden meydanlarda buluşanların sayısı her geçen yıl katlanarak arttı.

Geçmişi anımsamak, yaşananlardan geleceğe dair tecrübeler çıkarmak elbette herkes için önemli. En çok da egemen sınıflar ve onların devleti için.

Öncesi bir yana, son çeyrek yüzyılda olanlara bakıldığında tarihin akışının hiçbir muktedir tarafından durdurulamayacağıdır.
Tarihin akışı, “zamanın ruhu” Kürtlerin Ortadoğu coğrafyasında diğer halklar gibi kendi kaderini belirlemek istediği yönünde hızla ilerliyor. Bunu yavaşlatmak için atılacak her adım büyük tepkiyle karşılanacaktır. Hızı da artıracaktır.

Viktor Hugo’nun dediği gibi “Hiçbir şey zamanı gelen düşünceden daha güçlü değildir”.

“Zamanı gelen” Kürtlerin de diğer halklarla eşit haklara sahip olması gerektiği ve birlik olunduğunda hiçbir gücün bunun karşısında duramayacağı fikridir.

“Zamanı gelen” aynı zamanda barış içerisinde birlikte yaşamanın mümkün olduğuna olan inancın Türk halkı arasında büyümesidir.
Orta Çağ karanlığına, IŞİD’e karşı verilen mücadele “Kürtler için vaktin geldiğine” dair düşünceleri Ortadoğu’dan dünyanın dört bir yanına yaymıştır. Bütün dünya Kobanê zaferinden bu yana artık Kürtleri çok daha yakından tanıyor.

Bu nedenle 2015 Newrozu öncekilerden farklı olarak daha enternasyonal bir Newroz olmuştur. Dünyanın daha yakından izlendiği Kürtler artık Ortadoğu’nun aydınlık yüzü ve geleceği. Bunu kimse inkar edemez.

Elbette bu Newroz’un bir diğer önemli yanı da 7 Haziran’da yapılacak genel seçimler öncesinde bir gövde gösterisine dönüşmesidir. Her bir oyun önem kazandığı bu dönemde Newroz’da yakılan umut ateşleri 1 Mayıs’a ve 7 Haziran’a kadar yanmaya devam edecek.
Dolayısıyla bu Newroz değişim için önemli bir başlangıç.

Umutlu olmak için pek çok nedenimiz var.

Newroz pîroz be!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa