07 Mart 2015 00:52

Yaşar Kemal’den öğrendiklerim

Yaşar Kemal’den öğrendiklerim

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yaşar Kemal’in İnce Memed adlı romanını ortaokul 2. sınıf öğrencisiyken okumuştum. Davutpaşa Ortaokulunun kütüphanesi çok zengindi ve o kütüphanenin devamlılarındandım. Dünya klasiklerini de o kütüphane aracılığıyla tanımıştım. Ancak İnce Memed o kütüphanede yoktu; bana, okumayı sevdiğimi bilen bir komşu tarafından verilmişti. O dönemde iki cilt olarak yayımlanan kitabın sayfalarını çevirirken tam anlamıyla okumanın tadına varmış, öte yandan da gözlerimin önünde yeni bir dünya açılmıştı. Yaşam, insanlar, hak ve adalet kavramları üzerine düşünmeye başlamıştım. 

“Okumak insanı özgürleştirir,” sözü ne kadar doğru… Yaşar Kemal’in kitaplarının yanı sıra, dünya klasiklerini ve hemen ardından tanıştığım Nâzım Hikmet’in kitaplarını okurken toplumun bana dayattığı yargıların, düşünce ve davranış kalıplarının kırıldığını, özgürleştiğimi duyumsamıştım. Sonrasında bir eğitimci olduğum süreçte de şiirlerim yayımlanıp şair-yazarlığa adım attığım süreçte de ondan hep öğrendim. Yaşar Kemal’in, yaşadığı coğrafyadan ve kültürden yola çıkarak evrensele ulaşması, beni en çok etkileyen olgulardan biridir. Bir başkası da dile verdiği önem… Kurucuları arasında yer aldığı PEN Türkiye Merkezinin üyesi olarak; onun kurucu başkanı olduğu Türkiye Yazarlar Sendikasının çalışmalarına üye ve yönetici olarak katılırken, onunla ve öteki ustalarımızla aynı çatı altında emek, barış, özgürlük için mücadeleyi paylaşmanın onurunu duydum. Yaşam insana hiç ummadık sevinçler yaşatır. 1993’te, Adana’da TYS’nin de düzenleyicilerinden olduğu Çağdaş Epope ve Yaşar Kemal Sempozyumu etkinliklerinde onun yanı sıra Demirtaş Ceyhun ve Reha İsvan’la yan yana imza günü yapma erincini yaşadım. Ne ki yaşamda acılar da var. Ondan birkaç ay sonra, 2 Temmuz 1993’teki Sivas Kıyımı’nda yitirdiğimiz Asım Bezirci ve Nesimi Çimen’i, Türkiye Yazarlar Sendikasının Kabataş Setüstü’ndeki merkezinin önünden uğurlarken, Yaşar Kemal’in ardından TYS adına yüz bini aşkın insana seslenirken acıyı ve öfkeyi de paylaştık. 

Sonrasında Yaşar Kemal bize hep öğretti; yaşamıyla, ülkesine halkına sorumluluk duyan aydın tutumuyla; yolumuz hep kesişti onunla. Düşünceyi ifade özgürlüğü için yargılandığı Beşiktaş’taki DGM önünde, cumartesi annelerinin dirençli eylemlerinde, Kürt halkının yaşam ve haklarının ayaklar altına alınmasına karşı yükseltilen mücadelede, savaşlara karşı düzenlenen eylem ve etkinliklerde; barış, demokrasi ve özgürlük için düzenlenen Türkiye Barış Meclisinde, Demokratik Türkiye toplantılarında Yaşar Kemal, duraksamasız, ikircimsiz hep en önde yer aldı. 

Geçtiğimiz pazartesi günü, Lütfi Kırdar’daki uğurlama töreninde; onu Asım Bezirci, Fakir Baykurt ve Güngör Gençay’a yaptığımız gibi TYS’nin önünden uğurlayamamanın burukluğunu yaşarken bir yandan da Yaşar Kemal’in neden bunca sevildiğini bir kez daha düşündüm… Yaşar Kemal’in yapıtlarında anlattığı insanlar sahiciydi. Yaşar Kemal, insanı tüm yönleriyle, güçlü güçsüz yanlarıyla ve güçlü kalemiyle anlattı. Yapıtlarında bunca acı ve kıyım yaşatılan Kürtlerin yanı sıra, varlıkları ortadan kaldırılmak istenen Ermenilerin ve kadim Anadolu halklarının yaşadığı acılara tanıklık etti… İnsan, doğa ve yaşam sevgisiyle; emek, barış ve özgürlük tutkusuyla yaşamı boyunca haksızlıklara karşı durdu; ülkemizde çeşitli baskı ve kıyımlarla sesi kısılan halklara ses oldu yapıtlarıyla ve yaşamıyla.  O yüzden bunca sevildi ve sahiplenildi. Bu yüzdendir; ses olduğu halkların yüreğine gömüldü. Ben, kendi adıma ondan çok şey öğrendim, yaşam için verdiğimiz mücadeleyi paylaşmanın onurunu yaşadım. Yaşar Kemal, bundan sonra da yapıtlarıyla ve yaşamıyla öğretmeyi sürdürecektir…

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...