04 Mart 2015 01:04

AKP’nin seçim projesi: Demirtaş’ı linç!

AKP’nin seçim projesi: Demirtaş’ı linç!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Cumartesi günü İmralı Heyeti ile Hükümet temsilcilerinin yaptığı “ortak açıklama”nın üstünden yapılan “iyimser” açıklamalar bir gün bile sürmedi. Çünkü Hükümet, açıklamanın üstünden daha birkaç saat geçmeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, İmralı ile Kandil, HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş ile İmralı Görüşme Heyeti arasında çelişki olduğu varsayımından hareketle, “ortak açıklama”yı Kürt cenahını bölmenin bir dayanağına dönüştürmeyi amaçladığını gösterdi. Özellikle de Demirtaş’ı öne çıkararak, Kürt güçlerinin bir bölümünü “barış sürecine karşı” göstererek, verdi veriştirdi. Cumhurbaşkanı, Demirtaş’ın “ortak açıklama”nın silah bırakma çağrısı değil, “silah bırakmayı ‘10 ilke’ doğrultusunda atılacak adımlara bağlayan bir açıklama” olduğunu söylemesine saldırdı, Kürt güçlerini “iki maymunu oynamak”la suçladı.
Sonra, Hükümet Sözcüsü Arınç sahneye çıktı.

Pazartesi günü Hükümet toplantısından sonra basının karşısına çıkan Arınç; “Demirtaş iyi niyetli değil. O bir seçim projesi. Çözüme karşı mücadele edenlerin en başındaki kişi odur!..” diyerek Demirtaş’ı çarmıha gerdi. Yetmemiş olmalı ki, Arınç’ın hemen arkasından kameraların karşısına geçen Başbakan Davutoğlu da Demirtaş’ı hedefe koydu. “Kendisine yazık olur!” diyerek suçlamaları tehdide vardırdı.

“Ortak açıklama”dan sonraki üç günde Cumhurbaşkanı ve Hükümet cenahından yapılan açıklamalar açıkça şunu göstermiştir ki; AKP Hükümetinin 2009 yılındaki, dönemin Cumhurbaşkanı Gül’ün “İyi şeyler olacak” diye başlattığı “Kürt açılımı”ndan beri, durduğu yeri bir adım ileri taşımamıştır. 

Bu tartışmalar ilk başladığında AKP Hükümeti ve onun çeşitli sözcüleri, “Kürt sorunu yoktur, terör sorunu vardır. Terör örgütü tasfiye edilirse (etkisiz hale getirilirse) Kürt sorunu da kalmaz!” noktasındaydı. Ve o günden sonra onlarca açıklama, yasal düzenlemelere varan girişimlere karşın AKP Hükümeti her zaman hamlelerini de Kürt halkının taleplerinin karşılanması için değil, “terör örgütünü tasfiye” adına Kürt siyasi güçlerinin bölünmesi ve etkisizleştirilmesini esas almıştır. Bugün de son “ortak açıklama”dan sonra bile AKP Hükümetinin aynı noktada olduğu anlaşılmaktadır. Ama AKP ve Hükümetin şimdi bu doğrultuda bir adım daha atmaya karar verdikleri görülmektedir.

Yeni adımın, Hükümetin manevraları üstünden oluşturulan baskının Kandil ve İmralı arasında, dolayısıyla da HDP içindeki Kürt siyasetçiler arasında bir “yarılma”nın ortaya çıkacağı kadar büyük görüş farklılıkları yarattığı varsayımına dayandığı anlaşılmaktadır.

Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Hükümet sözcüsünün önceden planlanmış gibi “ortak açıklama”dan hemen sonra HDP’nin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı, yasal bir partinin genel başkanını linç etmeye yönelmeleri ve atılacak adımın ne olacağı hakkında da bir fikir vermektedir.

7 Haziran’da seçim vardır ve ortaya çıkan belirtiler HDP’nin barajı aşarak, AKP’nin bırakalım “yeni Anayasa”ya başkanlık sistemini sokacak gücü elde etmesi, “tek başına Hükümet kurması”nı bile tehdit eder bir pozisyon elde edebileceğini göstermektedir. AKP Hükümeti, bunu yaptırdığı anketlerde de görmektedir. Bu yüzden de HDP’nin barajı aşmasını önlemek AKP için bir “hayat memat meselesi”dir.
Demirtaş’ın Erdoğan, Davutoğlu, Arınç “sacayağı” tarafından “Barış sürecinin baş düşmanı” ilan edilmesinin nedeni de seçimin kapıya dayanmış olması ve seçimde HDP’nin barajı aşmasının kuvvetli olduğunun işaretlerinin ortaya çıkmasıdır. Dahası Demirtaş’ın Cumhurbaşkanlığı seçiminden beri, HDP’yi de aşan, çeşitli toplumsal kesimler için de ciddi sempati toplayan bir kişilik olarak da sivrilmesidir.

Ki, AKP bu amacına varırsa, hem seçimi kurtaracak hem de çözüm süreci tartışmasının üstünden Kürt güçleri içinde bir yarılma yaratarak bir taşla iki önemli “kuşu” birden vurmayı başarmış olacaktır!
Kuşkusuz ki bu “proje”nin, Kürt siyasi güçlerinin farklı mekanlarındaki kesimleri arasındaki içsel ilişkileri anlamamak gibi önemli bir zaafı vardır. Ama ne var ki Hükümet, bu varsayım üstünden “ortak açıklama”yı bir “seçim projesi”ne indirgemiştir. Arınç; Selahattin Demirtaş’ın sivrilmesini bir “seçim projesi” olarak karalamaya çalışırken aslında kendi “seçim projeleri”ni itiraf etmiştir. Ki, Demirtaş bu “proje”nin bir gereği olarak linç edilmek istenmektedir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...