20 Şubat 2015 06:04

Yunan pokeri mi?

Yunan pokeri mi?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Çocukların, kadınların ve erkeklerin 
barbarca, alçakça katledilmediği 
bir Türkiye umuduyla, 
Özgecan Aslan ve Nuh Köklü’nün anısına...

Avrupa Birliği’nin (AB) Yunanistan’a verdiği ültimatom bu gece doluyor. Zaman daraldıkça sinir katsayıları da artıyor. Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ve Maliye Bakanı Yanis Varufakis’in borçların bir bölümünü silmek, dayatılan kısıtlamaları sulandırmak için “blöf” yaptığını ileri sürenlerin sayısı hiç de az değil. Yani, sonunda mevcut hükümetin dayatılan şartları paşa paşa kabul edileceği ileri sürülüyor. Bu nedenle son dakikaya kadar Avrupa’nın “provokatörlere karşı birlik” (Spiegel Online) olmaya devam etmesi çağrıları yapılıyor.
Avrupa hangi konuda birlik oldu ki üyesi Yunanistan’a karşı da birlik olsun... 
Bütün ülkeler yaptırım politikalarının olduğu gibi devam etmesi gerektiğini savunan Almanya gibi düşünmüyor. İtalya ve Fransa, kredi şartların esnekleştirilmesinden, yeni hükümete zaman tanınmasından yana. Yunanistan gibi aşırı borç krizi içinde olan İrlanda, borçların bir bölümünün silinmesini istiyor. Ayrıca kendisine verilen kredinin şartlarının da değiştirmesini gündeme getirmeye hazırlanıyor. 
İspanya ve Portekiz’deki muhafazakar hükümetler dayatma politikalarının devamından yana. Hem de AB tarafından dayatılan kısıtlamaları itirazsız hayata geçirdikleri için yakında gidici olduklarını bildikleri halde...
Baltık ülkeleri Estonya, Letonya, Litvanya ve Slovakya ise kraldan çok kralcı. Kendi refah durumlarının kötü olmasının sorumlusu sanki Yunanistan’mış gibi davranıyorlar. “Biz bu kadar kötü koşullarda yaşadığımıza göre siz de yaşayın” diyorlar.
Bütün bu yaptırım politikalarının “anası” Almanya plandan bir milim sapmaya dahi karşı. Tipik “Alman disiplini”. “Disiplin”in Yunanistan’da bozulması durumunda arkasının geleceği endişesi içinde. Son beş yıldır borç batağına sürüklenen Yunanistan’un bu borçları verecek durumda olmadığını bilen ülkeler ve mali tekeller yeni hükümetin üyelerinde ikide bir “Paramızı ver!” diye bağırıyorlar. Yunanistan’ın durumu teknede kurulan poker masasında kafadar tefeciler tarafından el birliğiyle soyup soğana çevrilen, oyun bittiğinde de canından başka hiçbir şeyi kalmayan adamın haline benziyor.
Yeni SYRIZA hükümetinin durumu da, pokerde oyunu kaybeden batmış adamın borçlarını üstlenen yeni oyuncuya benziyor. Resti çekmekten başka çaresi yok. Bu rest pokerin oynandığı “Euro Teknesi”ni batırmaya kadar götürebilir.
Yani Grexit*.
Bu nedenle hepsi tedirgin...
Bu hafta Der Spiegel dergisine bir röportaj veren Yunanistan Maliye Bakanı Varufakis ülkesinin durumunu “Waterboarding”e (suda boğma işkencesi) benzetiyor.
Şöyle diyor Varufakis: “Halk değimiyle Yunanistan’ın kafası suyun içine konuldu. Tam kalp duracakken sudan çıkarıldı, bir kaç kez nefes alması sağladı. Sonra yeniden kafa suya konuldu, her şeye yeniden başlandı. Benim hedefim bu sürekli zorunlu nefes almalara son vermek.” (8/2015)
Varufakis’in yaptırım politikalarını işkenceye benzetmesi elbette Der Spiegel’in muhabirlerinin hoşuna girmiyor ve “Yunanistan suyla değil paraya boğuldu” diye araya giriyorlar. Ancak Varufakis sözü edilen kredilerin, yardımların yüzde 90’ının Yunanistan’a gitmediğini, özellikle Alman ve Fransız bankalarına gittiğini söyleyince konuyu değiştiriyorlar.
Gerçekten de Yunanistan’ı “borçtan kurtarma” adına başlatılan süreç ülkeyi iflasın eşiğine getirmiş durumda. Kriz başladığında borç miktarı Gayrisafi Milli Hasıla’nın yüzde 112’si (2008) iken bu oran gelinen aşamada yüzde 179’a (2013) kadar çıkmış.
Bu yükseliş açıkçası hastaya yanlık ilaç vermekten başka bir şey değil. Yanlış ilacı alan Yunanistan’ın giderek kötüleşirken, ilacı üretenler sürekli kazanç elde etti. Durum bu kadar basit.
Bu nedenle SYRIZA hükümetinin poker oynamaya vakti yok. Acil olarak doğru ilacı bulup, durumu düzeltmeye başlaması gerekiyor. Tek yapacağı bugüne kadar yanlış reçete yazarak, halka acı ilacı içirenleri dinlemeden, kendi bildiği çözümlerinde ısrar etmesidir.
Seçim sonuçları ve sonrasında alanlara çıkan halk, çarenin ve çözümün Brüksel’de, Berlin’de, Frankfurt’ta değil, Atina’da olduğunu göstermiştir. En önemlisi de bu konuda atılacak doğru adımların arkasında olduğunu beyan etmiştir.

* Grexit: Yunanistan’ın avrodan çıkışını ifade etmek için İngilizce “Greek euro exit”ten türetilmiştir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...