29 Ocak 2015 01:00

'Yap-sat'çı müteahhit hazımsızlığı

'Yap-sat'çı müteahhit hazımsızlığı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Başbakan Davutoğlu, AKP’nin Diyarbakır İl Kongresinde Kürt halkının duygularını istismar amaçlı ve mecburen, “Kobani’ye de buradan selam gönderiyorum” demek zorunda kalsa da AKP Hükümeti ve AKP’li Cumhurbaşkanı, Kobanê halkının kazandığı zaferi bir türlü hazmedemiyor. Bunu da her ağızlarını açtıklarında belli ediyorlar.
“Kobani kurtuldu!” haberleri üzerine gazetecilerin sorularını yanıtlayan Hükümet Sözcüsü Arınç; “Umarım Türkiye’nin rolünü unutmazlar” diyerek, “Kobanê düştü düşecek” sevinç çığlıklarını ve Kobanê’nin düşmesini nasıl umutla beklediklerini unutturmayı amaçladılar.
Ama her zaman olduğu gibi “Kimse benin lafımın üstüne laf söyleyemez” öz güveniyle davranan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kobanê hazımsızlığını” en açık biçimde açığa vuran kişi oldu.   
Lafı Kobanê’ye getirmek için, Somali’de olanlar karşısında kılı kıpırdamayan “dünyayı” eleştiren Cumhurbaşkanı; “Kobani söz konusu olduğunda, küçük bir yerleşim yeri için dünya ayağa kalkıyor. Oradan ayrılanlar bize geliyor. Bugün bakıyoruz çiftetelli oynuyorlar. DEAŞ oradan çıkmış. O bombalanan yerleri yeniden kim onaracak. Oradan ayrılan 200 bin insan geri dönebilecek mi dönerse nereye yerleşecek” diyor.
Sanki Somali, Halep gibi kriz merkezleri karşısında “kılı kıpırdamayanlar” Kobanê’de IŞİD’e karşı mücadeleyi destekleyen, Kobanê’nin kurtuluşunu kutlayanlarmış gibi verip veriştiriyor. Yetinmiyor, Kobanê’nin zaferini kutlayanları “çiftetelli oynuyorlar” diye aşağılıyor.
Daha da ileri gidiyor Cumhurbaşkanı, sanki Kobanê’yi yakıp yıkanlar Kobanê halkıymış gibi Kobanêli göçmenlere “Hadi gidin o viranelere yerleşin”, “Buraları inşa etmek için bizim kapımıza geleceksiniz” dercesine daha şimdiden yapılmamış inşaatları da Kobanêlilerin başlarına kakmaya başlıyor.
Suriye’deki şeriatçı gurupların ve IŞİD’in saldırılarının topraklarından attığı mülteciler karşısında bu “gururlu”, “kibirli” tutum şimdi de Kobanêli mültecilere, Kobanê halkına karşı gösteriliyor.
“Biz olmasak kurda kuşa yem olurdunuz” tavrı şimdi bir “yap-sat”çı müteahhit tavrı ve üslubuyla sürdürülüyor.
Peki Kobanê’nin yıkılan, yakılan binalarını, caddelerini, meydanlarını, parklarını kim yapacak?
Herhalde müteahhitler; belki Türkiye’den pek çok müteahhit de binalar yapacak, yollar açacak, meydanlar düzenleyecek. Ama onlar bunu “kârlı bir inşaat işi” olduğu için yapacaklar. Ve dünyanın şu günkü halinde Kobanê’de bina, yol, park, meydan, fabrika… yapmak en çok müteahhitlerin işine yarayacak! Bu yüzden de Erdoğan, “Kobanê’nin binalarını biz yapacağız” derken, Kobanê halkına bir şey söylemiş olmuyor; olsa olsa TOKİ’ye, “yap-sat”çı müteahhitlere müjde veriyor olabilir.
Ama Kobanê’nin 200-400 bin insanın yaşadığı bir kent olarak yeniden inşasından söz ediyorsak, bu “yeniden inşanın” içinde binalar, yollar, parklar… sadece bir “iskelet” olarak anlama sahiptir. Asıl inşayı ise; Kobanê’de zaferi kazanan halk yapacak; yıkılan, yakılan halkı sürülen Kobanê’yi eşitlik, kardeşlik, barış içinde özgür bir toplum olarak kentlerini yeniden inşa edecekler. Bir kentin asıl inşası da budur!
Ancak Erdoğan ve yandaşları, miting meydanlarında; “Biz de çok zulüm gördük”, “Neler çektik bir bilseniz?” edebiyatı yapsalar da gerçekten hayatlarında karşılaştıkları tek zorluk, kendi yarattıkları ve kolay kahramanlık için uydurdukları “Paralel yapıya karşı mücadele”dir.  Öyle bir geleneğin Kobanê’nin nasıl inşa edileceğini anlaması zor, hatta imkansızdır. Çünkü onların gözünde inşa, “para, para, para”dır!
Kentlerini IŞİD’çi çetelerin elinden kurtarırken gösterilen yurtseverlik, fedakarlık, cesaret,… gibi hasletlerine bundan böyle Kobanê halkı, şimdi aynı zamanda adalet, eşitlik, barış duygusunu, emek ve yaratıcılığını da katarak kentlerini yeniden inşa etme başarısını gösterecektir. Yani Kobanê’nin yeniden inşası, Erdoğan’ın müteahhitlerine, TOKİ’sine onların ruhsuz, insan ve toplumun manevi ihtiyaçlarını gözetmeyen (Manevi yaşamı, adım başı cami yaparak din istismarcılığına indirgeyen) beton yığınından ibaret kent anlayışlarına karşı mücadele içinde de yapılacaktır.
Kısacası Erdoğan; “Kobanililer bu kenti nasıl inşa edecek?” diye kaygılanmasın ya da “Sonunda inşa için bizim kapımızı çalacaklar” diye de ellerini ovuşturarak beklemesin!
Çünkü Kobanê halkı kentlerini, kendi mücadelelerine, yurtseverliklerine, halk ve hakseverliklerine, adil ve özgür bir toplum kurma ideallerine, emeklerine, yaratıcılıklarına dayanarak inşa edeceklerdir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...