15 Ocak 2015 01:00

Soykırım: 972 bin insan

Soykırım: 972 bin insan

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Soykırım nedir?
1948 tarihli “Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşme”nin 2. maddesinde soykırım tanımlanmıştır. Şöyle:
“Bu Sözleşme bakımından, ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen aşağıdaki fiillerden her hangi biri, soykırım suçunu oluşturur.
a) Gruba mensup olanların öldürülmesi;
b) Grubun mensuplarına ciddi surette bedensel veya zihinsel zarar verilmesi;
c) Grubun bütünüyle veya kısmen, fiziksel varlığını ortadan kaldıracağı
hesaplanarak yaşam şartlarını kasten değiştirmek;
d) Grup içinde doğumları engellemek amacıyla tedbirler almak;
e) Gruba mensup çocukları zorla bir başka gruba nakletmek.”
Tarihçi Murat Bardakçı, “Talat Paşanın Evrakı Metrukesi” adlı kitabında resmi bilgilere yer vermektedir.
Talat paşa kim? Tehcir zamanı (1915) Dahiliye Nazırı (İçişleri Bakanı), sonra da (1917-1918) Sadrazam (Başbakan).
Talat Paşa’nın belgelerinde  tehcir öncesi  Osmanlı’da yaşayan Ermeni nüfus, nüfus sayımlarına göre, 1 milyon 256 bin 403’ tür.
Talat Paşa bu rakama yüzde 30 ilave edilebileceğini belirtir.
Tehcir sonrası 1915 ve 1916 yıllarında yapılan nüfus sayımlarına göre ise Osmanlı İmparatorluğunda yaşayan Ermenilerin sayısı 284 bin 157’ye düşmüştür.
Talat Paşa bu sayının da 300-400 bin olarak anlaşılması gerektiğini söyler.
Belirtilen durumda resmi rakamlara göre azalan nüfus 972 bin 246 kişidir.
Bu insanlara ne oldu?
100 yıllık sorudur bu, Osmanlı ve Türkiye devletinin cevap veremediği…
Vatandaşınız olan bu insanlara ne yaptınız?
“Tehcir ettik” diyorsunuz. Peki, gittiler mi? Nereye gittiler? Nasıl gittiler? Yollarda kaçı öldü? Nasıl öldü? Yollarda Ermenileri katleden pek çok subay, asker, memur-amir, kaymakam dahil, cinayetlere karışmış sivil silahlı insanlar da vardı ve bunlardan bazıları yargılandı ve cezalandırıldılar. Kaç kişi yargılandı, kaçı cezalandırıldı? Geride kalan Ermenilere ait mallar mülkler ne oldu?
Yüzlerce soru var, 100 yıldır sorulan ve cevap verilemeyen.
Tek bir cevap verildi şimdiye kadar: İnkar, inkar, inkar!
Kötüler dünyasında elbette vicdan sahibi insanlar; asker sivil Osmanlı Devleti yöneticileri de vardı. General, 3. Ordu Komutanı Vehip Paşa’nın adını duydunuz mu?
Ya Kütahya Valisi Faik Ali Ozansoy’un adını?
Anılması ve saygı duyulması gereken daha pek çok insan var.
Mağdurlara, onların aziz hatıralarına saygı esastır elbette.
Onlarla birlikte, hakkı, hukuku, adaleti, insanlığı, vicdanı öne çıkaranları da analım ve onlara saygı duyalım.
Sonuç olarak, geçmiş 100 yılın hepimizin üzerindeki bu korkunç gölgesinden kurtulmanın yolu yüzleşmeden geçer.
Geçmişimizdeki iyi ve kötü ile yüzleşmeden…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa