09 Ocak 2015 01:02

Paris katliamı kime yarayacak?

Paris katliamı kime yarayacak?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Avrupa’daki halklar bir süredir zaten radikal dincilerin Ortadoğu’daki katliamları nedeniyle tedirgindi. İslam adına benzer katliamların, kelle kesmelerin Avrupa’ya taşınabileceği konusunda sık sık uyarılar yapılıyordu.

Önceki gün Paris’te karikatür dergisi “Charlie Hebdo”ya yapılan alçakça saldırıda aralarında değerli karikatüristlerin, gazetecilerin olduğu 12 kişinin katledilmesi, ne yazık ki bu uyarıları yapanları haklı çıkardı. Terör örgütlerinin Avrupa’da katliam yapacak planlarının olmadığını söyleyenler ise maalesef yanıldı.

PARİS KATLİAMININ ‘FARKI’
Paris’in göbeğinde gerçekleşen bu katliam, tıpkı 2 Kasım 2004’te Hollanda’da Rejisör Theo Van Gogh’un öldürülmesi, 11 Mart 2004’te 191 insanın canına mal olan Madrid’de trene yapılan bombalı saldırı ve 7 Temmuz 2005’de Londra’da metroya yapılan saldırıda 56 kişinin ölmesinden sonraki büyük tartışmalara, hareketlenmelere benzer bir sürece yol açacak.

Bu nedenle 7 Ocak 2015 katliamı Fransa’nın 11 Eylül’ü olmuştur. 11 Eylül’den bu yana İslam adına Batı Avrupa’da yapılan katliamlara bir yenisi daha eklenmiştir. Hem de bu kez açıkça basın ve düşünce özgürlüğünü hedef alarak...

Paris katliamı hiç şüphesiz öncekilerden bazı yönleriyle farklılıklar arz ediyor. Bunları şöyle sıralamak mümkün:

* Birincisi: Daha önceki katliamlarda, katliamı yapanlar kendilerini gizleme, doğrudan ortaya çıkmamayı tercih ederken, Charlie Hebdo’ya yönelik katliamda katiller bizzat ortaya çıkmış, tetiği çekmiştir. Bu açıdan bakıldığında nitelik bakımından bir üst aşamayı ifade ediyor. Uzun süre planlandığı anlaşılan bu cinayetin Fransız polisi tarafından fark edilmemesi de düşündürücüdür.  

*İkincisi: Katliam tam da İslam karşıtlığının güç bulmaya çalıştığı bir ortamda gerçekleşmiştir. Bu nedenle, saldırı İslamcı terörün ne denli vahşi olduğunu söyleyerek güç toplamak isteyenlerin ekmeğine sürülen yağı, bala çevirmiştir. Bu gerici çevreler bir süre daha bunu kullanıp güç toplamaya çalışacaktır. Zira, göçmen karşıtlığı üzerinde siyasi güç toplamaya çalışan Milliyetçi Cephe (NL) Fransa’da daha da güçlenebilir. Almanya’da PEGIDA’cılar cinayetin kendilerini doğruladığını söyleyerek, İslam üzerinden başlattıkları ırkçı eylemlere devam edeceklerini dile getirdiler. İslam adına ortaya çıktığını ileri süren katiller, ırkçılığa, yabancı düşmanlığını büyütmek için ellerinden geleni yapmaya devam ediyorlar.

*Üçüncüsü: Eli silahlı katillerin, daha önce tehditler aldığı için sıkı halde korunduğu ifade edilen Charlie Hebdo’nun binasına bu kadar kolay girmesi ve insanları öldürmesi, güvenlik önleminde büyük bir zafiyetin olduğunu gösteriyor. Bunu tek başına katillerin profesyonelliğiyle açıklamak pek doğru değil. Demek ki; ölüm tehdidi alan gazeteciler Fransız devleti, dolayısıyla polisi tarafından hakkıyla korunmamışlardır.

*Dördüncüsü: Katliamın etkisi sadece Fransa ile sınırlı kalmayacak, bütün Avrupa’yı içine alarak bir sindirme politikasına, cadı avına dönüşecektir. Sadece Fransa’da değil, diğer Avrupa ülkelerinde de radikal İslamcıların yapabileceği saldırılar gündeme getirilecek, buna göre daha fazla güvenlik için çağrılar yapılacaktır. Bu çerçevede demokratik hak ve özgürlüklerin kısıtlanması konusunda 11 Eylül’de başlayan süreç sertleşerek devam ettirilecek.

Alman gazetelerinde katliamla ilgili dün atılan başlıklarda iki ayrı noktaya vurgu yapılıyordu. Muhafazakar gazete ve yazarlar, katliamı “Hıristiyan Batı değerlerine yönelik saldırı” olarak değerlendirdiler. Sol, liberal gazeteler ise katliamı basın ve düşünce özgürlüğüne yönelik bir saldırı olarak tanımladılar. Bilindiği gibi “Charlie Hebdo” sadece İslam’ı değil bütün dinleri eleştiren bir yayın çizgisine sahip.

EMEKÇİLERİ AYIRMAK İÇİN KULLANILACAK
Görünen o ki; bu alçakça katliam özelde Fransa’da genelde ise Avrupa’da Müslüman ülkelerden gelenlerle Hıristiyan inancından olan emekçiler arasında derin bir ayrım için kullanılacaktır. Bu en fazla farklı inançlardan ve ulusal kökenden emekçileri etkileyecektir. Bu nedenle bu alçakça saldırıyı düzenleyenler asıl darbeyi farklı inançlardan, uluslardan emekçiler arasındaki birlikte yaşama ve düşünce özgürlüğüne vurmuşlardır. Bu nedenle bu hassas dönemde özellikle Müslüman ülkelerden gelen göçmenlerin provokasyonlar konusunda oldukça dikkatli olması gerekiyor.

Bu yılın Avrupa’da ırkçılık, yabancı düşmanlığı konusunda önemli bir yıl olacağı Almanya’da başlayan protestolardan anlaşılıyordu. Şimdi, Paris’te basına, düşünce özgürlüğüne yönelik yapılan bu alçakça saldırısı yap bozun radikal dinciler cephesinden eksik kalan kısmını da tamamlıyor. Zira, saldırı söz konusu çevrelerin kendi cephelerinden gerilimi artırmak için büyük bir çaba içerisinde olduğunu gösteriyor.

Dolayısıyla bu katliam temel hak ve özgürlükleri kısıtlamak için pusuda bekleyen devletler ve İslamofobi üzerinden güç toplamaya çalışan ırkçıların yanı sıra radikal dinci İslamcı çevrelerin işine yarıyor. Üçü birbirinin yaptıkları üzerinden nemalanıyor.

Bu karanlık döngüyü kırmak, her türden Ortaçağ karanlığına karşı basın ve düşünce özgürlüğünü sonuna kadar savunmak bugün her zamankinden daha büyük bir önem taşıyor.
Bu nedenle “Je suis Charlie - Hepimiz Charlie”yiz.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...