26 Aralık 2014 01:00

Rusya'nın kader yılı

Rusya'nın kader yılı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

2014’e “Ukrayna gerilimi”yle giren Avrupa, 2015’e bu gerilimin katlanarak arttığı koşullarda giriyor. Bu demektir ki, Ukrayna üzerinden süren paylaşım kavgası önümüzdeki yıla da damgasını vurmaya devam edecek.

Nasıl vurmasın ki...

Son haftalarda, gerilimin baş aktörlerinden Almanya’dan tansiyonun düşürülmesine dair yapılan açıklamalara rağmen, Ukrayna yönetimi tersi yönde bir adım atarak “tarafsızlık statüsü”ne son verdi ve Rusya’yla savaşın ön cephesi olmaya hazır olduğunu göstermek amacıyla NATO’ya üyelik yönünde önemli bir karar aldı.

Devlet Başkanı Petro Poroşenko’nun önerisiyle parlamentoda yapılan oylamada, açık farkla, Ulusal Güvenlik Yasası değiştirilerek, NATO’ya üyelik için sürecin başlatılmasına karar verildi. Bundan sonraki adım, NATO’ya üyelik için şekilsel bir referandum, ardından üyelik için Brüksel’e resmi başvurunun yapılması...

Parlamentonun kararı, Rusya Başbakanı Medvedev’in değişiyle, “Fiilen NATO’ya üyelik başvurusu” anlamına geliyor.

NATO’nun üyelik başvurusunu hangi koşularda, nasıl ve ne zaman kabul edeceği, Batı ile Rusya arasındaki ilişkilerin seyri belirleyecek.

Ama öyle görünüyor ki; Rusya’nın bütün itirazlarına rağmen başta ABD ve “Anglosakson” eksenindeki müttefikleri ve Baltık ülkeleri, üyeliğin en kısa sürede gerçekleşmesini, böylece bir savaş örgütü olan NATO’nun Rusya sınırına dayanmasını isteyecekler.

Almanya ve Avusturya gibi, Rusya’yla ilişkileri daha faza germek istemeyen, gerildiği takdirde ticari ilişkilerin zarar göreceğinin farkında olan bazı ülkelerin üyelik sürecini ağırdan almaları yönündeki tutularının sonuç açısından çok da etkili olması beklenmiyor.

Zira, parlamentonun “tarafsızlık statüsünün” kaldırılması kararıyla ok yaydan çıkmış, geri dönüşü mümkün görünmüyor.

Peki, NATO üyesi olan Türkiye bu süreçte nasıl bir tutum takınacak, hangi yol ve yöntemi izleyecek.
Bir taraftan enerji ve ticari açıdan iyi ilişkiler içinde olmak istediği Rusya, diğer taraftan üyesi olduğu ittifakın çıkarları...

Denilebilir ki; 2015 Rusya’yla iyi geçinmek ya da ilişkileri germe niyetinde olmayan ülkeler için zor bir yıl olacak. Çünkü, içine girilen gerilim sarmalı ve çelişkilerin sertliği öyle kolay manevralarla geçiştirilebilecek gibi değil. Dahası karşılıklı gerilim içinde olan ABD ve Rusya, bütün ülkelere safını belirlemeyi dayatacak.
Bu nedenle, Türkiye’nin “Aranızdaki Ukrayna sorunu beni ilgilendirmez, ben çıkarlarıma bakarım” demesi öyle kolay olmayacak.

Dolayısıyla, 2015 aynı zamanda Ukrayna üzerinden Rusya’yla ilişkinin nasıl ve hangi düzeyde sürdürüleceği konusu NATO cephesinde ve tek tek ülkeler içinde tartışmalara yol açacak.

Bu ülkelerin başında Almanya geliyor. Rusya’yla yıllık 80 milyar dolara varan ticaret hacmine sahip Almanya’da sermayenin azımsanmayacak bir bölümü ABD’nin belirlendiği strateji ekseninde Moskova’yla karşı karşıya gelmeye itiraz ediyor. Ancak bütün itiraz ve çekincelere rağmen NATO cephesinde ciddi bir yarılmanın olması bugünkü koşullarda beklenmiyor.

Böylece, ABD ve müttefiklerinin Ukrayna’yı kazanarak NATO’nun sınırlarını Rusya’nın kapısına kadar götürme planı, plan olmaktan çıkabilir. Zira, yıl içinde Galler’de yapılan NATO Zirvesi’nde fiili hale getirilen Ukrayna’nın “operasyon alanı” haline getirme hamlesi de resmiyet kazanacak.

Ukrayna Parlamentosunun aldığı karara Rusya cephesinden verilen sert tepkilere bakılırsa bu o kadar da kolay olmayacak. Rusya’da Ukrayna sınırları içinde Rus nüfusunun bulunduğu kentleri kendisiyle NATO arasında bir “tampon bölge” haline getirmenin hesaplarını yapıyor. Başka bir değişle, fiilen bölünen Ukrayna’nın resmi olarak bölünmesinin koşulları şimdi eskisine göre çok daha zorunlu hale gelmiş bulunuyor, Rusya açısından.

Öyle görünüyor ki; ABD ve AB, Rusya’yı sıkıştırmak, dünya siyasetinde güçlü bir aktör olmasını engellemek, mümkünse de Putin’siz, kendisine emir kulu olacak bir yönetimin işbaşına gelmesi için 2015’te yeni hamleler yapmaya devam edecek.

Bu çerçevede, bir taraftan askeri olarak Rusya’nın sınırına kadar dayanarak hareket alanı daraltma, diğer taraftan ekonomik sorunlar ağırlaştırılarak içeride kaos ve kargaşayı tetikleme hedefleniyor. Dış müdahaleyle rublenin dolar karşısında değer kaybetmesi, ekonomideki büyüme göstergelerinin hızla düşmesine yol açacak gelişmeler, Batılı kapitalist devletlerin Rusya üzerinde çok aşamalı, katmanlı ve derin planlar üzerinde çalıştığı ve bunların bir kısmını devreye koymaya başladığı anlaşılıyor.
Bu yılın son haftalarında belirtileri ortaya çıkan bu planlar karşısında Rusya’nın nasıl ve ne kadar dayanabileceği, hangi hamleleri yapacağı önemli.

Denilebilir ki; 2015 Rusya için kader yılı olacak.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa