Kullanılmış ergenin tripleri

Bu sıralar “Aldatıldık, kandırıldık” diyerek sorumluluktan soyunmak pek bir moda oldu. Böyle ergen çocuk jargonuyla nedamet getirildiğinde akan sular durulacak, kamuoyu züccaciye dükkanındaki filin geride bıraktığı can ve cam kırıklarını bağışlayacak sanki. Büyümesini beklememizi talep eden ama büyümeyi asla kabul etmeyen; böylece ergenliğinin ezeli mağduru etiketiyle dolaşmayı o kadar çok seven var ki. Bekle, besle, büyüt nereye kadar?
Kabinenin duygusal bakanı Taner Yıldız da bu kervana katıldı. “Biz çok önemli bir duyguyu yaşadık. Beraber yediğimiz, beraber gayret ettiğimiz, çalıştığımız arkadaşlarımız tarafından aldatıldık” dedi. Beraber yemeye oturanların, karşısındakinin lokmasını saydığı sofrada birbirine girmeleri nadir bir durum değil tabii. Ortağın kalbine giden yol hep mideden geçmez; mideden geçen yol düşmanlaştırır da. Şimdi AKP ve Cemaatin yaşadığı durum da böyle bir mide fesadı hali. Her iki taraf da sofrada birinin diğerini aldattığını iddia ediyor.
Taraf’tan Türkiye gazetesine geçtikten sonra kendisini “Az kullanılmış aptal” kategorisine dahil ederek kullanışlı aptallık üzerine yazmıştı Yıldıray Oğur. Malum, Taraf uzunca bir süre AKP hükümetini sadakatle desteklemişti, ki o zamanlar henüz iki tarafın da midesi henüz birbirini kaldırıyordu. Bu, aldatıldık sitemiyle sıvışma numarası yeni değil yani.
Ama Taner Yıldız bu kullanılma halinden şikayet ederse arşiv kendini hatırlatıveriyor.
Çünkü biliyoruz ki AKP’nin siyaset sahnesindeki rolü biraz da bu kendini kullandırma hevesiyle başlamıştı. Bir vakitler, Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Cüneyt Zapsu’nun Washington’daki temasları sırasında kullandığı ileri sürülen “Bu adam dürüst bir adam. Kendi inançlarına sahip ve bunda samimi. Bu adamı kullanın. Bence onu devirmeye çalışmak, delikten aşağı koymak yerine onu kullanın” biçimindeki ifadelerin yarattığı sansasyonu henüz unutamadık. AKP başdanışman aracılığıyla kullanılmaya hazır olduğu mesajını uçurarak iktidarda kalmamış mıydı?
Demek ki kendini kullandırmak AKP için bir siyasi terbiye biçimi. Ama kim kimi kullanabilirse deveyi havuduyla götüren o.
Enerji Bakanı Yıldız’ın kendisi de kamuoyunu aldatmak veya kandırmak bakımından elinden geleni yapmıştı. Soma madenlerinde 300 küsur işçinin ölümüyle sonuçlanan patlamadan bir sene önce Işıklar bölgesinde bir başka maden ocağının açılışında konuşurken, örnek alınacak niteliklere sahip ocağın işçi güvenliğini ön planda tuttuğunu iddia etmişti. O halde Soma katliamından sonra bütün toplumun “Biz çok önemli bir duyguyu yaşadık” diye ergen serzenişlerinde bulunması gerekir. Fakat bu kadar duygu travması yaşayamayız biz, çünkü onlarla beraber yemedik.
Beraber yemeden aldatılmaya çalışılmışken bir de aynı sofraya otursaydık maazallah ne büyük bir duygu durumu yaşardık acaba?! Herhalde; askeri vesayetin kökünü kazıyacağız iddiasının kurumlaşan bir diktatörlüğün inşasıyla boşa çıkarılmasından; darbelerle hesaplaşacağız diye oy istedikten sonra darbe koşullarından beter bir düzenin kurulmasından; ileri demokrasiyi tesis ediyoruz derken ak saraylı bir saltanat reorganizasyonundan daha beter bir sonuç olmazdı bu. Ötesi de vardır belki ama henüz öngöremiyoruz. Tek söyleyebileceğimiz şey, bu aldatma şampiyonu Hükümet artı CB kompleksinin önümüzdeki süreçte, özellikle seçim bağlamını fırsata çevirmek için daha birkaç “Çok önemli duygu yaşamaya” çalışacağı. Gelişmeler bunu gösteriyor. Örneğin Kürt hareketi seçimlere bağımsız adaylarla değil parti olarak katılacağını söylüyorlar ya şu günlerde. Bir de baraj aşılırsa “Biz o kadar müzakere yapıyorduk. Fena duygu durumu yaşadık. Kürtler bizi aldattılar, kandırıldık” derler emin olun. Yıllardır Kürtleri aldatmaya çalışanlar kendileri değilmiş gibi ergen triplerine yatabilirler. Ama bu durum sofra arkadaşlığına benzemez. Atı alan Üsküdar’ı veya barajı geçtiğinde AKP artık kendisini kullandırtabileceği zirvelerde heves kalmadığı veya kullanabileceği kimse bulamadığı için pekala siyasetin dışında kalabilir. Fena olmaz, kötü bir siyaset terbiyesi literatürden siliniverir.