22 Aralık 2014 00:54

Erdoğan’ın Kobanê ve Halep sancısı!

Erdoğan’ın Kobanê  ve Halep sancısı!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

IŞİD’in Kobanê kuşatması başladığı günden beri Erdoğan aynı nakaratı tekrarlayıp duruyor: “Kobanê’yi bırakın, Halep’e bakın!” İki gün önce yine “Kobanê, Kobanê, Kobanê dediler. Halep’le niye ilgilenmiyorsunuz? Birileri için Kobanê’nin önemi var. Kuzey Suriye’de yeni bir eyalet mi oluşturuluyor? Bu ülkem için bir sıkıntıdır, tehdittir. Bunu görmezden gelemem” açıklamasını yaptı.
Peki, Erdoğan neden Kobanê ve Halep’le yatıp kalkıyor?

Hatırlayalım, AKP-Erdoğan’ın Suriye’ye müdahale politikasının iki temel hedefi vardı.

Birincisi, Esad rejimini devirmekti. Bu hedefin gerçekleştirilmesi, ‘Yeni Osmanlı’cı Sünni İslam’ın liderliği politikasının yaşam bulması için olmazsa olmazdı. Esad devrilecek ve Erdoğan, Şam’daki Emevi camisinde Cuma namazını kılarak, bu politikanın başarısını bütün dünyaya ilan edecekti. Ve ikinci hedef de, Kürtlerin Suriye Kürdistanı’nda, yani Rojava’da kendi yönetimlerini kurmalarını engellemekti. Böylece hükümet-devlet adına İmralı heyeti ile görüşen Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın deyimiyle “Rojava’daki özerklik tahayyülünün çözüm sürecinde Kürt hareketinde yarattığı tatminsizlik ve şımarıklık” ortadan kaldıracaktı. Kürt sorunu, AKP’nin inisiyatifinde ve statüsüz çözüm çerçevesi içinde halledilmiş olacaktı.

Ama yanlış hesap bu kez Kobanê ve Halep’ten dönmek üzere. Bu nedenle bu hedefleri sadece Bölge politikasının değil, iç politikadaki başarısı için de bir varlık-yokluk sorunu haline getiren Erdoğan, kıvrandıkça kıvranıyor.
Kobanê’den başlayalım…

IŞİD’in Kobanê kuşatması, AKP’nin Rojava ve çözüm süreci politikasının başarısı için yapılmış son hamleydi. Erdoğan, “Kobanê düştü, düşecek” derken ortaya konan direniş ve ardından 6-8 Ekim tarihleri arasında Kürdistan, Türkiye ve dünyanın dört bir tarafına yayılan eylemler hesapları bozdu. IŞİD’e karşı mücadele stratejisi ile Bölge’ye müdahale politikasının dayanaklarını yenileyen ABD, Kobanê’de IŞİD’i bombalamak zorunda kaldı. Önceleri Kobanê’ye saldırıları izleyen ABD, IŞİD’e karşı stratejisi sorgulanmaya başlayınca bombardımanlara başlamıştı. Uzatmadan söylersek, IŞİD kuşatmasının yenilgiye uğratılması, hem Kürt hareketinin dünya nezdindeki prestijini, hem de gücünü arttırdı. Bölge’de haritalar-sınırlar tartışılırken Kürtler kimsenin göz ardı edemeyeceği bir güç haline geldi. Nihayetinde IŞİD’in yenilgisi ile AKP, hem Rojava’ya müdahalesinin en önemli dayanağını kaybetti, hem de ‘çözüm süreci’ni Kürt hareketini oyalayarak sürdürme olanakları önemli oranda ortadan kalktı.

Böylece Kobanê’de Akdoğan’ın “tahayyül” dediği Kürtlerin özerkliği değil; asıl AKP’nin Kürtlerin demokratik yönetimlerini yıkma hayali toprağa gömülmüş oldu.

Ve Halep…

Suriye’nin Şam’la birlikte en önemli kenti.

Suriye’ye müdahale politikasının mimarları Erdoğan’la Davutoğlu neden her fırsatta “Halep’e bakın” diyorlar biliyor musunuz? Çünkü Türkiye ile doğrudan ilişki halindeki muhalif güçlerin bugüne kadar tutunabildikleri tek yer Halep’ti. Ancak bugün AKP’nin Suriye’ye müdahale politikasının dayanağı olarak kullandığı bu güçler, Halep’te Esad rejimi tarafından kuşatılmış durumdalar ve yenilgiye uğratılmak üzereler. Üstelik bu güçlerin yenilgiye uğraması, sadece AKP’nin ‘yeni Osmanlı’cı hayallerinin sonu anlamına gelmeyecek. Bunun da ötesinde bu silahlı grupların başta G. Antep ve Hatay olmak üzere Türkiye’ye kaçışması ve dolayısıyla AKP’nin silahının ters tepmesi anlamına gelecek. Yani en başından söylediğimiz gibi, AKP Hükümeti’nin müdahale politikası başarısızlığa uğramakla kalmayacak, başına yeni belalar da almış olacak. Erdoğan’ın “Kobanê’de sivil yok, ama Halep rejimin eline geçerse felaket olur” demesinin nedeni bu! Zaten Rusya da üstünlüğün tamamıyla Esad’ın eline geçmesinin rahatlığıyla bugünlerde Lübnan’da rejim ile muhalif güçler arasında barış görüşmelerinin yapılmasına ön ayak oluyor.
Gördüğünüz gibi Erdoğan’ın Kobanê ve Halep sancısı sebepsiz değilmiş. Çünkü Kobanê ve Halep’ten bakınca, AKP-Erdoğan’ın ülke siyasetiyle iç içe geçmiş Suriye’ye müdahale politikasında yolun sonu görünüyor!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa