22 Aralık 2014 00:52

Gamalı haç

Gamalı haç

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ders sırasında sınıfa ciddi görünüşlü üniformalı adamlar girer. Tanıştırılırlar, Allahsızlığı Yayma Kürsüsü Başkanı, istihbarat örgütünden Albay Nuriyev ile. Öğrencilerden biri öğretmenle tartışmaya başlar, “İnanmıyorum size” diye bağırır. Öğrenci okuldan kovulur, başkandan özür dilenir.

Bu hafta vizyona giren Kırımlı filminin girişindeki sahne, Güneş Ne Zaman Doğacak’taki okul skecini hatırlatıyor insana. Yine askerler giriyor sınıfa, o sert bakışlarıyla çocukları bu eski filme göre daha da çok korkutuyor. Artık eğitimin Rusça verileceğini söylüyorlar. Öğrencilerden birinin yine itirazı var, “Ben Rus değilim” diyor. Askerler de kolundan tutup camdan dışarıdaki cami yıkımını izletiyor.

Tarihi çarpıtan çok da, Allahsızlığı Yayma Kürsüsü gibi yaratıcı uydurmaların yeri her zaman bir başka. Türk milliyetçiliği ve antikomünizmi harmanlayan yeni filmlerden ancak cami yıkma töreni çıkıyor çünkü. Türklüğünü yaşayamayan Cüneyt Arkın’ın Sovyet mezaliminden kurtulup Anadolu’da kaval çalma özgürlüğüne kavuşmasının üstünden 36 yıl geçmiş.

Hesabı kolay, çünkü geçenlerde Maraş katliamı için anma ve “kutlama” organizasyonlarıyla yıldönümü hatırlandı. İşte bu film, Güneş Ne Zaman Doğacak, provokasyonun patladığı gün oradaydı. Günler öncesinde başlayan dedikodular, sinemaya ses bombası konmasıyla ayyuka çıktı. “Solcular yaptı” denildi ve tam sayısını bile bilmediğimiz yüzün üstünde kişi, arkasından gelen günlerde öldürüldü.

Tabii ortada kutlanacak bir şey varmış gibi afişler asanlar oldukça, olayı olduğundan başka anlatanlar hiç eksik olmadı. Mezhep düşmanlığını körükleyenlerin, münasip yerinden tarihi masallar uyduranların eksik olmaması gibi. Faşist bir proje olduğu çok belli olan film, sadece katliamın bahanesi olmadı, mesela Kırımlı’nın yolunu da açtı.

Bu kez filmde, Nazilerin Türkistan Lejyonu’na katılan ve Kızılordu’ya karşı savaşan Kırımlı kahramanlar anlatılıyor. Ne Kırım özerk cumhuriyeti var, ne Tatarca’nın resmi dil olması, ne Nazilerin Sovyetleri işgali var, ne anayurt direnişi. Naziler için savaşmakta çok haklılar. Gördükleri en büyük kötülük Nazilerin yalancılığı. Naziler savunuluyor yani artık. Nazi üniforması içinde içtimadayken, komutan gelip moral veriyor bir de, “Sizler Türk askerisiniz” diyor, “Başınızı dik tutun”.

Üstün başın gamalı haç halbuki de, yersen. Zaten yersen, Amerika’nın keşfinden kadın erkek eşitliğine bildiğin her şeyi unutman gerekecek. Orhan Pamuk’un Nâzım’ı Kemalist ilan edişi gibi, cevap vermesi bile tuhaf lafların devri. 17 Aralık’ta bir şey olmamış gibi davranmak nedir, 78’de Maraş’ta, 90’larda Kürdistan’da, 1915’te ne oldu ki? Hiçbiri, bu toprakların tarihi baştan aşağı yalanla inşa edilmeden mümkün olmazdı.

Kuyuya atılan bir taş bile aklı olana bela olur, bizde kuyular ceset dolu.

İnsanlar Neden Saçma Şeylere İnanır başlıklı bir kitap, koca bir bölümünü Yahudi soykırımına ayırmış. Soykırım için “olmadı” diyenlerin tezlerini, akıl yürütmelerini, onların etkilerini inceliyor. Büyük yalanların yolu hep gamalı haça çıkıyor.

En iyi dostları sanatçılar arasında mıdır, kendileri bilir ama Alev Alatlı’nın o konuşmasının referansları açıktı. Azılı faşist, Sovyet kampları mitinin mimarı Soljenitsin’den, McCarthy’ye onlarca kişinin adını “komünist” diye veren, kitapları CIA parasıyla sinemaya uyarlanan George Orwell’a.

Ne diyordu Peder Niemöller: “Önce komünistleri götürdüler”. Tarihi çarpıtmanın yolu da oradan geçiyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...