14, 17, 25 paralel yolsuzluk, adaletsizlik, padişahlık
Fotoğraf: Envato
Aralık ayı, 14, 17, 25… Rakam ve ayların bir kıymeti yok ancak yaşananlar çok mühim.
Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Adalet Bakanı, hainler, inlerine girmeler çıkmalar, beddualar, lanet okumalar, Eğitim Şûrası, Din Şûrası, Konya, İstanbul… HSYK, yasa yapıp toptan görevden almalar, dershaneleri, okul müdürlerinin tümünü bir yasayla boşa düşürmeler, YÖK Başkanını kızağa çekmeler… Dinlemeler, tapeler, tahşiyeler… Simonlar, ajanlar, istihbaratçılar, savcılar, hakimler…
Ortalık toz duman…
“Önümü göremiyorum” duygusu, “Ne olup bittiğini anlamıyorum” söylemi toplumu her tür kurguya açık hale getiriyor, iyi bir durum değil.
Belirsizlik ortamında “Kimsenin ipine sarılmadan” hareket etmek daha uygun olanıdır. Öyle çok uzmanlığa da gerek yok, asgarileri görmek o kadar da zor değil.
Ne/ler oluyor?
1-Hırsızlık soruşturması var.
2-Hırsızlık soruşturmasının siyasi hedefleri de var.
3-Bol bol dinleme var, doğrusu var, düzmecesi var.
4-Ortada gerçek durumlar da var. Bol bol para var. Zarrab var. Çocuklar var. Saatler, villalar var.
5-Cemaat var.
6-Tarikatlar var.
7-Pensilvanya var. Dışarıdakiler var, ABD var. Gülen var. İçeridekiler var. Erdoğan var.
8-PARALEL ittifak var, açık gizli hatta kirli ittifaklar var.
9-Başbakanlık ofisinde böcek var.
10-Bir yasayla bir saatle dağıtılan HSYK var. Hakim olanlar var, hakim olamayanlar var.
11-Yargıtay var.
12-Cemaatin polisi var. Erdoğan’ın polisi var. Avni var.
13-Gazeteci olanlar var. Gazeteci olmayanlar var.
14-Çalık var, Ciner var, Doğan var,
15-YÖK var, ÖSYM var. Çetinsaya var, Saraç var.
16-BTK var. MİT var.
17-MİT TIR’ları var. Silah, her tür hukuk dışı operasyon var.
18-MİT’in TIR’larına her şeye rağmen hukuk içi hukuk dışı operasyon yapanlar var.
19-Operasyon yapanlara paralel operasyon yapanlar var.
20-Paralel İTTİFAKIN çatırdaması var. İç ihanet, dolayısıyla “hainlik” var.
Bu külliyattan çıkan sonuç şu ki; ortada her tür ADALETSİZLİK, her tür YOLSUZLUK var. Partizanlık var, KAYIRMACILIK, İLTİMAS, SUİSTİMAL var.
PARALEL İŞLER çok. Sayılacak daha o kadar çok şey var ki, arada olumlu sayılabilecek pek bir şey yok.
Belki tüm bu güç savaşlarının açığa vurduğu çıplak sonuç; kapitalist devletin, neoliberal muhafazakarlığın; para, şirket, banka, siyaset, devlet, tarikat, Cemaat… ne kadar kirli ittifaklardan oluştuğudur.
Peki, bu süreçten kazançlı çıkılabilir mi?
En azından ittifakın sürmesi daha kötüydü.
Güçlülerin aralarındaki İTTİFAKLARIN bozulması halkın en azından bazı şeyleri görmesi açısından önemlidir. Neredeyse her tür KOMPLO teorisi eksik ve zayıf kaldı, ortaya komplo teorilerinin öngördüğünden bile daha büyük bir kötülükler manzumesi çıktı.
KAPİTALİST DEVLETİN kirli çamaşırları ve DİNİ ÇEVRELERLE çapraz ittifakları oraya çıktı. Din iman adına nelerle ittifak kurulduğu ortaya çıktı.
Gelinen noktada bu savaştan PADİŞAHLIK mı çıkacak, KAOS mu çıkacak, DEMOKRASİ mi çıkacak, mücadelenin oylumuna ve iç dış dengelerin durumuna bağlı.
Şimdilik görünen o ki; AKP her şeyi siyasal bir mücadele alanı ve aracı olarak görüyor, şimdiye kadar da oldukça yol aldı. SARAY yapıldı, sarayın EKSİK parçası PADİŞAHLIK ki, belki de ittifak padişahın kim olacağında zorlandı.
AKP siyasi mücadele üstünlüğünü elinde tutmak istiyor, Cemaati kendi silahıyla, adli sistem üzerinden vurmak istiyor, herkesi biraz da fazlasıyla salak yerine koyuyor.
Mücadelenin siyasi olduğu, adliyelerde çözülmeyeceği, her siyasi mücadelenin kendi hukukunu oluşturduğu dikkate alınırsa mahkemelerde yapacak bir şey olmadığı aşikar.
17 Aralık, 25 Aralık adli bir vaka mı siyasi bir vaka mı, 14 Aralık adli bir vaka mı, hadi siz karar verin.
KCK, Ergenekon, Gezicilerin, Çarşı’nın, öğrencilerin, öğretmenlerin, KESK’in yargılanması…
Çocukların vurulması… Adli vaka mı siyasi vaka mı?
Padişahlık kapitalizmin işine mi gelir, çelişir mi? Krallıklar çelişti mi? İngiltere Krallığı çelişti mi?
Padişahlığın rıza aracı demokrasi, hak, özgürlük, eşitlik olmayacaktır her halde.
Padişahlıkların, Krallıkların en önemli meşruiyet aracı kilisedir, papalıktır, dindir, şeriattır.
Türkiye’de sert bir mücadele var. Rejim el değiştiriyor. Devlet form değiştiriyor gibi. Sonucu içiyle dışıyla siyasi mücadelelere ve bundan kimlerin galip çıkacağına bağlı.
Şimdilik galibi belli değil ama sabiti kapitalizm gibi.
3-5 yaşında çocuklar hocaya teslim, haydi “bismillah”. Para piyasa padişahım sen çok yaşa.
- 31 Mart Yerel Seçimleri: AKP'nin dinci eğitimine karşı bilgi ve özgürleşme talebi 05 Nisan 2024 04:47
- İmtiyaz/kapitülasyon, rantiye veya mütaşerik otoriterlik: Peker, Ağar, Erdoğan, Altınok, Kurum, İmamoğlu… 29 Mart 2024 04:46
- Fütüvvet teşkilatı: Meslek lisesi değil dinci fedailik ocağı 22 Mart 2024 04:57
- AKP ve MEB mesleki eğitimin sırrını çözdü: Fütüvvetnameler ve baş ahilik dönemi 15 Mart 2024 04:43
- Patriyarka ve öğrenci açlığı sorunu: Niteliksiz okullar, meteliksiz veliler, kadınlar, çocuklar 08 Mart 2024 05:05
- Türkiye'de felaketlerin faktörlerinden öte aktörleri kimler? 01 Mart 2024 04:46
- Felaketler çağı ve Türkiye'nin felaketler dönemi 23 Şubat 2024 04:46
- Depremde Hatay’da ölüm sayısı ne kadar? Hatay’a, Adıyaman’a, Malatya’ya resmen ayrımcılık mı yapılıyor? 16 Şubat 2024 04:39
- Afetin, nemacılığın, timokrasinin ‘utp-usta öğreticilik’ hali: 890.920 09 Şubat 2024 04:53
- Deprem ve ülke yönetimi: Mütaşerik yönetimin ağır sonuçları 02 Şubat 2024 04:48
- "Karakter eğitimi" nedir: MEB, Bakan Tekin 1.3 milyon işçi çocuğu unuttu, "Çocukları bari tatilde çalıştırmayın" 26 Ocak 2024 04:45
- Davos, yerel seçimler ve yoz milliyetçilik çağı: Paranın satın alma gücünün satın aldığı tin ve insanlık 19 Ocak 2024 04:50