26 Kasım 2014 00:50

Bir yaşam karşıtı olarak hız

Bir yaşam karşıtı olarak hız

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Araç arka cam yazılamaları hele trafik yoğunsa gözden kaçmaz. “Yavaş giden torununu, hızlı giden dedesini görür” onlardan bir tanesidir. Bir yönü ile doğru ama bir o kadar da eksiği var. Sizin arabanızı kurallara uyumlu kullanmanız tek başına yeterli mi? Çok hızlı giden birisinin yaratabileceği olumsuzluklardan sizin özeniniz yetmeyebilir.
Aynı husus bulaşıcı hastalıklar bahsi için de geçerli. Bu hem özen, hem de hız başlığında benzerlikler içeriyor. Issız bir adada yaşamak bile sizi bulaşıcı hastalıklardan muaf tutamaz. Değilmi ki börtü böcek, rüzgâr var!
Çağımızın ölümü hızdan olacağa benziyor. Bu sağlık boyutu ile de böyle. İnsanlık tarihinin belki de tüm zamanlarının toplam hızı son otuz yılda bir çırpıda geçildi. Misal “Neolitik çağın yaşam biçimleri Anadolu’dan Hollanda’ya sekiz bin yılda ulaşabildi” diyor arkeologlar. Ya şimdi?
Yine bırakalım binlerce yıl öncesini 18–19. yüzyıllarda bulaşıcı hastalıkların yayılma hızlarına baktığımızda da benzer verilere ulaşıyoruz. Misal veba, kolera gibi ilgili yüzyıllarda kitlesel kıyımlara yol açan bulaşıcı hastalıkların yayılımının on yılları bulabildiğini izliyoruz. Hindistan’dan başlayan bu hastalıkların Asya, Avrupa ve Afrika’ya ulaşması ve sonlanımı 8–15 yılı bulabiliyordu.  
Bugüne geldiğimizde ise şimdilerde Ebola, yakın yıllarda kuş gribi, domuz gribi gibi hastalıkların günler, haftalar içinde bırakalım komşu ülkeleri tüm kıtalara yayılabildiğini izliyoruz. Bunun adına hız diyoruz. “Sesten hızlı uçak” çağında hızın kolaylaştırıcılığı böyle durumlarda dezavantaja dönebiliyor.
Sağlıkta tedavi olanakları başlığında da hız görünmez kılınmış bir kabusa dönebiliyor her an. Çağımız hız ve bir o kadar aşırı uzmanlaşma çağı. Tıp disiplinlerinden her birisi kendi alanındaki hızı hastalara hemen uygulamak istiyor. Doğası gereği kapitalizm “gölgesini satabildiği” hastalıklara yatırım yapıyor. Yani farklı hastalıkların yeni tedavi olanakları eşit değil. Bunu bir olgu üzerinde birlikte değerlendirmemizde yarar var. Örneğimiz yetmiş küsur yaşlarında “çok şükür iyiyim” diyen bir tanıdığımız olsun. Yakınları baskı yaptığı için özel check-up yaptırmaya karar versin. Göz hekimi katarakt, ortopedist diz ameliyatı ile protez, KBB uzmanı daha iyi duyması için işitme cihazı için randevu versin. Hasta bu ameliyatları olduğunda daha iyi duyacak, daha iyi görecek ve daha hızlı yürüyecektir. Şimdi soruyu birlikte üretelim: ‘ O kalp bu hıza dayanır mı?’ İlgili sorunların varlığında daha az uyaran ile beyin, daha az hareket ile beden daha yavaştı. Hastanın o dönemki aktiviteleri için kalp bir pompa olarak yeterliydi. Oysa ameliyat sonrası kalbi zorlanabilir olgunun.
 Hızın yaşam karşıtlığı kolektif bilince de yansımış durumda. “Yavaş şehir” unvanı ve ona duyulan ilgi bunun temel kanıtlarından olsa gerek.
 Sağlıcakla kalın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa