24 Kasım 2014 00:52

Sekreterya ve süreci toplumsallaştırma sorunu

Sekreterya ve süreci toplumsallaştırma sorunu

Fotoğraf: Envato

Paylaş

AKP Hükümeti’nin Kobanê’yi düşürme politikasına karşı 6-7 Ekim’de patlak veren gösterilerden sonra hükümet yetkilileri “çözüm sürecinin askıya alındığı” ve Kürt hareketinin temsilcileri de “sürecin bittiği” açıklamalarını yapmıştı. Ancak HDP’nin İmralı heyeti ile Başbakan Yardımcısı Akdoğan arasında yapılan görüşmelerden “sürecin hızlandırılarak devam ettirileceği” kararı çıktı. Bu görüşmelerde Öcalan’a 5 kişilik bir sekreterya, İmralı heyetinin genişletilmesi -ki DTK Eş Başkanı Hatip Dicle ile DÖKH sözcüsü Ceylan Bağrıyakın’ın adları geçiyor- ile bir ‘izleme kurulu’nun oluşturulması konularında anlaşmaya varıldığı kamuoyuna duyuruldu.
Bir tespitle başlayalım: AKP Hükümeti, nasıl ‘çözüm süreci’ni Esad’ı devirme ve Rojava’da Kürtlerin kendi yönetimlerini oluşturmasını engelleme politikası akamete uğradığı için başlatmak zorunda kaldıysa, yeni adımları da Kobanê’yi düşürme hesabı boşa düştüğü için atmak zorunda kalmıştır. Tabi Öcalan’a sekreterya ve izleme kurulunun oluşturulması, tek başına sorunun artık çözüleceği anlamına gelmemektedir. Dahası AKP de, bu adımı yine genel seçimlere giderken kendini güçlendirmek için kullanma hesabından vazgeçmeyecektir.
Bununla birlikte Öcalan’a sekreterya ve bir izleme kurulunun oluşturulması, AKP’nin Dersim ve Alevi ‘açılım’ı gibi içine düştüğü sıkışmışlıktan kurtulmak için atmak zorunda kaldığı bir adımdır. Bu bakımdan Kürt hareketi ve demokrasi güçleri için bir kazanım olarak görülmelidir.
Neden mi?
Çünkü bugüne kadar hükümet, ‘çözüm süreci’ni Öcalan ile MİT arasında yapılan ve içeriği kamuoyuna açıklanmayan bir gizli görüşmeler süreci olarak sürdürdü. Başka bir deyişle kendisini destekleyenlere “bize güvenin” demekle yetindiği bir süreç olarak işletti. Oysa ‘çözüm süreci’ denen süreç, bir toplumsal uzlaşma, bir barış süreci ise -ki böyle olmalıdır- sürecin şeffaflaştırılıp toplumsallaştırılması zorunludur. Yani ‘çözüm süreci’ sadece Kürt hareketi ve devlet arasında yürüyen bir süreç olmaktan çıkartılmalı; atılacak/atılması gereken adımlar ile yapılan görüşmelerin ve tarafların öngördükleri çözümün çerçevesi konusunda toplum bilgilendirilmeli ve sürece dahil edilmelidir. Çünkü ancak süreç şeffaflıkla yürütülüp bütün toplum kesimleri sorunun nedenlerini ve çözüm için atılması gereken adımları tartışabilirse bir toplumsal uzlaşma/barışma zemini sağlanabilir.
Sürecin şeffaflıkla yürütülüp toplumsallaştırılmamış olmasının sonuçlarını 6-7 Ekim olaylarında gördük. Artık Kürdün varlığını kabul eden ama onu kendisi için bir tehdit, bir düşman olarak görüp ona saldıran bir dışlayıcı milliyetçiliğin varlığını acı sonuçlarıyla yaşadık. Ve Türk’le Kürdün bu kadar iç içe yaşadığı günümüz koşullarında dışlayıcı milliyetçilik ülkeyi Türk-Kürt çatışmasından başka bir yere götürmez.
Atılacak adımların sürecin toplumsallaştırılması; Kürt sorununun çözümü ve ülkenin demokratikleştirilmesine hizmet etmesi bakımından HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın CHP’ye yaptığı çağrı da önemlidir. Demirtaş’ın CHP’nin ya da CHP’ye yakın isimlerin izleme kurulunda yer alması çağrısı, sürecin toplumsallaştırılmasını hızlandırmakla kalmayacak, AKP’nin de bu süreci kendi elinde rehin tutarak kendini kurtarmak için kullanmasını engelleyecektir. Ancak CHP cephesinden yapılan ilk açıklamalar, CHP’nin hâlâ böylesi bir siyasi sorumluluğu üstlenecek bir yerde durmadığını/duramadığını gösteriyor.
Burada sekreterya ve izleme kurulunun oluşturulmasının sadece sürecin sürdürülme biçimine dair düzenlemeler olduğunu bir kez daha hatırlatmak gerekiyor. Bu adımların atılması, sürecin şeffaflaştırılıp toplumsallaştırılacağı ve halkların demokratik-barışçıl bir temelde birlikte yaşayacakları bir çözümün sağlanacağı anlamına gelmemekte, ancak böylesi bir çözümün zeminini genişletmektedir. Ötesi sınıf partisi ve ülkedeki emek-demokrasi örgütlerinin bu adımı sınıfın birliği ve halkların ortak mücadelesinin bir olanağı olarak ne kadar kullanabileceğine bağlıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...