23 Kasım 2014 01:00

'Dersim açılımı' bir safsatadır!

'Dersim açılımı' bir safsatadır!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

AKP’nin en kolay oynadığı konulardan birisi, belki de birincisi CHP’nin tek parti dönemindeki uygulamaları üstünden “özgürlük”, “demokrasi” ve “insan hakları” kahramanlığı yapmaktır.
AKP bunu bazen Kürt sorunu üstünden; Kürtlere tek parti döneminde yapılanlar ve CHP’nin Kürt sorununa yaklaşımları, son aylarda da “çözüm süreci”yle ilgili gelişmelerle bağlantılı yapmaktadır. Ama bu alan Kürt siyasi güçleri tarafından “daraltıldığı” için AKP’nin laf ebesi politika erbabı sıkça çarşafa dolanmaktadır. AKP ve Hükümeti, Kürt sorununda “nokta atışları” ile sınırlı kalırken, Alevilere yönelik bölme girişimlerini içine alan CHP’nin katkısıyla son derece geniş kalmaya devam etmektedir.
Bu yüzden AKP, CHP’nin “yumuşak karnı” olarak Alevileri, “Alevilerin yumuşak karnı” olarak da “Dersim Katliamı’nı” silah olarak seçmiş görünmektedir.
“1938 Dersim Katliamı” için Hükümet, “Dersimlilerden CHP özür dilemelidir” diye Erdoğan’ın “yalan yanlış bir özrü” ile başlatılan tartışmayı,”Bakın biz özür diledik CHP de dilemelidir” kampanyasına dönüştürmüştür.
“Geçtiğimiz günlerde bir TV kanalında CHP’nin “iki numarası” Sezgin Tanrıkulu’nun da “CHP adına ben de Dersimlilerden binlerce kez özür diliyorum” demesiyle birlikte, AKP ve CHP arasındaki “Dersim özrü” tartışması, bu iki parti arasındaki polemiği aşarak, CHP içinde ulusalcılarla daha demokratik bir hatta geçme çabası içindeki CHP yönetimi arasında ayrışmayı derinleştiren, “kırılma noktası”na doğru çeken bir etkene dönüşmüştür.
CHP içindeki bu gelişmelerden yaranarak, “MİT’in partide bir bölünme yaratmak üzere CHP içinde bir operasyona hazırlandığı” bizzat CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu tarafından açıklanmıştır.
Eğer sorun CHP ve AKP arasında bir polemik olarak kalsaydı, bizi çok da ilgilendirmezdi. Ancak AKP’nin sadece CHP içinde bir operasyon değil ama asıl olarak da Aleviler üstünde bir operasyon yürüttüğünü, bu alanda Reha Çamuroğlu üstünden yapılan “Alevi Çalıştayı” ve sonraki sayısız başarısızlıklarına karşın AKP ve Hükümetinin bu amacından vazgeçmediğini bu alandaki gelişmeleri az çok izleyen herkes bilmektedir.
Girişimlerinin sıklaşmasından öyle anlaşılmaktadır ki, AKP Hükümeti, Alevileri bölmeye yönelik son hamlesini Dersim’de Dersimlilerin hassasiyetlerini istismar ederek yapmayı hesaplamaktadır.
Bu girişimle Hükümetin bir taşla birden fazla kuş vurmak istediği anlaşılmaktadır.
Bunlardan birincisi; Kürtlerin, Zazaların ve Alevilerin bir “kesişim kümesi” gibi duran ve arkasında “Dersim Katliamı” gibi büyük bir trajedi bulunan Dersim’de, 12 yıldır başaramadığı bölünmeyi yaratmayı amaçlamaktadır. Dahası Hükümet böylece, hem Kürt özgürlük hareketine bir darbe vurmayı, hem de Alevilere yönelik operasyonda son derece önemli bir mevzi tutmayı planlamaktadır.
Denen odur ki; bu hamleyi yakında Dersim’i ziyaret edecek olan Başbakan Ahmet Davutoğlu yeni bir “Alevi açılımı” ile başlatacaktır. Bu “açılımla” Hükümetin, “Dersim’in adının iadesi”nden başlayarak bazı haklar tanıyacağı propagandası çoktan başlatılmıştır.
Gerçi “yeni bir Alevi açılımı”nın ilan edileceği büyük gürültüyle duyurulan “Hacıbektaş Aşure törenleri”nden,  çıka çıka “Hacıbektaş Türbesi’ne girişin ücretsiz olması” ötesinde bir şey çıkmamışsa da AKP Hükümeti yılmadan “yeni”, “daha yeni” açılımlardan söz etmeye devam etmektedir.
Artık şu açık ki, Hükümet halk yığınlarının talepleri konusunda beklentiyi yükseltme ama talepleri karşılamayı da “Bir dahaki sefere ertelemeyi”, bir “yönetim taktiği” olarak geliştirmiş bulunmaktadır.
Ancak Hükümet Alevilerin talepleri söz konusu olduğunda çok daha cimri davranmaktadır. Çünkü Hükümet, bu alanda atacağı küçük adımların bile kendisini seçmen kitlesi ve “Sünni ulema” ile karşı karşıya getireceğini bilmektedir. O yüzden de Aleviliği Sünnilikten ayrı bir mezhep olarak bile görmeyen Hükümetin Alevilere gerçek anlamda bir hak tanıması zaten beklenemez.
Öte yandan Dersim halkı, Türkiye’nin siyasi bilinci en yüksek halkı olarak, AKP’nin safsatalardan ibaret açılımlarına prim vermeyecek bir halktır. Bu yüzden de Davutoğlu’nun Dersim’den açılım başlatması bütün diğer şeylerden de öte Dersim halkının tarih bilinci ve zekasıyla alay etmektir. Nitekim dün gazetemize Dersimlilerin talepleriyle ilgili söyledikleri bile, Davutoğlu’nun “Horasan Erenleri”, “İslam Evliyaları”, üstünde oturtmaya çalıştığı ve Aleviliği bir “kültür rengi” olarak gösteren “uydurma tarih” bu sefer Dersim’in sert ve keskin kayalarına çarpacaktır.
Şimdiden görünen budur!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa