20 Kasım 2014 01:00

Sayılar, bakanlar ve hayatın anlamı

Sayılar, bakanlar ve hayatın anlamı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Mecliste zaman zaman soru önergeleri verilir ve yazılı/sözlü cevaplanması istenir. İlgili bakanlar ya da vekiller de “Ağzı var dili yok” misali rakamları sıralarlar. Sonra ne olur dersiniz: Her şeyi fütursuzca tüketen “günlük” hayat tekrarın tekrarıyla devam eder.
Rakamlara ve gerçeklere geçmeden önce 77 yıl önce düzmece bir mahkemenin verdiği haksız karar sonucu idam edilen Seyid Rıza ve canlarının, Ahmet Kaya’nın, Sinan Cemgil’in, Mustafa Asım Hayrullahoğlu’nun, Kader Ortakaya’nın ve adını anamadığım tüm güzel insanların anısı önünde saygıyla eğilmek istiyorum. “Yaş kesen baş keser” derdi dedelerimiz/ninelerimiz: Zeytinlere kıyan zalimler nice başları da kesmişler/kesiyorlar. Bu zihniyete son vermeliyiz artık!
Sıralayacağım rakamlar gazete ve televizyon haberlerinden, soru önergelerine verilen cevaplardan oluşmaktadır. Yanlışlık ya da eksiklik olabilir. 2014 yılını da tüketiyor olmamız sebebiyle yeni yılda zihniyet değişikliğine bir katkı sunmasını diliyorum: Öldüren değil yaşatan bir zihniyete ihtiyacımız var.
900 kişiye bir doktor, 780 kişiye bir din görevlisi düşüyor Türkiye’de. 85 bin camiye karşılık 270 kilise ve 100 cemevi var; 67 bin okul, 1435 kütüphane ve 1220 hastane var. Kindar ve dindar nesil sağlıksız ve eğitimsiz ortamlarda yetişecek anlaşılan!
Resmi işsizlik oranı yüzde 10, yani 3 milyon civarı işsiz var. Oy verenlerin yüzde 10’dan fazlasının işsiz olduğu anlamına geliyor bu. 2015 seçimlerinde bu tablonun yansıması olur diye düşünmek istiyorum.
Son yıllarda öl(dürül)en emekçilerin resmi sayısı 15 bin civarında. 36 milyon insanımız kölelik koşullarında yaşıyor. Bakanlar büyük bir şevkle okuyorlar rakamları ama bakamayanlar ciddiyetle dinliyorlar şimdilik. Bakalım algıları ne zaman değişecek bakanların ve bakamayanların.
Genel bütçenin (425 milyar TL) 400 milyarı vergilerden karşılanacak ve 20 milyar TL açık var. Bütçe yine az kazanıp çok vergi verenlerin sayesinde nefes alacak. Villalar ve son model arabalar ve özel okullar çok kazanıp az vergi verenlere giderken gaz bombaları, basınçlı su ve gerçek mermiler emekçilere yönelecek yine.
Diyanet İşleri Başkanlığının (DİB) 2014 bütçesi 5.5 Milyar TL, TÜBİTAK’ın bütçesi yaklaşık 2 Milyar TL. DİB’in bütçesi 13 bakanlıktan daha fazla olup, yirmiden fazla üniversitenin bütçesinin toplamına eşit! Pardon ne demiştiniz temel bilimler mi? Bilimsel ve teknik devrimler mi? Onlar ne ola ki!
Son 7 yılda kadın cinayetlerinde yüzde 1400 artış var. Öldürülen kadınlarımızın resmi sayısı 5 bin civarında. Çocuk gelinlerimizin sayısı resmi olarak 40 bin. Genelde kadın temsiliyeti çok düşük ve eş başkanlık uygulaması mahkemelik olmuş durumda. Hani cennet!..
Son 20 yılda 2 bin 200’den fazla şüpheli asker ölümü söz konusu olup, bunların çoğunluğu Kürt, Alevi ya da Ermenidir. Asimilasyon ve eliminasyon her yerde sürmektedir açıkçası.
İnsan hakları örgütlerinin verilerine göre 2003-2011 yılları arasında 121 faili meçhul cinayet yaşandı. Yargısız infaz, dur ihtarına uymama veya rastgele ateş açma sonucu bu yıllar arasında 388 kişi yaşamını yitirdi. Gözaltında veya cezaevlerinde bu dönem içinde yaşanan ölüm sayısı ise 274. Kolluk güçlerinin toplumsal olaylara müdahalesi sırasında da 2003-2012 yılları arasında en az 45 kişinin yaşamını yitirdiği, insan hakları örgütlerinin tespitleri arasında (2013-14’ü de dahil edersek bu sayı 100’ü aşmaktadır). Yoruma gerek var mı bu noktada?
Personel sayısı: MEB, 590 bin; Sağlık Bakanlığı, 200 bin; Emniyet, 197 bin; DİB, 76 bin (güncel rakam 120 binin üzerinde). Bu rakamlarda dinsel, etnik, cinsel ve partisel açıdan bir inceleme yapılamadığı için “Anayasal vatandaşlık” kavramı ne derece yerindedir sorusunun cevabı havada kalmaktadır. Gerçekte bu çalışanların büyük çoğunluğu belirli bir etnik, dinsel, cinsel ve partisel kesime aittir.
1924 Anayasası ve tek parti/milli şef dönemine ait tekçi zihniyet devam ediyor hâlâ. Rakamlar değişse de öldürülenlerin niteliği değişmiyor. Bakalım bu acı ve ruhsuz rakamları iyice anlayıp yakın zamanda yapılacak Genel seçimlerde gerektiği şekilde hayatımıza sahip çıkan bir tercihte bulunabilecek miyiz? Yoksa algı operasyonlarının kurbanları olarak tüketmeye ve öldürmeye devam mı edeceğiz? Hayatın anlamı nedir sizce sevgili okurlar?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...