19 Kasım 2014 00:54

Bir ihtimal daha var: Can Yücel aaaç-ılımı

Bir ihtimal daha var: Can Yücel  aaaç-ılımı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Düğme…
Eyvah ki eyvah…
Çünkü: “Düğmeye basıldı…” Yine…
Başlık: Alevi açılımı için düğmeye basıldı.
Spot: Başbakan Davutoğlu düğmeye bastı ve bakanlarını topladı. Masada cemevlerine statü verilmesi ve kaynak aktarılması… (24 Ekim 2014, sabah.com.tr)
Öncekileri saymıyorum bile… En yakını… Yaklaşık bir yıl önce de düğmeye basılmıştı:
Başlık: Hükümet yeni alevi açılımı için düğmeye bastı (23 Haziran 2013, http://www.ahaber.com.tr/webtv/videoizle/ikinci-alevi-acilimi-yolda)
Tek fark: O vakit Başbakan, şimdiki reis… Düğmeye basan da O; Tayyip..
Muhteva aynı: “Cemevlerine statü verilecek, mali destek sağlanacak…”
Başbakan Erdoğan konuşuyor:
“Alevi kardeşlerimizin temsilcileriyle çok güzel çok verimli istişareler gerçekleştirdik. Sorunlarını çözümüne yönelik güzel adımlar attık. İnşallah birlikte daha hayırlı adımlar atarız.” (23 Haziran 2013)
O adımlar atılmadı… Ama yine ‘çok güzel istişareler’ gerçekleştirildi… Hem de “aş”lı… Hem de (Kaç- Ak ) Saray’da:
(Cumhurbaşkanı) Erdoğan ‘Muharremaşı‘ verdi (3 Kasım 2014, akşam.com.tr)
Düğme… Seçim…
2015 seçimine düğmeleniyor muyuz şüphesine kapılmayın… ‘Açılım’ı geldi Tayyiban’ın…

TEHDİT, ŞANTAJ EŞLİĞİNDE YENİDEN ‘MASA’
Kürt Açılımı’ndan söz ediyorum…
HDP Eş Başkanı’na kırmızı kart göstermeler…
Demirtaş’tan gelen “tehdit ediliyorum” açıklamaları…
İmralı ziyaretlerinin askıya alınması…
Abdülkadir Selvi işi “Kandil kötü, Öcalan iyi” döşemelerine sinen sinsilikler…
Derken… Taraflardan ‘uzlaşı’ haberleri geldi…
Flaş açıklama HDP’li Buldan’dan:
Öcalan, PKK’ya Mart veya Nisan ayında silah bırakma çağrısında bulunabilir (17 Kasım 2014)
Buldan, AKP’nin taleplerin yerine getirilmesine bağlı olduğunun altını çizse de…
Ne gam… Bilhassa maiyet medyası işin o yanını havuzunda boğuyor…
İktidarın üstüne düşeni yapmasına bağlı “Silah bırakma” vaadi, her koşulda verilen taahhüt şeklinde işleniyor ki…
İleride sözünü tutmayan Kürt Hareketi’ne yüklenilebilsin…
Daha ‘bismillah’ demeden, cinlik…
Pekâlaa… Yeni(den) kurulacak ‘masa’dan ne çıkar… Göreceğiz.
Lakin öncekilerin pek ‘barış müzakeresi’ ile alâkası olmadığı aşikâr…
Başlayacaksa bu yeni(den) süreç, geçmiş zihniyeti terk etmesi gerekir AKP’nin…
Öyle ya…
Artık anlaşılmış olması lazım:
AKP diktasının mütemmim cüzi haline gelen “açılım”lar sadece demagoji değil…
Devletin kadim asimilasyon politikasının, gelinen evreye tercümesi… dir.
Zira…
Bölgenin en diri dinamiği haline gelen Kürtleri artık, “kart-kurt…” mugalatasıyla yok sayamayacağını devlet de idrak etti…
Zira…
Uyanan Alevi özgüveninin “Mum söndü” alçaklığına sığdırılamayacağını artık dinci gericilik bile fark etti…
Zira….
(……..)
Ezilen kimlik ve ulus(lar) başlarına geçirilen çuvalı yırtıp atınca, realite kabul edildi… Mecburen.
Asimilasyon eksenli devletin ayartma/kendi formuna sokma politikaları da, muarızının şuur ve direnç seviyesine göre inceltildi…
Eski Ankara Valisi Nevzat Tandoğan ne demişti:
“Bu memlekete komünizm gerekiyorsa onu da devlet getirir…”
Kadim devlet aklının şifresini verir, bu veciz ifade…
Uyarayım: ‘Kadim’lik Kemalist zihniyetle sınırlı değil…
“Osmanlı’da oyun çoktur” sözü boşuna değil… Ki, esasen TC’ye de Osmanlı’dan tevarüs etti… (Ona da Bizans’tan mı desek?)
 Dersek, uzatırız…

UMUT TACİRLİĞİ
Toparlayarak mevzuya dönelim:
Üstündeki AKP cilasını silersek…  
Süren haliyle…
Umut ve heves yaratmaya dönük, takdim edilen bilumum ‘açılım’lar,  aslında bize “Devlette devamlılık vardır”  diyor…
Düz mantık yürütüp haksızlık mı ediyorum…
Sanmıyorum…
Arada temel, tali hiç mi fark yok?
Var…
Dedim ya yukarıda… Egemenler de “Somut durumun somut tahlili”ni yapıyor…
Somut, bugünkü ‘farkı’ emrediyor; anlayabildikleri kadarıyla hayatın lisanına tatbik ediyorlar…
Başka farklar da var:
AKP’nin köylü kurnazlığı devreye giriyor…
Cumhuriyet’in bütün günahlarını kendinden öncekilere, elbette Kemalizm’e fatura ediyor…
Mirasçısı saydığı Menderes’ten Özal’a… Aradaki çok kısa Ecevit’li-CHP’li parantezleri saymazsak, 64 yıldır Türkiye’yi sağ iktidarlar yönetse de… Bu böyle…
Bi’ türlü açılamayan “açılım”lar ile bütün günahları “eski Türkiye”ye yıkıp, AKP’yi temize çekiyor…
Kürtler ve Aleviler gibi dinamik kesimler başta, ezilenlere verilen vaatler şu işe yarıyor:
Beklenti ve umut…
“Açılım”lar pratikleşmiyor bi’ türlü… Fakat umut taciri AKP iktidarını derinleştirip, tahkim ediyor…

TAYYİBAN SURETİNDE KÜRT VE ALEVİ PLANI
Başka…
Kendi Kürdünü yaratıyor…
Kendi Alevisini yaratıyor…
İşbirlikçilerini devreye sokarak…
Alavere dalaverelerle Kürt siyasi hareketini bölmeye…
Demokratik Alevi oluşumunu parçalamaya çalışıyor.
Medya tazyikli basınçla, HDP dahil…
Kürt Hareketini de Alevi uyanışını da dizayn etmeye çalışıyor…
Bilhassa laik Kürt devrimci hareketinimarjinalleştirerek, Kürt siyasetinin ana akımı olmaktan çıkarmayı planlıyor…
Maiyet medyası başta, rıza-propaganda aygıtlarının psikolojik bombardımanıyla, “açılım” adı altında ezilen kimliklerde halüsinasyon yaratılıyor…
“Açılım” şemsiyesi altında beklenti ve umut, AKP’ye angaje ediliyor…

AÇAMAZ AÇAMAZ AÇAMAZ…
Sinsi planlarına kilitlenmeyi reddeden, eleştirel bakmaktan feragat etmeyenler tehdit ve tecrit sarmalına sokuluyor:
Savaş mı istiyorsunuz?   
De getlan!
‘Açılım’a karşı mısınız?    
 Ne münasebet…
Hem de evvelden beri “açılım”cıyız…
Taa Can Yücel’den beri:
(…..)
AÇÇ! AÇÇ! AÇÇ! diye haykırıyoruz.
Kilitleri aç!
Kelepçeleri aç!
Demir kapıları aç!
AÇÇ! AÇÇ! AÇÇ!
Açız çünkü,
Açız...
(….)
Adam gibi çalışmaya,
İnsan gibi yaşamaya
(….)
AÇÇ! AÇÇ! AÇÇ!
Yine de nazlanıyor sahnedeki rakkas...
Bu açmaza son çare,
Bi açık versin diye bakıyoruz,
Canımız yanmış gibi değil,
Canımız yana yana haykırıyoruz:
AÇAMAZ! AÇAMAZ! AÇAMAZ!..
Ama hala anlamıyor ki düzenbaz,”
Anlamıyor Can Baba’mız, anlamıyor düzenbazlar…
Sürüyorlar işi hep yokuşa…
Halbisem… Şıppadak geçirmişlerdi türbanı ana okula kadar eğitimin başına…
Bi’ kalemde başını bağlamışlardı memurelerin…
Şimdi… Ha bire sallayıp duruyorlar Kürdün, Alevi’nin “açılım”ını…  
Aç… Kapa… Aç… Kapa… Başımız dönüp duruuu…
Ama atarsa vakti saati geldiğinde o kafa…
Can Yücel dediymiş dersiniz efendiler:
“Gönül hoşluğuyla o açmazsa eğer,
Fırladığımız gibi bu TARİH denen sahneye,
AÇÇ! dediklerimizi biz
Kendi ellerimizle açaca’az!..”

“Açaca’az!..” diyorsa, Can Yücel…Vardır bi’ bildiği…
Benden söylemesi…


Satır altından notlar...

‘HAŞMET’Lİ KOMPLO
Tayyiban’ın iktidarını ilmik ilmik ördüğü günleri hatırlayın… Maiyetindeki münevverler, AKP’nin emperyal kuvvetlerle ilişkilerine dair analizlere hiddetlenir, komplo teorilerinden yakınırdı…
Ne hikmetse…
Bilhassa Gezi-Haziran direnişinden beri AKP’liler de meftunları da, alayı komplo teorisyeni oldu…
Misal…
6 bin zeytin ağacı sökülen Yırcalı köylüleri AKP’nin Kolin’ine karşı direniyor ya…
Sabah’ın zehir hafiyesi Haşmet Babaoğlu çözmüş işi…
Meğer termik santrale karşı köylü direnişinin arkasında “Uluslararasıbeyinlertarafındanhazırlanmışbirstratejivesosyalmedyayıiyikullananbiryapı” varmış. (11 Kasım 2014)
Geçen gün gazetelerde gördüm Yırcalıları… Sökülmüş ağaçların zeytinini topluyorlardı…
Haşmet Babaoğlu’nun deşifre ettiği o ‘yapı’ koparılmış dalların altında olabilir mi?
Haber salın Yırcalılara, iyi baksınlar…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...