Aleviler-CHP ilişkisi

Cumhurbaşkanlığı seçimleri süresince Alevilerin oy tercihleri çok tartışıldı, oyların yönünü belirlemek için de çokça spekülasyonlar, provokasyonlar, yalanlar, tehditler, baskılar yapıldı. Bunların ne olduğunu birçok yerde yazdım konuştum.
Seçimler sonrasında ise ilginç bir şekilde sanki Alevi seçmen hiç yokmuş gibi davranılmaya başlandı. Ana akım medya diye bilinen kanallarda seçimler öncesinde tartışılan Alevi oyları konusu seçimler sonrasında hiç değerlendirmeler içerisine alınmadı. Bana göre bunun asıl nedeni Alevilerin kendi kimlikleri ile bir politik özne olmasını istememeleri ve bunun Aleviler dışında kimsenin de işine gelmeyişinden kaynaklıdır.
Ancak bilinmelidir ki Aleviler birçok sebeple oy tercihi yaparken önemli bir kesimi de Alevilik hassasiyetini göstermektedir. Alevilerin Alevilik hassasiyeti ile oy tercihinde bulunması onları “siyasi özne” haline getirecektir. Bu seçimlerde de kısmen böyle olmuştur.
On ay sonra yeni bir seçim var. Yapılacak olan seçimlerde bu seçimlerde olduğu gibi CHP Alevilerden oy kaybetmeye devam edecek mi? Keza HDP de bu seçimde aldığı Alevi oylarını kalıcı hale getirip dahası arttırabilecek mi? Şimdilerde sorulan sorular bunlar.
Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olduğu sürece Alevilerin önemli bir kesimi CHP’de kalmaya devam edecektir. Seçimlerden sonra Kemal Kılıçdaroğlu’ya yönelik istifa çağrılarının Alevi tabanda “Alevi olduğu için bunu yapıyorlar” söylemleri ile yorumlanmaktadır ki Alevilerde bir sahiplenme duygusu yaratmaktadır. CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’ya yönelik yapılacak “indirme” girişimleri Alevilerin CHP de kalmasını tetikleyecektir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanlığından indirilmesi Aleviler açısından siyasi başarısızlıktan değil “Alevi çekemezliği” olarak algılanıp CHP’yi topyekün terk etmelerine neden olacaktır.
Bununla birlikte Kılıçdaroğlu’nun kalması durumunda ise ki aksi mümkün gözükmüyor, Aleviler ve CHP ilişkisini belirleyecek diğer unsurlar şöyle olacaktır.
* CHP “Biz ulusal siyaset yapan bir partiyiz, etnik ve inançsal kimlik siyaseti yapmıyoruz” söylemi ki bu söylem siyaseten Aleviliği yok saymaktır.
* CHP’nin sağ siyasetten medet umması ve Alevilerin kanları ellerinde olan siyasi akımlarla ittifak yapması, o siyasi akımlardan aday devşirmesi,
* Aleviler nasıl olsa çantada keklik, önemli olan sağ oylar denilmesi,
* “Alevilerden aday gösteriyoruz” adı altında popüler ama Alevi örgütsel yapılarını, Alevi hassasiyetlerini bilmeyen kişilerin aday gösterilmesi,
* Ön seçim yapıp, ön seçimlerde kazanan Alevi adayların ağdalaştırılmaması,
* Alevilerin çoğunlukta olduğu bölgelerde ön seçim değil atama yöntemi ile aday belirlenmesi,
* Kılıçdaroğlu’nun “Sen Alevisin” söylemini görmezlikten gelmesi, hatta asimilasyoncu bir dil olan “Allah’ımız bir, Kur’an’ımız bir, peygamberimiz bir, ehlibeytimiz bir” tarzı bir savunmaya girmesi,
* Alevi kurumları ile kurumsal bir düzeyde ilişkiden çok kafalama yöntemleriyle ilişki geliştirilmesi,
* Alevi mücadelesinde bedel ödeyen Alevi kurumlarının önemsenmeyip, nasıl olsa taban bizi dinliyor tavrının sergilenmesi,
* Alevi kurumlarına-cemevlerine CHP örgütü gibi davranılması,
* CHP içerisinde siyaset yapan ancak Alevilik mücadelesinde hiçbir zaman görülmeyen bazı kimselerin “Biz de Aleviyiz” diyerek Alevi mücadelesi yürütmüş kişilerin önünde durması,
* Diyanet İşleri Başkanlığının varlığının savunulması,
* Adına “Türk laikliği” denilen sahte ve asimilasyoncu, yasakçı bir laikliğin savunulması,
*Alevilerce asimilasyon olarak algılanan cami-cemevi gibi projelerin CHP tarafından desteklenmesi,
* CHP’li kimi belediyelerin bölgelerinde bulunan cemevlerine ve Alevi derneklerine karşı olumsuz tavırları ve taleplerini savuşturmaları,
* CHP’nin kimi vekiller ve Belediye Başkanları aracılığıyla Alevi kurumlarının iç işleyişlerine ve seçimlerine müdahale etmesi,
* CHP ve CHP’li belediyelerce Alevilere yapılan bazı olumlu tavırların, desteklerin bir “lütuf” olarak görülmesi,
Köşe yetmedi.