11 Temmuz 2014 00:44

Alevilerin cumhurbaşkanı -3

Alevilerin cumhurbaşkanı -3

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Aleviler açısından cumhurbaşkanlığı sürecini ve adayların Alevilere olan yaklaşımlarını, sözlerini değerlendirmeye ve bu beyanda Alevilere ve adaylara ayna tutmaya devam edeceğim.
Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan; Tokat’ta yaptığı konuşmada “Eğer bugün bir Alevi rahatlıkla ben Aleviyim diyorsa bunun arkasındaki gerçek biziz, demokrasinin standartlarını biz yükselttik, inançların, kültürlerin değerlerini biz kaldırdık.” diyerek Alevilere ve Aleviler üzerinden kamuoyuna mesaj vermeye çalıştı. Tayyip Erdoğan’ın 12 yıllık pratiği ve özellikle de son iki yıldır Alevilere olan tavrını Aleviler çok iyi biliyor. Süslü laflara Alevilerin karnı tok.
Diğer Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu bu süreçte 2 Temmuz Madımak Katliamı yıl dönümünde Hacıbektaş kasabasını ziyaret edip şunları söyledi. “Madımak Katliamının üzerinden 21 yıl geçti, bu facianın vuku bulduğu otelin bir ibret müzesi haline getirilerek gelecek nesillere huzur içerisinde birlikte yaşamanın yol göstericisi olarak tesis edilmesini arzu ederim” dedi. Ayrıca Ekmeleddin İhsanoğlu 2 Temmuz 1993’de Sivas Madımak Otelinde 30’a yakın insanımız kurban edildiğini söyleyerek Madımak Katliamının nedenini ise “kara taassup ve tahrik”e bağladı. Ekmeleddin Bey’in Hacıbektaş ziyaretini bir önceki yazımda detaylıca değerlendirmiştim.
Ekmeleddin Bey ayrıca CNN Türk’te katıldığı programda “Alevi kardeşlerimiz Orta Asya’dan gelen Türkmenlerin evlatlarıdır”, “Alevi kardeşlerimizin cemevi hususundaki düşüncelerine sempatiyle bakıyorum ve devletimizin bu hakları düzenlemesi lazım” dedi. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun 72 millete aynı nazarla bakan Aleviliği Türklük üzerinden bir ırka bağlı olarak tanımlaması milliyetçi muhafazakar çizgisinin bir gereği olarak tezahür etmektedir. Cemevi düşüncesine sempatiyle bakılması ise sempatiden öteye gidemeyecek bir yaklaşımdır ki bu yaklaşım Alevilerin derdine derman değildir. Cemevi talebi ve ‘Cemevleri ibadethanemizdir’ talebi bir haktır. Haklara sempatiyle değil bir talep olarak bakılır ve bu şekilde dillendirilerek sahiplenilir.
Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş “Cumhurbaşkanlığı adaylığımızın belirleme sürecinde bir çok Alevi kurum kuruluşunun görüşleri alındı, bizi önerenler oldu, başka arkadaşlarımızı da önerenler oldu”, “Alevi toplumunun inancından yaşam felsefesinden kaynaklı maruz kaldıkları bir ayrımcılık var, sadece ayrımcı uygulamalar değil katliam ve sürgünler var. Bu sorun sadece Alevilerin sorunu gibi algılanmamalıdır, Aleviler Türkiye’de nasıl yaşamak istiyorlarsa, inançlarını nasıl organize etmek istiyorlarsa bunu belirleme hakları vardır”, “Devletin kendisini onların yerine koyarak onların adına karar verme hakkı yoktur, o toplum kendini nasıl tanımlıyorsa devletin onu olduğu gibi tanıma hakkı vardır. Tanımlamayı hiçbir inanç için yapamaz Aleviler için hiç yapamaz. Yakın tarihimizde Alevilerin yaşadığı travmalara dair devletin onarıcı bir rol oynaması, geçmişle yüzleşmesi lazım. Cemevleri ibadethane midir değil midir bu Aleviler içerisinde de tartıştığı bir sorun ama bunu tartışmak devletin işi değildir, hele devletin Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir mekanizmayla devlet dinini üretip bunu topluma dayatma gibi bir yetkisinin olmaması lazım, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kuruma ihtiyaç var mı yok mu bunu açıkça tartışmak lazım”, “Aleviler kendini politik bir özne haline getirmelidir” dedi.
Bu değerlendirmede cımbızlanarak eleştirilebilecek tek bir söz cemevlerinin ibadethane olduğunun Alevilerce tartışma konusu olduğuna dair sözlerdir. Devletin ve Cemaatin kurdurduğu yapay Alevi kurumlarını işin içine katarsak ‘evet doğru’ bir tartışma var diyebiliriz. Ancak yapay kurumların bu konudaki manipülasyonuna gelmemek gerekir. Cemevleri Alevilerin ibadethanesidir ve biz bunu tartışmıyoruz. Tartıştırmıyoruz.



 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...