15 Eylül 2013 14:45

‘Olay olsa da cop kullansak’

İçişleri Bakanlığı’na 2002 yılında gönderilen gönderilen, ancak yayımlanmasına izin verilmeyen “gizli” Çevik Kuvvet Raporu, yaşanan polis şiddetini de açıklıyor. Raporda, Çevik Kuvvet amirlerinin, “önyargılı davranıyoruz”, “İdareciler risk almak istemiyor”, “15 kişilik basın açı

‘Olay olsa da cop kullansak’
Paylaş

Sultan Özer

İçişleri Bakanlığı’na 2002 yılında gönderilen gönderilen, ancak yayımlanmasına izin verilmeyen “gizli” Çevik Kuvvet Raporu, yaşanan polis şiddetini de açıklıyor. Raporda, Çevik Kuvvet amirlerinin, “önyargılı davranıyoruz”, “İdareciler risk almak istemiyor”, “15 kişilik basın açıklamasına 250 kişi gidiyoruz”, “Üstlerimizin bize kötü muamelelerini vatandaştan çıkarma hissi doğuyor”, “Halkın polisi değil, hükümetin polisi durumundayız” itirafları dikkat çekiyor. Çevik Kuvvet’in “gizli” raporu, gazeteci Gökçer Tahincioğlu ve Kemal Göktaş’ın yeni çıkan “Bu öğrencilere bu işi mi öğrettiler? – Öğrenci Muhalefeti ve Baskılar” adlı kitabında yer alıyor. Kitap ismini Başbakan Erdoğan’ın ODTÜ’de Göktürk 2 Uydusunun fırlatılması töreninde yaptığı konuşmadan alıyor.

YAYIMLANMASINA İZİN VERİLMEDİ

2002 yılında 2 emniyet müdürü, 2 komiser, 1 emniyet amiri ve 1 akademisyenden oluşan 6 kişilik çalışma ekibi tarafından hazırlanan “Çevik Kuvvet Raporu”, çevik kuvvet personeli, amirler, şube müdürleri ve emniyet müdür yardımcılarının anlatımlarından oluşuyor. Sivil toplum örgütlerinin Çevik Kuvvet’e bakışının da sorgulandığı rapora yer verilen kitapta, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün; amirler tarafından incelenen ve İçişleri Bakanlığı’na sunulan raporun yayımlanmasına izin vermediği belirtiliyor. Tahincioğlu ve Göktaş kitapta, “Aradan on yıldan fazla geçmiş olmasına rağmen, hem bugün üst düzey emniyet mensubu pozisyonunda bulunanların o günkü görüşleri, hem de aslında görüntülerin, algı ve olguların çok değişmemiş olmasından dolayı” rapordan alıntı yaptıklarını belirtiyorlar. Rapordan yapılan alıntılar ise bugün yaşanan polis şiddetinin de kaynağını göstermesi açısından dikkat çekici.


ÖLÜMCÜL ETKİLERİ OLABİLİR

Büyük ilde görevli bir müdür yardımcısı anlatıyor: “Gaz her zaman kullanılmamalı, ölümcül etkiler olabilir. Ölüm olayı olursa, olaylar daha sonra kat kat büyür.” Büyük ilde görevli bir müdür yardımcısı anlatıyor: “Adam yerine konulmayan topluluk ve yöneticiler ellerine fırsat geçtiğinde ‘ben bu kadar güçlüyüm’ der ve gücünü son noktasına kadar kullanırlar. Şahsa vurma, saç çekme gibi davranışları sürekli kasksız olan personel, yani ulaştırma ve iç hizmetlerde çalışanlar gibi günlük eğitimlere girmeyen personel yapıyor.” Raporda daha pek çok benzer örnek bulunuyor. Ancak 11 yıl önce hazırlanan rapordan yapılan bu alıntılar bile gençlerin ölümlerine, gözlerinin kör edilmesine, işkence ve tacize maruz kalmalarına neden olan polis şiddetini açıklar nitelikte.

‘HÜKÜMETİN POLİSİYİZ’

Orta büyüklükte ilde görevli bir memur anlatıyor: “(...) Şimdiye kadar olay yerine gelen grubun 100 kişiyi geçtiğini görmedik. Ama biz hâlâ 500 kişi ile saatler öncesinden olay yerine gidiyoruz. Üstlerimizin bu tür görevlendirmelerde risk almak istemediklerinden ve yalakalık olsun diye yaptıklarından eminiz. (...) Siyasete göre görev yapıyoruz.” Büyük ilde görevli bir memur anlatıyor: “Üstlerimizin bize kötü muamelelerinin hırsını vatandaştan çıkarma hissi doğuyor. Tarafsız olamıyor ve düşünce açısından önyargılı bakabiliyoruz. Halkın polisi değil, hükümetin polisi durumundayız.”


15 KİŞİYE 250 POLİS

Büyük ilde görevli bir memur anlatıyor: “İdareciler risk almak istemiyorlar. Görüntü vermek için şekilcilik yapıldığından yukarıya yaranmak için memurlara sorulmadan görev yazısı yazılıyor ve imzadan çıkıyor. 15 kişilik basın açıklamasına 250 kişi gidiyoruz (...) Önyargılı davranıyoruz ve bu altyapımızdaki eğitim eksikliğinden kaynaklanıyor. (...) Görev net olarak anlatılmadığından, ne yapılacağı anlaşılmıyor. Koridor yapılması gereken yerde olaya müdahale ediliyor.” “Sürekli görevden dolayı yorgun olduğumuzdan sinirlerimiz geriliyor. Akşamları eve giderken el kol hareketi yapan vatandaşları çok dövdük. Hepimiz bir olay olsun da cop kullanalım diye bakıyoruz. Maalesef vatandaşı potansiyel suçlu olarak görüyoruz” “Hemşireler yürüdüğünde de yasadışı faaliyet gösteren partiler yürüdüğünde de aynı tedbirleri alıyoruz. (...) Tedbirler alındığında her taraf polis kaynıyor. Trafik kapatılıyor, işyerlerinin önü kapatılıyor. Topluluk 50 kişi olmasına rağmen 500 kişi araçtan indiriliyor.”  (Ankara/EVRENSEL)

evrensel.net
ÖNCEKİ HABER

Yetti gari sattırmeycez

SONRAKİ HABER

Polisin nezaketi böyle olur!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa