15 Ağustos 2013 16:16

Darbeciler hedeflerine yürürken!..

Mısır’da darbe hükümeti, Mursi yanlılarının bir buçuk aydan beri süren direnişine dün sabahtan itibaren müdahale başlattı. Direnişin merkezi olan Adeviye ve Kahire Üniversitesine yakın meydan olarak da bilinen Nahda Meydanlarına karşı başlatılan müdahalede çok sayıda ölü ve binlerce yaralının olduğuna, emniyet g

Darbeciler hedeflerine yürürken!..
Paylaş
İhsan Çaralan

Dün öğle saatlerinde durum Nahda Meydanı’nın büyük ölçüde boşaltıldığı, ama Adeviye Meydanı’nda direnişin sürdüğü, Müslüman Kardeşler’in önde gelenlerinden 200 dolayında kişinin gözaltına alındığı biçimindeydi. Ama öte yandan Müslüman Kardeşler’in halkı sokaklara çağırması sonrası çeşitli kentlerde bu çağrıya uyulduğu ve meydanlarda toplanmaya başladığına dair de haberler geliyordu. İhvan’ın Mısır toplumu içindeki etkisi dikkate alındığında, Nahda ve Adeviye boşaltılsa bile başka meydanlarda direnişin sürdürülmesi de şaşırtıcı olmaz. Ama iki meydanın boşaltılmasıyla askerlerin asayişi sağlaması ise elbette sürpriz olur.

Böyle durumlarda hep olduğu gibi, dün gün boyunca Mısır’dan, ölü ve yaralı sayısından olup bitenlere dair çeşitli kaynaklar birbiriyle çelişkili haberler verdiler, daha da böyle çelişkili haberler gelecek.

Elbette gazetemiz haber sayfalarında bu haberleri, çelişkilere de dikkat çekerek, ayrıntılı olarak aktarmaya devam edecek. Ancak bütün bu gelişmeler içinden şunlar süzülüp çıkmaktadır:

DARBECİLER GERİ ADIM ATMAMAKTA KARARLI

Mısır’ın darbecileri, meydanların böyle hareketli olması karşısında ülkede otorite sağlayamayacaklarını bildiklerinden, ABD, AB ve Körfez ülkelerinden yapılan girişimlerin sonuç vermemesi üzerine meydanları boşaltmaya karar vermiştir. Mısır İçişleri Bakanlığı, bir haftadan beri meydanları boşaltacağını bunun için planlar yaptığını açıklamıştı. Nihayet dün bu planın devreye konulduğu anlaşılmaktadır. Elbette darbeciler bu adımı atarak, bir bakıma çeşitli diplomatik girişimlerin aracılığı ile de süren görüşme ve “uzlaşma masası”nı da devirmişlerdir. Böylece darbeciler geri adım atmak yerine baskı ve şiddeti artırarak otoritelerini zorla kabul ettirecek bir yola girmeye karar verdiklerini göstermişlerdir.

Mısır darbecileri, darbeden beri sıkıyönetim ilan etme, özel mahkemeler kurma, geniş kapsamlı tutuklamalar… gibi yöntemleri devreye sokmamışlardır. Ancak meydanları boşaltma adımından sonra artık darbeciler ister meydanları boşaltmayı başarsın isterse başaramasın, Mısır’da darbe kendi mantıksal sonuçlarına giden yöntemleri devreye sokarak askeri otoriteyi egemen kılacak baskı ve şiddet yöntemlerini kullanmaya yönelecektir. Bu aşamadan sonra ordunun geri adım atması beklenmemektedir. Dahası seçim ve rejimin olağanlaştırılmasına dair darbecilerin verdiği sözün artık geçerliliği tartışılır hale gelmiştir. Son bir hafta içinde atanan 25 validen 19’unun asker emeklisi, ikisinin de polis, diğerlerinin de Mübarek yanlısı yargı emeklisi olduğu dikkate alındığında darbecilerin sıkı bir sıkıyönetim düzenine hazırlandığını söylemek bir abartı olamaz(Zaten bir aylık sıkıyönetim ilan edildi).

İHVAN YA DİRENECEK YA BOYUN EĞECEK, YA DA!..

Ordunun darbesinden sonra, darbecilere destek veren Batılı ülkeler, direnişin büyüklüğü karşısında Mursi ve darbeciler arasında bir uzlaşma için girişimlerini artırmışlardır. Ancak geçen sürede, darbecilerin dış desteklerinin zayıflamadığı, içeride de İhvan dışındaki siyasi güçlerin askerden desteğini çektiklerini gösteren, sonucu belirleyici mahiyette hiçbir ciddi gelişme olmamıştır. İhvan ise Mursi’nin yeniden cumhurbaşkanlığına dönmesi dışında bir uzlaşmaya yanaşmamıştır. Bu da İhvan’ın gösterilerle istediği sonucu almayacağını göstermektedir. Dolayısıyla bugünkü çizgisinde ısrar eden İhvan ya boyun eğmek ya da direnişi sürdürmek gibi bir ikilemle karşı karşıya kalmıştır. Şimdi Müslüman Kardeşler halkı yeniden sokaklara çıkmaya çağırmaktadır. Ancak sadece sokaklara çıkmakla da darbecileri alt edemeyeceği de görülmektedir. Ki bu da Müslüman Kardeşler için en büyük açmazdır. Çünkü böylece geriye en güçlü seçenek olarak “iç savaş” durumu gelmektedir. Müslüman Kardeşlerin bir iç savaşa tarihsel geleneği ve stratejisi açısından ne kadar hazır olduğu tartışmalıdır. Genel kanı Müslüman Kardeşlerin böyle bir yola başvurmayacağıdır.

MISIR İÇ SAVAŞA SÜRÜKLENİR Mİ?

Darbeciler daha da sertleşir ve İhvan da uzlaşmaya yanaşmazsa (Ki bu ihtimal çok zayıflamıştır) iç savaş ihtimali de son derece güçlenecektir. Bunun için Mısır’da çelişkiler yeterince keskindir. Dahası Mısır’da bir iç savaşı isteyen güçlerin olduğu, Libya ve Suriye’de örneğini gördüğümüz gibi bunun için şevkle bekleyen el Kaideci, cihadçı güçlerin de Mısır’ı yeni savaş alanı olarak seçeceklerini söylemek için çok beklemek gerekmeyecektir. Çünkü bu güçler için Mısır, Suriye ve Libya’dan çok daha çekicidir! Bu gelişmeler karşısında Sina Yarımadası’ndaki gelişmeler de ayrı bir öneme sahip olmaya başlamıştır. Çünkü Sina’da birtakım “cihadçı” güçlerin örgütlendiği bilinmektedir. Ve bunların son zamanlarda İsrail’e ve Mısır Ordusuna karşı saldırılar düzenlediği de sıkça gündeme gelmiştir. Dolayısıyla Mısır darbecilerinin cihadçı gruplara karşı İsrail’le işbirliği yapması geleneğini sürdürmesinin orduya itibar yitirteceği de dikkate alındığında şeriatçı güçlerin İsrail ile darbecilerin işbirliğini açığa çıkarma amaçlı görünen saldırılarının giderek iç savaş unsurlarından birisi olarak yükselmesi de şaşırtıcı olmayacaktır.

SİNA, SÜVEYŞ, İSRAİL, BATI EMPERYALİZMİ ÇOKGENİ!

Mısır, 200 yıldan beri Batı emperyalizmi için Doğu Akdeniz ve Ortadoğu’daki en önemli ülkedir. Burada Süveyş Kanalı’nın belirleyici önemi vardır. İsrail’in kurulmasından sonra ise Sina Yarımadası’nın da önemi ayrıca artmıştır. Ki Sina, İsrail ve Süveyş kanalındaki geçiş güvenliği için kritik önemde bölge olagelmiştir.

Süveyş Kanalı’nın, enerji kaynaklarının Batı’ya nakledilmesi açısından Hürmüz Boğazı kadar önemli olduğu dikkate alındığında Süveyş ve Sina’nın, Mısır’da bir iç savaşın Mısır krizine Batı müdahalesi için son derece önemli bir dayanak sayılacaktır. Bu yüzden de Mısır’ın iç savaşa sürüklenmesi durumunda; Süveyş Kanalı’nı kontrol altına alarak, böylece “Petrol ve doğal gaz geçiş yollarını güvenceye alma” ve dahası İsrail’in güvenliğini sağlama adına askeri müdahale de dahil çok yönlü müdahale etmesi hiç de sürpriz olmayacaktır. Buna bahane olacak silahlı eylemler de şimdiden ortaya çıkmaya başlamıştır. Sina’da uzun zamandan beri silahlı eylemleri üstlenen kimi cihadçı örgütlerin bir yandan İsrail’e roketler fırlatırken öte yandan Mısır ordusuyla silahlı çatışmalara girmesi de bunun işaretidir.


Mısır daha çok tartışılacaktır ama şu da bir gerçek ki, bölgenin öteki en önemli ülkesi olan Türkiye’de AKP Hükümeti olup bitenler karşısında kendi elini kolunu bağlamıştır. AKP Hükümeti izlediği dış politikayla bütün bu gelişmeler karşısında demeç vermeyi, Batılıları insan hakları ve demokratik normlar açısından eleştirmeyi aşan hiçbir etkiye sahip değildir. Dün yapılan açıklamalar bunun böyle olacağını açıkça göstermektedir.

Kısacası Erdoğan Hükümetinin, kendisini bölgede yürüttüğü politikanın ve diplomasinin dışına düşürdüğü gerçeği Suriye’de olduğu gibi Mısır’da da apaçık ortaya çıkmıştır.


BİR HESAPLAŞMA VE YENİDEN SAFLAŞMA DÖNEMİ

Mısır, hem siyasi bakımdan hem de nüfusu itibarıyla Arap dünyasının en önemli ülkesidir. Bu nedenle de Mısır’daki gelişmelerin tüm Arap-İslam dünyasında dolaylı ve dolaysız sonuçlarının olacağı ortadadır.

Ancak bu “handikaplar” öncelikle Tahrir’deki darbeye destek veren güçler içinde tartışmaları derinleştirecek yeni bölünme ve saflaşmalara yol açacak mahiyettedir. Darbecilerin şiddet yoluna girmesiyle Tahrir’deki kimi güçleri de hedef yapmasıyla bu kesimdeki örgütler içinde ve arasında tartışma ve hesaplaşma büyüyecektir.

Elbette aynı zamanda Müslüman Kardeşler de demokrasi lafını ağızlarından düşürmezken şeriatçı bir rejim kurma amacından vazgeçmeyen derin çelişkisiyle hesaplaşmak durumunda kalacaktır. Dolayısıyla da Müslüman Kardeşler’in seksen beş yıllık çizgisini yeniden gözden geçirmesi kaçınılmaz olacaktır.

ÖNCEKİ HABER

Zorunlu imam hatip

SONRAKİ HABER

Akit yazdı, polis harekete geçti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...