14 Mayıs 2011 11:39

Kâr getirmiyor diye hastane kapatıldı

Türkiye’de cüzzam hastalığının tedavi edildiği tek sağlık merkezi olan İstanbul Lepra Deri ve Zührevi Hastalıklar Hastanesi, kâr hırsına kurban edildi. Değerli arazisiyle de rantçıların iştahını kabartan hastane fiilen kapatıldı. Daha önce kâr etmediği gerekçesiyle kapatılan fakat mahkemenin bu kararı iptal etmesiyle yeni

Kâr getirmiyor diye hastane kapatıldı
Paylaş
Yurdagül Kaya / Eda Yıldırım

İstanbul Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığının da onayıyla, bir yıl önce, cüzzam hastalığının kâr getiren bir hastalık olmadığını bu yüzden Lepra Deri ve Zührevi Hastalıklar Hastanesinin de gelir getirmediğini gerekçe göstererek hastanenin kapatılması yönünde işlem başlatmıştı. Hastanenin,

MAHKEME KARARINA RAĞMEN FİİLİ DURUM

Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesine bağlı bir klinik olarak sağlık hizmeti vermesine yönelik bu idari işlem hakkında, Cüzzamla Savaş Derneğinin Ankara 2. İdare Mahkemesinde açtığı karşı davada mahkeme “Cüzzam kâr amacı güdülecek bir hastalık değildir ve  özelliğinden kaynaklı mutlaka ayrı bir merkezde tedavi edilmelidir” şeklindeki gerekçeli kararıyla yürütmenin durdurulması yönünde bir karar verildi. Ancak, kararın üzerinden altı ay geçmesine rağmen geri adım atmayan Sağlık Bakanlığı, üç gün önce hastaneyi fiili olarak tamamen kapattı.

11 hemşire ve 6 idari personel dışında hiçbir çalışanın bulunmadığı hastanede, hastalar doktor olmadığı için hastanenin kapısından dönüyor. Hastanenin idari yönetimi tarafından da teyit ettiğimiz bu duruma karşı hem hastane çalışanları hem de hastalar çok tepkili. Günde 150’ye yakın hastanın  tedavi olmak için başvurduğu, Türkiye’de cüzzam alanında hizmet veren tek hastane olması sebebiyle ülkenin dört bir yanından da hastaların akın ettiği İstanbul Lepra Deri ve Zührevi Hastalıklar Hastanesi kapatıldığı için hastalar tedavi olamıyor.
 

BU MANTIĞA KARŞI MÜCADELE EDECEĞİZ

Konuyla ilgili görüş bildiren SES Bakırköy Şube Başkanı Hıdır Doğan, yaşananlar karşısında şaşkına döndüklerini belirtti. “Sağlığa kâr mantığı üzerinden bakarsanız olacağı budur” diyen Doğan, sendika olarak sağlık sektörünün kâr mantığı üzerinden işleyen bir sektör haline dönüştürülmesine karşı çıktıklarını belirtti. Aksi halde  verilen hizmetin niteliksiz hale geleceğini ve iş barışının bozulacağının altını çizen Doğan, “SES Genel Merkezi ve İstanbul Tabip Odası olarak muhtemelen hafta sonu burayı ziyarete geleceğiz ayrıca sağlık müdürlüğü ile de görüşme yapacağız” diye konuştu. İlerleyen günlerde konu ile ilgili bir basın açıklaması da yapacakları belirten Doğan, “Bakanlık, burada kalmayı tercih eden çalışanları yalnızlaştırarak ve desteksiz bırakarak onları mağdur etmek ardından buradan göndermek  istiyor ama biz sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.

DÜNYA ÖRNEK ALIYOR TÜRKİYE KAPATIYOR

İstanbul Lepra Deri ve Zührevi Hastalıklar Hastanesi, 1981 yılında Sağlık ve Sosyal Hizmet Bakanlığı, İstanbul Tıp Fakültesi ve Cüzzamla Savaş Derneği Başkanı  Prof. Dr. Türkan Saylan arasında imzalanan üçlü protokol ile kuruldu. 2002 yılına kadar  Türkan Saylan’ın başhekimliğini yaptığı  Lepra Deri ve Zührevi Hastalıklar Hastanesi, dünyada da cüzzam hastalığının tedavileri noktasında referans alınan, çalışmaları takip edilen bir hastane. Hastanede çalışanı Bakırköy Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası İş Yeri Temsilcisi Hemşire Leyla Koç Üzüm, Sağlık Bakanlığının hastaneyi kapatarak cüzzamlı hastaların cildiye servislerinde tedavi edilebileceği şeklindeki tutumunun yanlış olduğunu belirterek, “Bu hastalığın riskli yanı kuluçka süresi uzun olduğu için hastaneye gelindiğinde geç kalınmış olmasıdır. Bu yüzden lepra çok ciddi bir hastalıktır” dedi. Cüzzamın yoksullukla at başı giden bir hastalık oluğunun altını çizen Üzüm, “Cüzzam, yoksullukla devam eden ve bitti diye düşünülse de tekrar hortlayabilecek bir hastalıktır. Ancak Sağlık Bakanlığının yaptığı gibi gözden ırak edilerek bitirilmez” diye konuştu.

Bir gecede hastanedeki 39 çalışandan 4 idari personel hariç 35 kişinin Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesine atamasının yapıldığını belirten Üzüm, “Hastalarımız burada 15 gündür hekimsiz kaldı. Dr. Sadi Konuk Eğitim Ve Araştırma Hastanesinden haftada bir doktor gelse de hastalar kendi doktorlarından ve alıştığı sağlık personelinden uzaklaşınca psikolojik yönden etkileniyorlar” dedi.

HEM BİZ HEM HASTALARIMIZ EDİLDİK

Prof. Dr. Türkan Saylan’ın “Sağlıkta kâr etme amacı olamaz sağlıkta profesyonellik ve gönüllük esastır” anlayışına uygun olarak sağlık hizmeti verdiklerini ancak şu an hastalarla karşı karşıya kaldıklarını  ifade eden Üzüm, “Yüzlerce hasta, hastaneye tedavi için başvuruyor, doktor olmadığını duyunca da “Siz çalışmak istemiyorsunuz o yüzden doktor yok diyorsunuz” diyerek suçu bizde arıyorlar” dedi. Hastanede hastalar ve çalışanlarla cıvıl cıvıl bir ortam yaratıldığını belirten Üzüm, hastanenin fiilen kapanmasının ardından hasta olmadan bir ticarethane gibi hastanenin kapısını kilitleyip çıktıklarını ve bu durumun kendilerini çok etkilediğini söyledi.

Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekiminin, “Bizimle çalışmak için dilekçe verin aksi halde atıl vaziyette kalacaksınız” diyerek gözdağı verdiğini belirten Üzüm, “Biz 17 personel buradayız ve hastaneyi terk etmediğimiz için bizi tamamen yok sayıyorlar, düşünün yemekhanemiz bile etkin değil kendi imkanlarımızla bu sorunu hallediyoruz” dedi. Kalan personel açısından yaşanan tek sorunun bu olmadığını ifade eden Üzüm, maaş ve döner sermaye alıp almayacakları konusunda da endişe taşıdıklarını dile getirdi. Şu an Sağlık Bakanlığının İdare Mahkemesinin kararına uymayarak suç işlediğini belirten Üzüm, “Avukatlarımız aracılığıyla bu konuyla ilgili bakanlığa ihtarname çektik ardından suç duyurusunda bulunacağız” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)


TEDAVİ HAKKIMIZI ELİMİZDEN ALMAYIN

Hastanenin kapandığından haberi olmayan pek çok hasta tedavi için buranın yolunu tutuyor. Van’dan Kars’tan Çanakkale’den daha Türkiye’nin pek çok yerinden gelen hastalar, deyim yerindeyse “kâr etmedi tezgahı başka yere açalım” şeklindeki işletme mantığına kurban edilen hastanelerinin tekrar faaliyete girmesini istiyorlar. Çanakkale Biga’dan gelen sedef hastalığı olan bir vatandaş, “Bu hastaneden memnum olduğum için çok uzak mesafeden geldim ancak geldiğimde bana doktorların olmadığını söylediler. Hastanemiz geri açılsın biz bu hastanedeki tüm çalışanlardan çok memnunuz” diye konuştu. Başka bir hasta  ise, sedef rahatsızlığı konusunda hastanenin tedavi yöntem ve tekniklerinin ileri olduğunun altını çizerek, “Hastanemizin açılması için gerekli tüm yerlere başvuracağız,hastanemizi kapattırmayacağız” dedi. Hastane kapısından dönen diğer hastalar da, hastanelerinin kapatılmasına oldukça tepkililer ve birçoğu hastanenin açılması için resmi makamlara başvuruda bulunacaklarını belirtti. 

ÖNCEKİ HABER

Ulubey halkı HES’i pes ettirdi

SONRAKİ HABER

‘Demokrasi mi, bürokrasi mi?’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa