Bu defa seyirci sahne aldı

Engin Alkan’ın yönettiği üç saatlik müzikal öncesindeyse Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi önünde büyük bir telaş vardı. Sanatçılar oyunun hemen öncesinde, Şehir Tiyatroları ve Devlet Tiyatrolarının selameti  için başlatacakları “Sanat Maratonunu” duyurmak üzere bir basın açıklaması yaptılar. İstanbul Şehir Tiyatrosu Sanatçıları Derneği (İŞTİSAN), İstanbul Seyirci Platformu,  Oyuncular Sendikası, Devlet Tiyatrosu Opera ve Balesi Çalışanları Vakfının ortak yaptığı açıklamada Seyirci Platformu ve İŞTİSAN adına iki bildiri okundu.  Şark Dişçisi Müzikali’ni seyretmeye gelen İstanbullular önce bu açıklamaya katıldı, ardından tiyatrocuların elleriyle yakalara iliklenen “susmuyoruz” kokartlarını taşıyarak, yine sanatçıların dağıttığı kırmızı ve beyaz karanfillerle Açıkhava Sahnesi’ne girdiler. Seyircilerin ve tiyatrocuların “Şehrin Tiyatrosu Yok Edilemez” nidaları arasında başlayan Şark Dişçisi, bir kumpanya arabası üzerinde bizi 1920’lerin İstanbul’unda bu toprakların kadim halklarından Ermenilerin arasına götürüyor. Hani Şehir Tiyatroları seyirci bulamıyor diyenler gelseydi de görseydi; beş bin kişilik açıkhavada, oturacak yer bulabilirler miydi? Üstelik üç saatlik bir müzikale binlerce seyircinin bu kadar reaksiyon gösterdiği, zaman zaman tiyatrolarına sahip çıktıklarını anlatan sloganlar attıkları, kimi zaman dövizler açtıkları, iktidara tepki gösterdikleri bir paylaşım alanına dönüştüğünü de görselerdi. Masalsı bir yolculukta sizi ağırlayan Şark Dişçisi, üç perdeyi de soluksuz götürebilecek oyun. Tiyatroların bu badireleri atlatmasından sonra geniş geniş Şark Dişçisi’ni de yazabiliriz.

DALKAVUKLARINDAN FİKİR ALIYORLAR

Oyundan önce yapılan açıklamada İstanbul Seyirci Platformu adına konuşan Atilla Ceylan seyircilerin, tiyatrolarına sonuna kadar sahip çıkacağını söyledi. Ceylan, kendi politikalarına bizden saygı bekleyenler, yurttaşların yaşamını derinden etkileyecek kararlar alırken, ilgililerden değil dalkavuklarından fikir aldıklarını belirtti. Ülkenin en temel kurumlarının çalışanlarının engin demokrasi ortamında, seslerini duyuramamaktan yakındıklarını vurgulayan Ceylan, çözülmesi gereken birçok sıkıntı dururken yönetenlerin kürtajı tartıştığını ifade etti. İŞTİSAN adına konuşan Oyuncu Levent Üzümcü ise, “Ödenekli tiyatroların yapıları üzerine katılımımız sağlanmadan çalışmalar sürerken, bu kurumların sanatı herkes için ulaşabilir kılmak için çalıştığının altını çizmeye devam ediyoruz” dedi. Kamu hizmeti gören kamu tiyatrolarının bu işlevinden uzaklaştırıldığını belirten Üzümcü, sanatın birleştiriciliğine denk düşmeyen söylemlerin, her yerde ve herkese sanatı ulaştırma çabalarına gölge düşürdüğünü vurguladı. Oyuncular Sendikası ile birlikte TBMM’ye giden İŞTİSAN’dan oyuncu Can Başak tiyatro izleyicilerine görüşmeler hakkında bilgi verdi. Diyalogdan yana olduklarını söyleyen Başak, İstanbul’un bir dünya şehri yapmak istiyorlarsa bunun sanatsız olamayacağını hatırlattıklarını ifade etti. Başak, “Oyunlarımızla ilgili kararlar alacaksanız, bizlerle diyaloga geçiniz yoksa bu kurumlara zarar vereceksiniz” dediklerini belirtti. (İstanbul/EVRENSEL)

OYUNU KESİP SLOGANLARLA DESTEK

Şark Dişçisi’nin Yönetmeni Engin Alkan: Müzikal Günleri öyle bir döneme denk düştü ki, tiyatroların üzerinde dönen karabulutlar, şehir tiyatrosuna odaklanan baskı ortamı, seyircimizi ateşledi. Belki de burada tarihe geçecek geceler yaşadık, ‘İstanbul Efendisi’nde, ‘Lüküs Hayat’ta ve bu gecede de böyle. Oyunu kesip sloganlarla destek oldular. Büyük bir coşku var. Burada bulunan 3 bin 500 kişi gizli örgütlenme gibi hareket ediyorlar. Duyması gereken kulaklara çok şey anlatıyor. Şehir Tiyatrosunun atıl bir durumda olduğunu seyircisiyle buluşamadığını, bizim kendi derdine düşmüş jakobenist, elit hatta elinde viski bardağıyla bir resmin içinde algılayan zihniyete, bir gecede nasıl bir araya gelebildiğimizin kanıtı gibi duruyor. Türkiye’deki herkesin buradaki seyircinin sinerjisiyle şehrin tiyatrosunu nasıl sahip çıktığını görmesini isterdim.