12 Mart 2012 17:31

Çadır yerine konteyner olsaydı...

Esenyurt Güzelyurt Mahallesi’nde Marmara Park Alışveriş Merkezinin inşaatında çalışan işçilerin kaldığı barakalarda önceki gece yangın meydana geldi. Çıkan yangında 11 inşaat işçisi yanarak hayatını kaybetti. İnşaat yapımını üstlenen taşeron firma Kaldem Yapı’ya ait olan barakalarda yanarak hayatını kaybeden iş&c

Çadır yerine konteyner olsaydı...
Paylaş
Sinan Ceviz / Berivan Koç

Sivas, Ordu ve Van illerinden gelen işçilerin ağırlıklı olarak çalıştığı inşaatta çıkan yangın sonrasında ölenlerin isimleri şöyle: Ege Bayram Pehlivan, Çetin Coşkun, Seyfettin Topal, Abdurrahman Demir, Sevdin Özen, İsa Topal, Ahmet Yağal, Barış Kıyak, Hakim Alican, Fatih Acun ve Ahmet Keskin.

Adli Tıp Kurumu önünde yakınlarından gelecek haberleri bekleyen aileler ise haber alamamaktan tepkililer. Aileler yaşamını kaybeden 11 işçinin barakalardan çıkamamasının bir ihmal olduğunu ifade etti.  Kendilerinin de inşaat işçisi olduğunu söyleyen işçi yakınları, kurulan barakaların polyester içerdiğini, bu maddenin çabuk tutuşan bir kimyasal olduğunu ifade etti. Çadır yerine konteyner kullanılmış olsaydı bu ölümlerin yaşanmamış olacağını söyleyen işçilerin yakınları, inşaat sorumlularının bu yangında büyük ihmalkarlık gösterdiğini belirtti.

BELEDİYE USULSÜZLÜKLERE GÖZ YUMUYOR

İnşaat sektörünün hızla geliştiği Esenyurt’da yaşanan bu olayda hayatını kaybeden işçilerin aileleri belediye yetkililerinin de olaydan kaynaklı sorumluluğunun olduğunu vurguladı. Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu’nun önceki gece yaptığı açıklamanın da gayrı ciddi olduğunu belirten aileler, son zamanlarda Esenyurt’ta sıkça yaşanan işçi ölümlerinde belediyenin denetim yapmak yerine birçok inşaat firmasının usulsüzlüklerine göz yumduğunu iddia ettiler. Belediyenin olaydaki sorumluluğu ile ilgili soruşturma talep eden aileler ve yaşamını kaybeden işçilerin çalışma arkadaşları, yetkililerden bir açıklama gelmemesine tepki gösterdi.

Şantiyede 10 kişilik çadırlarda en az 35 işçinin kaldığı aktarıldı. Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu ise bu iddialara canlı yayında “Ölenlere nasıl öldüklerini soramıyoruz. Çadırda 35 kişi de kalabilir, 50 kişi de kalabilir. Yangın soğuk havanın getirdiği bir şey” şeklinde cevap verdi.

BARINMA YERLERİ ÖLÜME DAVETİYE ÇIKARTIYOR

Ölen işçilerden biri ise 1.5 ay önce Van depremi ardından İstanbul’a gelmiş ve inşaatta çalışmaya başlamıştı. Depremin ardından ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak için İstanbul’da çalışmaya başlayan, ancak çıkan yangında hayatını kaybeden işçinin ismi, Van’daki yakınlarının henüz haberi olmadığı için çalışma arkadaşları tarafından söylenmedi.
Ölen işçilerle aynı inşaatta çalışan Tevrat Ocaktan, barınma koşullarının oldukça kötü olduğunu belirterek, branda yerine konteynerlerde kalınsaydı bu cinayetin yaşanmayacağını aktardı.

Bir diğer işçi Üzeyir Durmak ise yaklaşık 8 aydır İstanbul’da çalıştığını söyleyerek, olay esnasında dışarıda olduklarını ifade etti. 35 işçinin aynı çadırda kaldığını söyleyen Durmak, arkadaşlarının yaşanan ihmalkarlık yüzünden ölüme sürüklendiğini söyledi.  İnşaat İşçisi Mehmet Açar da çalışan bir çok işçinin gurbetçi olduğunu ifade etti. Bu olayın sorumlularının açığa çıkarılmasını isteyen Açar, “İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Kaldığımız koşullar ölümle burun buruna” diye konuştu.

Yaşanan yangında yakınlarını kaybeden ve kendisi de inşaat işçisi olan Yunus Topal ise olayın böyle olmasını anlayamadıklarını belirtti. “Nasıl olur da hiç yaralı yok ve bir anda 11 kişi hayatını kaybediyor. Yapılan açıklamalar yeterli değil. İnşaat yetkililerini arıyoruz ve hiçbir yetkili telefonlarımıza bakmıyor. Yetkililerden bir kişi dahi başınız sağ olsun bile demediler” diye konuşan Topal, tepkisini dile getirdi.

TÜZEL: TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ

Yangın sonrası HDK İstanbul Milletvekili Levent Tüzel olay yerinde incelemelerde bulundu. İşçilerin en korunmasız şartlarda çalıştırılmak zorunda bırakıldığını belirten Tüzel, “Geçtiğimiz günlerde yine baraj inşaatında 10 işçi hayatını kaybetti. Maraş Afşin’in, üzerinden bir yıl geçti hâlâ toprak altında işçiler var. 11 işçi arkadaşımız hayatını kaybetti. Bu cinayetlerin takipçisi olacağız. İşçilerin, işçi ailelerinin ve Türkiye işçi sınıfının başı sağ olsun” dedi.
Öte yandan yangınla ilgili aralarında şantiye şefinin de bulunduğu 5 kişinin gözaltına alındığı belirtildi.
(İstanbul/EVRENSEL)


TEK ÇIKIŞ KAPISI VAR

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Esenyurt’taki 11 işçinin hayatını kaybettiği şantiyede incelemelerde bulundu.  Buradan ayrılmadan önce gazetecilerin sorularını cevaplayan Bakan Çelik, Türkiye’nin ‘Müstakil İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’na acil ihtiyacı bulunduğunu belirtti.  Ölen işçilerin yakınlarına yardım edilip edilmeyeceğine ilişkin soru üzerine açıklama yapan Çelik, “Ölüm olayı olmasa da onları konuşmasak devletimiz sosyal devlet, gerek ölüm aylığı gerekse iş kazası neticesinde aylıklar hak sahiplerine bağlanacak. Bir taraftan iş kazasından dolayı aylıklar bir de hak eden varsa, 900 gün, 1800 gün gibi sigortalılığı olanların hak sahiplerine ayrıca ölüm aylıkları bağlanacak. Bu konuda bir sorun olmaz” dedi.  Olayda ihmal olup olmadığı yönündeki soruya da cevap veren Çelik, “Tek bir çıkış kapısı değil karşılıklı çıkış kapıları olmalı. Olmadığını yanmayan çadırlardan gördük” ifadesini kullandı. Bu tür kazalarda müteselsil sorumluluk olduğunu, asıl işveren veya alt işveren gibi bir ayrımın kesinlikle söz konusu olmadığını belirten Çelik, “Kazalarda asıl işverenin de alt işverenin de sorumluluğu vardır. Çıkacak neticeye göre de bunları yargı değerlendirecektir” şeklinde konuştu.


İŞ GÜVENLİĞİ EKSİKLİĞİ

İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Hamdi Serdar Harp, Esenyurt’ta yaşanan ölümleri şöyle değerlendirdi: “Artık üzüntüleri paylaşmanın ötesinde laf söylemez olduk. Bizim mevzuatımız iş güvenliği konusunda oldukça eksik. İnşaat alanında iş güvenliği konusu Çevre Bakanlığının denetiminde olan bir konu. Bununla ilgili çeşitli yönetmelikler hazırlanıyor ama çeşitli boşluklar olduğu için mahkemeden geri dönüyor. Bakanlıkların konusu yaşam hakkı olduğu için denetlemek zorunda ama denetim yapılmıyor. Bu kazaların önüne geçebilmek için iş güvenliği uzmanları tarafından denetlenmelidir.
Maalesef bizde denetim genelde yapılmıyor. İş güvenliği uzmanlığı sadece göstermelik olarak yapılmamalı, uzmanlığa dayanmalıdır. Çünkü bizde yüksek okul bitiren herkes iş güvenliği uzmanı olabiliyor. Mesela, bir muhasebe bölümünü bitiren kişi inşaatta iş güvenliği uzmanı olabiliyor.
Bunun doğal sonucu olarak iş güvenliği tedbirleri alınamıyor. Ülkedeki politikaların temeli insansa insan sağlığı çok önemlidir. Eğer politikaların temeli kâr oluyorsa, bu insan sağlığının hiçe sayılması anlamına gelir.”

ÖNCEKİ HABER

Yakındoğu ve Belge Yayıncılık

SONRAKİ HABER

Sivas katliamında insanlık aşımı!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...