31 Ocak 2012 12:08

Erciş notları

Van şehrinden sonra Van Gölüne kıyısı en uzun ilçe olan Erciş’te, 23 Ekim 2011’de yaşanan 7.2 şiddetindeki depremin tahribatı, yakıcılığını hâlâ sürdürüyor. Ağrı yolu boyunca Van Gölünü ve gölün ardında beyaza boyanmış dağları seyretmek insana keyif veriyor vermesine ama bu coğrafyanın sö

Erciş notları
Paylaş
Şiar Can Şener

Erciş ise girişinden çıkışına kadar enkaz şehre dönüşmüş vaziyette. Yalnızca kentin girişindeki TOKİ evleri sağlam kalmış, diğer yapılar ya yıkılmış ya da yıkılmayı bekliyor. Aşık Ercişli Emrah’ın şehri susmuş, Ercişliler birbirine bakıyor ve üçüncü büyük depremin ne zaman olacağını merak ediyor. Erciş Çarşısı, Van Yolu Caddesi, Çınarlı Caddesi, Çelebibağı beldesine giden yol boyunca bulunan çok katlı binalar ya ağır hasarlı ya da moloz ve demir yığınına dönmüş. Van kent merkezinde gördüğümüz yüzlerce bina  ağır hasarlıydı ancak Erciş’te yerle bir olmuş onlarca bina dikkat çekiyor. Çok katlı binalara ait tonlarca demir ve yapı malzemesinin hurdaya dönmesine rağmen tek katlı müstakil evler kısmen hasarlı olmalarına karşın ayakta kalmayı başarmış. Bu yüzden deprem öncesi az sayıda müstakil evlerde oturanlar, yaşamlarını aynı evlerde sürdürüyorlar. Şehrin yerlisi olmayan başta öğretmenler olmak üzere Erciş’te yaşayan memurlar, işçiler ve öğrenciler ise bu yıkılan binaların içinde can verdiler ya da şimdi bir türlü ısınmayan konteynerlerde barınmaya çalışıyorlar.  

KONTEYNER KENTLERDE YOK YOK!

Öncelikle belirtmek gerekir, Erciş, Van kent merkezine göre deprem sonrası daha derli toplu bir görünüme sahip. 1 milyon civarında insanı deprem öncesi barındıran Van’ın onda birinden az insan Erciş’te yaşıyor. Erciş’in muhtelif bölgelerine konteyner kentler kurulmuş ve evini kaybedenler ve ağır hasarlı olanlar buralara yerleştirilmiş, hâlâ bu yerleştirme işlemi devam ediyor. Evinin önüne kurduğu çadırda yaşayanlar da var ama Van kent merkezindeki gibi binlerce insanı barındıran çadır kentler Erciş’te yok. Ancak konteyner kentlerde yaşayanlar sorunlarla boğuşuyor. Yetkililer konteynerlerin ‘Düzenli, içi eşyalarla döşenmiş ve konforlu’ olduğunu belirtiyorlar ancak konteynerlerde barınanlar hallerinden hiç memnun değiller. Konteynerlerin bir kısmında yalnızca yatak var, evi hasarlı olanlar evlerinden eşya getirmişler ama buzdolabı, çamaşır makinesi ya da dolap çoğunda yok. Depremde enkaz altından yaralı kurtulan ya da birinci derece akrabasını kaybeden öğretmenlere söz verilen tayin hakkı verilmediği gibi, onlarla adeta dalga geçer gibi dizüstü bilgisayar, buzdolabı, çamaşır makinesi vaat edilmiş ama bu eşyaların hiçbiri devlet tarafından sağlanmamış.  

HAVA KARANLIK KENT KARANLIK

Öğleden sonra ziyaret ettiğimiz ve en düzenli konteyner kent olduğu bildirilen Kızılay konteyner kentinde vatandaşlar suyun hiçbir zaman tazyikli akmadığını, sadece ‘sızdırıldığını’ belirterek bizi ‘evlerine’ çağırıyorlar. Su neredeyse hiç akmıyor. Elektrik sobasının da yanmadığını fark ediyoruz, her gün 4-5 saat elektriklerin kesik olduğunu söylüyorlar. 2 binden fazla konteyneri barındıran alanda bir tane elektrik trafosu var, bu da altyapısı tastamam hazır olmadan konteynerlere insanların doldurulduğu anlamına geliyor. Öyle ki kimi vatandaşlar 1 ay önce çadır kentte kaldıklarını ve en azından kömür sobasıyla ısınmayı başardıklarını belirtiyorlar. Kızılay konteyner kentinden çıkarken akşam olduğunu fark ediyoruz, bir gün önce yağan kar sonrası soğuk insanın yüzünü kesiyor ve konteyner kentte hiçbir ışık yanmıyor, herkes konteynerlerde battaniyelerinin altında donmamaya çalışıyor.

Yetkililerin öve öve bitiremediği Erciş’in konteyner kentlerinde yaşamını sürdüren halk, en azından bu kışı ağır hastalık kapmadan ya da bir deprem travması daha yaşamadan bitirmek istiyor.

ÖNCEKİ HABER

Ocak bitti, çadırlar duruyor

SONRAKİ HABER

Başkent Ankara’ya ‘Selçuklu’ makyajı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa