'Baskıda model ülke'
ÇUKUROVA Kitap Fuarı’nda SODEV tarafından gerçekleştirilen ‘Kürt Sorununa Demokratik Çözüm’ paneli ‘Kürtler ve Türkler’ isimli kitabın yazarı Prof. Dr. Ahmet Özer ve CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun katılımı ile gerçekleşti.SORUN NASIL &Ccedi
SORUN NASIL ÇÖZÜLÜR? Prof. Özer, panelde gerçekleştirdiği sunumda Kürt Sorununda gidilebilecek üç yolun bulunduğunu belirtti ve “Bastırma, ayrılma ve birlikte yaşama seçenekleri önümüzde duruyor” dedi. AKP’nin birinci yolu denediğini aktaran Özer, “Son birkaç ay içerisinde 200’ün üzerinde insan öldü sorun çözüldü mü?” dedi. TUTUKLAMALARLA OLMAZ KCK operasyonlarına değinen Özer, kitlesel tutuklamalar ile sorunların çözülemeyeceğinin altını çizdi. Kürt sorununun sadece dağdaki beş altı bin militanın sorunu olmadığını ve halkın sorunu olduğunu aktaran Özer, Türkiye şartlarında ayrı devlet kurma fikrini de mümkün görmediğini söyledi. AKP’nin savaş politikalarının, halkları karşı karşıya getireceğini ifade eden Özer, demokratik hakların sağlanması durumunda silahların susabileceğini söyledi. Çözüm için operasyonların durdurulması gerektiğini aktaran Özer, sorunun silahsız çözüme kavuşturulması gerektiğine vurgu yaptı. İKTİDAR YALAN SÖYLÜYOR Tanrıkulu ise panelde yaptığı konuşmada CHP olarak 15 yıl Kürt Sorununun dışında ve uzağında kaldıklarını söyledi. Son bir yıldır söylemeleri gerekenleri söylediklerini aktaran Tanrıkulu, bunun da henüz yeterli olmadığını aktardı. Tanrıkulu, iktidarın da Kürt sorununun çözümünde yalan söylediğini ifade etti. (Adana/EVRENSEL) Panelin ardından görüştüğümüz Tanrıkulu, Türkiye’de yaşanan süreci değerlendirdi. “Demokrasiden uzak bir sürecin içerisindeyiz. Sorunları baskıcı ve güvenlik anlayışı ile çözmeye çalışan bir iktidar var” diyen Tanrıkulu, “Özgürlüğün, adaletin esas alındığı bir çözüm programını AKP iktidarı ortaya koyamadı” dedi. “Kürt meselesini güvenlik politikaları ve özel yetkili mahkemelerin baskısı ile çözemezsiniz” diyen Tanrıkulu, “demokrasiden yana olan herkesi” bu baskılara karşı durmaya çağırdı. ULUDERE KATLİAMI’NDA HÜKÜMET SORUMLULUĞU “Uludere, Türkiye’de vicdanların körleştiği derin bir yara haline gelmiştir” diyen Tanrıkulu, CHP olarak “Sorumlularının gizlenmeden, şeffaf şekilde ortaya çıkarılmasının takipçisi” olacaklarını kaydetti. “Türkiye’de bombalar kendi yurttaşının ölümüne sebep oluyorsa bu sorun sadece Uludere’de yaşayanların değil tüm Türkiye’nin sorunu olmalıdır” diyen Tanrıkulu “Uludere’de adli ve idari soruşturmanın dışında hükümetin siyasal sorumluluğu olduğunu” düşündüklerini kaydetti. GAZETECİYE BASKIDA MODEL ÜLKEYİZ 100’e yakın gazetecinin cezaevinde olmasına da değinen Tanrıkulu, Türkiye’nin “gazetecilere uyguladığı baskı ile dünyada model ülke”diyerek buna sebep olan yasaları ve hükümeti eleştirdi. “Gazetecilere yönelik çok ciddi baskılar var. Yandaş medya değilseniz tehlike olarak görülüyorsunuz” diyen Tanrıkulu, gazeteciliğin tanımını AKP’li bakanların değil, gazetecilik ilkelerinin yapması gerektiğini hatırlattı. Tanrıkulu, “Gazetecilere gazeteci değilsin demekle gazetecilik engellenemez. Bakanın işi gazeteciliğin tanımlamasını yapmak değildir. AKP bununla uğraşacağı yerde öncelikle engelleri, bu baskıları kaldırsın” dedi.
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
