02 Kasım 2011 05:05

‘Susturma harekatı’

Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu’nu da kapsayan ‘KCK’ operasyonlarındaki tutuklamalar büyük tepki çekti. Operasyonlara karşı bir araya gelerek bildiri yayınlayan 700 aydın, sanatçı ve bilim insanı, yaşananları “demokrasi cephesine yönelik bir susturma harekatı” olarak tarif etti.Görüşlerini aldığımız

‘Susturma harekatı’
Paylaş

Görüşlerini aldığımız isimler, toplanan imzaların ve tepkilerin AKP Hükümeti tarafından dikkate alınmasını istediklerini belirtti. (İstanbul/EVRENSEL)


‘EL İNSAF DİYORUM’

Prof. Dr. Baskın Oran: Bizler ellerinde silah olmayan insanlarız. Kalemimizi kullanarak tepkimizi dile getirdik. Bunun hafife alınmaması gerekir. İnsanların ifade özgürlüğünü kullanması, Kürtlerin dilini, kültürünü yaşatması, kullanması engellenmemelidir. Bu kötü sonuçlar doğurur. Seçimlerden sonra hükümetin elinde binlerce kişilik tutuklama listeleri olduğu söylendiğinde inanmamıştım ama şimdi yaşananlar karşısında inanıyorum. Polis bir liste yapıyor, savcının önüne koyuyor, savcı hakime gönderiyor, hakimde listedekileri içeri koyuyor. Bunun sonu iyi bir yere varmaz. Bu imza kampanyasının dikkate alınıp alınmaması, hükümet denilen kavramın basiretli olup olmadığını da gösterecektir. Eğer dikkate alırsa kendini de kurtarır devleti de kurtarır. Yoksa iki de batar. Tüm bu yaşananlar karşısında el insaf diyorum. Ersanlı ve Zarakolu hayatları boyunca ellerine su tabancası bile almamış insanlardır. Böyle iş olmaz.


‘KCK’ ŞEMSİYE, ÜST BAŞLIK OLDU’

Prof. Dr. Ahmet Tonak : Bu kadar insan koşturdu, imza kampanyası bir işe yarasın, hükümet 700 okumuş yazmış insanı ciddiye alsın, bu gidişe müdahale etsin diye. Talebimiz budur. Ama “AKP hükümetinin bu mesajı algılama kapasitesi var mı, umutlu musunuz?​” diye sorarsanız, maalesef umutlu olduğumu söyleyemem.  BDP’nin kapatılmasına ilişkin hazırlık yapıldığı, kanıt üretme telaşının sürdüğü biliniyor.  Milletvekili olmak bile artık herhangi bir ayrıcalık vermiyor. Yargıtay’da cezası onanmış BDP’li milletvekili var, Meclis Başkanı kararı okuttuğu anda milletvekilliği düşecek. Böyle ip cambazı gibi milletin vekilliği yapılır mı? Bir de yeni, sivil, demokratik Anayasa yapılıyor propagandası yapılıyor. TMK, TCK Demokles’in kılıcı gibi herkesin kafasının üstünde sallanıyor, “gelin, bu yasaları temizleyelim” dendiğinde başta AKP, yedeğinde MHP karşı çıkıyor.  AKP’nin samimiyetsizliği çır çıplak ortada, gören göz görüyor.

Türkiye sathında daha geniş katılımlı kampanyalar örgütlemek hepimizin acil görevi. Ders vermek, yayın yapmak, ders dinlemek, aykırı da olsa her türlü siyasi fikre sahip olmak suç değildir. Aksini düşünmek gericiliktir, bu anlayışın deşifre edilmesine dönük her faaliyet elzemdir, meşrudur.

“KCK” şemsiye, üst başlık oldu. KCK’li olsun olmasın herkesi amorf bir iddianamenin içine atarsan, zaten otomatiğe bağlanmış, sonucu baştan belli yasal süreçlerin ciddiyeti kalır mı? Bizzat bu gayri ciddi gidişatın karşısında durmak, çoğalmak gerekiyor.


‘ETKİSİZ HALE GETİRME ÇALIŞMASI’

Prof. Dr. Mithat Sancar : Fiili olağanüstü hal diyorum. AKP’nin top yekün savaş stratejisine meyil ettiğini görüyorum. Seçimlerden önce sert üslup, daha doğrusu güvenlik politikalarını vurgulayan bir yaklaşım vardı Başbakanın. Şimdi bu bütün boyutlarıyla uygulamada. Böyle bir stratejiyi uygulayınca size itiraz edecek insanları da tutuklayacaksınız. İtiraz etme ihtimalleri olan çevreleri sindirmek isterseniz. Düşman ilan ettiğiniz yapıları siyasal, hukuksal ve askeri yöntemlerle etkisiz hale getirmeye çalışırsınız. Şu anda yapılan da budur. Ragıp Zarakolu ve Büşra Ersanlı bu konseptin bir sonucu olarak içeri alınmışlardır. Bunun 90’lardaki olağanüstü hal mantığından esasta bir farkı yoktur.


‘BASKININ BİR GÖSTERGESİDİR’

Jülide Kural (Sanatçı): Hükümetin pervasızca ortay koyduğu ve her zaman son sözü söyleme tavrı, Ragıp Zarakolu ve Büşra Ersanlı’nın tutuklanmış olması baskı ve otoriter tutumunun bir göstergesidir. Kürt siyasal hareketinin demokratik bir zeminde kendini ifade etme koşullarıyla ancak barışa adım atabiliriz. Bunları dillendiren aydınlara ve  gazetecilere yapılan baskıları kınıyorum.Tutuklu aydınların biran önce serbest bırakılmalarının doğru olacağını düşünüyorum.


‘AYDINLARLA DA BİR DERDİ VAR’

Nuray Sancar (Yazar): Ersanlı ve Zarakolu gibi, yaşamlarını barış mücadelesine adamış iki aydının tutuklanması Başbakan’ın ve Cumhurbaşkanı’nın intikam çağrılarıyla ilişkili gibi görünüyor. Hükümet sadece silahlı mücadele yürütenleri hedef almış değil. Kürtlerin dostu olan, yıllardır süren bu savaş bitsin diyerek barış isteyen kesimlere gözdağı veriyor. KCK operasyonları denen şeyin sınırlarının da genişletildiğini anlıyoruz. Kürt sorununun siyasi çözümüyle ilgili talepleri susturmaya yönelik bir operasyon. Herkes nerede bir barış mücadelesi varsa bu iki aydının öne çıktığını biliyor. Dolayısıyla çoğu aydına “sıra bana mı geliyor” diye düşündürtecek biçimde seçilmiş iki isim oldukları söylenebilir.

KCK tutuklamaları zaten bir fecaat idi şimdi ardındaki gerçek niyet iyice açığa çıkmış oldu. Bu demokrasi cephesine yönelik bir susturma harekatıdır.  

Başbakan’ın Çukurca saldırısı sonrasında aydınlara seslenişini hatırlayın: “hadi kınayın” diye çağrıda bulunmuştu. Kürtlerle zaten bir derdi var, aydınlarla da bir derdi var artık.

Hükümet Ahmet Şık ve Nedim Şener tutuklamasıyla baltayı bir kez taşa vurmuştu şimdi bir kere daha vurdu denilebilir. Öncelikle bu arkadaşlarımızın olmak üzere tüm tutukluların serbest bırakılmasını istiyoruz. Bunun için uğraşacağız.


‘ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ’

Pınar Sağ (Sanatçı): Benim hep söylediğim bir söz var:  “Aydın insan haksızlığın yanında yanan bir meşaledir ve yanmayan hiçbir şey etrafını aydınlatamaz.” Ragıp Zarakolu, Prof. Dr. Büşra Ersanlı, gazeteciler ve aydınlarımız gibi tüm düşünce suçluları için ortak bir istemimiz var, özgürlük! Bu ülkenin Başbakanının göz diktiği bir liste var, 1400 kişilik. Bu da gösteriyor ki bütün muhalif seslerin susturulduğu bir ileri demokrasi içindeyiz. Belediye başkanları, akademisyenlerin tutuklanması; Kürt halkı ve onlarla dayanışma içinde olanları sindirme hareketinin bir parçası. Son olarak da biz biliyoruz ki, en son sözü tarihte hep direnenler söyler. Tüm düşünce tutsaklarına özgürlük istiyoruz.

ÖNCEKİ HABER

El insaf!

SONRAKİ HABER

‘Van halkı kışı nasıl geçirecek?’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...