10 Eylül 2011 10:00

Kaybedenler kaybedecek!

Diyarbakır’dan ve İstanbul’dan gelen Barış ve Cumartesi Anneleri Yüksel Caddesi’nden, 12 Eylül Utanç Müzesi’nin bulunduğu Çağdaş Sanatlar Merkezine “barış” talepleriyle yürüdü. Anneler hükümete “Kayıpların ve savaşın son bulması, kayıplarının açığa çıkarılması&rdqu

Kaybedenler kaybedecek!
Paylaş

ZILGITLARLA YÜRÜDÜLER

İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi ve Devrimci 78’ler Federasyonu’nun organize ettiği yürüyüş için anneler Yüksel Caddesi’nde toplandı. Annelere, 12 Eylül darbesinden önce ve sonra gözaltına alınıp Mamak Ceza ve Tutukevi’nde işkencelerden geçirilen ve o günleri anlattıkları “Kaktüsler Susuz Da Yaşar” kitabın yazarları Mamaklı kadınlar da destek verdi. “Anaların öfkesi katilleri boğacak”, “Yaşasın halkların kardeşliği” sloganları ve zılgıtlar atıldı.

Ortak açıklamayı okuyan İHD Ankara Şube Başkanı Gökçe Otlu,12 Eylül askeri faşist darbesinin üzerinden 31 yıl geçmesine rağmen değişen tek şeyin hükümetler olduğunu kaydetti.

AKP DÖNEMİNDE KÜÇÜCÜK BEDENLER YOK EDİLDİ’

Daha sonra 1995’te gözaltına alınarak kaybedilen Fehmi Tosun’un eşi söz alarak, Başbakan Erdoğan’ın “bizim zamanımızda kayıp yaşanmamıştır” açıklamasına, “Uğur Kaymaz 13 yaşında kimin zamanında yok edildi, Ceylan Önkol’un vücudunu kim paramparça etti, panzerin altında küçücük beden kimin zamanında yok edildi” yanıtını verdi.
Emine Erdoğan’a da seslenen Tosun “Ülke ülke dolanarak oradaki kadınlar için, çocuklar için timsah gözyaşı dökeceğine, gel yanımıza ve ülkende kaç çocuk babasız, kaç kadın kocasız, kaç anne evlatsız kalmış gör” dedi.

KENAN BİLGİN VE TÜM KAYIPLAR İÇİN

İstanbul Galatasaray Meydanı’ndan Ankara Dikmen’de kaybedilen Kenan Bilgin’i kaybedenlerden de hesap sormak için geldiğini ifade eden, kaçırılarak öldürülen Hasan Ocak’ın kız kardeşi de kaybedilen yakınlarının bir tek kemik parçası da olsa onu istediklerini söyledi.

Kayıp Mehmet Çakıcı’nın eşi Kürtçe açıklamasında, askerlerin köyü basarak, çoluk çocuk yaşlı, kadın, gözaltına aldığını ifade etti. Bir çocuğun işkence yapılarak, direğe bağlanıp öldürüldüğüne şahit olduğunu dile getir Çakıcı, kocası Ahmet’e 75 gün işkence yapıldığını ve daha sonra bir daha  haber alamadıklarını, kendisinin o an hamile olduğunu ve bugün lise de okuyan oğluna Zindan adını verdiğini anlattı.

Beş çocuğunu bu savaşta kaybettiğini dile getiren bir barış annesi de, “Bizi yakan ateş onları da yakacak” dedi.  
12 Nisan 1981’de kaybedilen Nurettin Yedigül’un ağabeyi de “Bir anne ve babanın evladını beklerken öldüğünü düşünün” diyerek anne ve babasının evlat hasretiyle öldüklerini söylerken, “12 Eylülün ailesini çaldığını ve asla unutmayacaklarını” ifade etti. Yedigül, “Duvardaki yazıları silebilirsiniz ama, yaşanan acıları bize unutturamazsınız” dedi.
Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır da “Davalı devletin davacı yurttaşları” olarak seslendi.

‘KAYIPLARIMIZI BİZE VERİN’

Gözaltına alınarak kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız çocuğunu kendi elleriyle devlete teslim ettiğini anlatarak, “Oğlumu bana verin” diye seslendi.  Diyarbakır Cezaevinde açlık grevinde yaşamını yitiren Orhan Keskin’in ablası İpek Gür de barış talebini dile getirdi.  Daha sonra 12 Eylül Utanç Müzesi’nin bulunduğu Çağdaş Sanatlar Merkezine yürüyen anneler ve darbe karşıtları, bir süre oturma eylemi yaptıktan sonra, müzeye girip, katledilenlerin fotoğraflarının bulunduğu yerde saygı duruşu yaptılar. (Ankara/EVRENSEL)


Adalet arayışlarını sürdüren Cumartesi Anneleri eylemlerinin 337. haftasında, 12 Eylül askeri darbesinin 14. yıldönümünde 12 Eylül 1994’de gözaltına alınarak kaybedilen Kenan Bilgin’in akıbetini sorudu.

Faili meçhul cinayetlere kurban giden ya da kaybedilen yakınlarının bulunması ve faillerinden hesap sorulması için adalet arayışlarını sürdüren Cumartesi Anneleri, 337. kez Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi gerçekleştirdi. Her hafta olduğu gibi “Failler belli, kayıplar nerede?​” pankartı ile katledilen ve kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını taşıyan anneler, karanfillerle adalet talebinde bulundu.

Cumartesi Annelerinin bu haftaki eylemlerinde ilk olarak 12 Eylül askeri darbesinin ilk gözaltında kayıplarından olan Cemil Kırbayır’ın kız kardeşi Fatma Kırbayır konuştu. Yıllardır adalet arayışlarına devam ettiklerini dile getiren Kırbayır, faillerin yargılanmasının AKP hükümetinin elinde olduğunu, fakat AKP hükümetinin bunun için hiçbir somut adım atmadığını söyledi.

Gözaltında kaybedilen Tolga Baykal Ceylan’ın annesi Kadriye Ceylan ise oğlunun gözaltında kaybedildiğinin Meclis Araştırma Komisyonu tarafından da kabul edildiğini, fakat faillerin yargılanması için hiçbir somut adım atılmadığını söyledi.

12 Eylül Askeri darbesinin 14. yıldönümünde 12 Eylül 1994’de gözaltına alınarak kaybedilen Kenan Bilgin’in ağabeyi İrfan Bilgin de, 16 yıldır adalet arayışı sürdürdüklerini belirterek, kayıpların hemen hemen hepsinin kaybediliş hikayesinin birbirine benzediğini ve bunun bir devlet politikası olduğunu söyledi. Oturma eyleminde kayıp yakınlarının taşıdığı kayıpların fotoğraflarını işaret eden Bilgin, “Bu fotoğraflar bizim onurumuzdur, kimliğimizdir. Onlar için mücadele etmeye devam edeceğiz. Ama ‘işkenceye sıfır tolerans’ diye oy toplayan AKP Hükümeti neden sessiz kalıyor, adım atmıyor?​” dedi.

337. haftanın basın açıklamasını ise Avukat Gülseren Yoleri yaptı. Kenan Bilgin’in kaybedilişinin 17. yıldönümünde kaybedenleri unutmadıklarını göstermek için bir araya geldiklerini dile getiren Yoleri, 10 kişinin Bilgin’i Terörle Mücadele Şubesinde gördüklerine dair tanıklık ettiğini, dönemin Ankara Cumhuriyet Savcısı Selahattin Kemaloğlu’nun ise AİHM’ye verdiği ifadesinde Kenan Bilgin’in gözaltında kaybedildiğinden emin olduğunu söylediğini belirtti. AİHM’nin Türkiye’yi oy birliği ile mahkum ettiğini hatırlatan Yoleri, “Devlet hâlâ Kenan Bilgin’in gözaltına alındığını inkar ediyor. Bilgin gözaltına alındığında Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar’dı. Başbakan Tansu Çiller’di, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’dı. Kenan Bilgin’in kaybedilmesinden onları sorumlu tutuyor ve yargılanmalarını istiyoruz” dedi. (İSTANBUL)


İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından düzenlenen oturma eyleminin 135’incisi gerçekleştirildi. Her hafta Koşuyolu Parkı Yaşam Anıtı önünde ‘Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın’ sloganıyla düzenlenen oturma eyleminde bu hafta 1994 yılında kaybedilen Mürsel Zeyrek’in hikayesi anlatıldı.

Eyleme, aralarında İHD yönetici ve üyeleri, KESK’e bağlı sendikaların temsilcileri, MEYA-DER, TUHAD-DER ve Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri ile kayıp yakınları katıldı.  Bu haftaki eyleme Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde barış için sabaha kadar oturma eylemi yapan kitle örgütü temsilcileri de düzenledikleri yürüyüşle katılarak destek verdi.

‘HÜKÜMET FAİLLERİ AÇIĞA ÇIKARMALIDIR’

Eylemde bir konuşma yapan İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici, “Biz halkların barıştan başka hiçbir şeyde çıkarı yoktur. Ancak öyle görülüyor ki, bu ülkeyi yönetenlerin savaşta çıkarları vardır. Çünkü savaşta ısrar ediyorlar”dedi.
Bilici’nin konuşması ardından 25 Haziran 1994 tarihinde Şırnak’ın Silopi İlçesi Aktepe köyünde askerler tarafından gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Mürsel Zeyrek’in kaybediliş hikayesi ağabeyi İslam Zeyrek tarafından anlatıldı.  

Kayıp hikayesinin anlatılmasının ardından kendilerine mikrofon uzatılan kayıp anneleri tek tek konuşarak, duygularını dile getirdi. Kayıp anneleri, artık bu savaşın devam etmesini istemediklerini belirterek, barışa dair taleplerini de oturma eylemine katılanlarla paylaştı. Kayıp anneleri ayrıca kayıp çocuklarının hiç değilse kemiklerinin bulunarak kendilerine verilmesini ve faillerinin de bulunarak yargılanmasını istedi. (Diyarbakır/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Yılmaz Güney 27. ölüm yıldönümünde anıldı

SONRAKİ HABER

KESK Antep Şubeler Platformu: Artık kimse ölmesin

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...