04 Ağustos 2011 11:40

Şirinler propagandaya devam ediyor hâlâ

Her canlandırma film üç boyutu tadacak galiba. Sıra meşhur çizgi dizi Şirinler’e gelmiş.Çocuklara uslu dururlarsa bir gün görebilecekleri vaat edilen küçük mavi canlılar, otuz yıl önce 1981’de çizgi dizi olarak hayatımıza girmiş. Aslında, ilk ortaya çıkışları, Belçika menşeli bir &cce

Şirinler propagandaya devam ediyor hâlâ
Paylaş
Çağdaş Günerbüyük

Çocuklara uslu dururlarsa bir gün görebilecekleri vaat edilen küçük mavi canlılar, otuz yıl önce 1981’de çizgi dizi olarak hayatımıza girmiş. Aslında, ilk ortaya çıkışları, Belçika menşeli bir çizgi roman, onun tarihi 50 yıldan fazla önceye, 1958’e dayanıyor. Mantardan evlerde yaşayıp birbirlerine Sakar Şirin, Gözlüklü Şirin, Cesur Şirin, Huysuz Şirin gibi isimler vermeleri kadar eğlenceli bir şey daha var; bu çizgi filmin komünizm propagandası yaptığı paranoyası.

Sinema filmi, Şirin komünizminden korkanlar için daha da büyük bir sorun olabilir, çünkü hayvancıklar uzakta bir yerdeki köylerinde yaşamayı bırakıp şehre iniyorlar. Hem de komünizmden korkma dininin başkenti ABD’nin New York’una!
Her şey, Sakar Şirin’in söz dinlememesiyle başlıyor, sürprizsiz bir şekilde. Önce kedisi Azman, sonra Gargamel Sakar’ın peşinden köye gelince, şirinler çareyi kaçmakta buluyor. Şirin Baba’nın ve Şirine’nin de içinde olduğu birkaçı, açılan bir geçitten insanların dünyasına geçiveriyor, peşlerinden de Gargamel. Bizimkilerin evine misafir oldukları insanlar, bir kozmetik şirketinin reklamdan sorumlu çalışanı ile hamile karısı. Amaç, malum, Gargamel’den kaçmak ve eve dönmek. Bu arada dayanışma dersleri vermekten geri kalmıyorlar, korkanlara inat. Bir yandan da insan arkadaşlarının patron terörü altında yapmaya çalıştığı işe, eh yardımcı oluyorlar diyelim.

Soğuk Savaş paranoyasıyla eğlenmeye doyamıyor insan. Ve Şirinler’in paranın, devletin, sınıfların, astların üstlerin olmadığı dünyaları, elbette istemeye değer. Komünizm de bu ütopyanın bir mücadele olarak ete kemiğe bürünmüş hali bir yerde. Sadece, çizgi filmin yaratıcılarının propaganda yapmak niyetleri, bazılarının sandığı kadar bariz olmayabilir. Ama önümüzdeki samimi bir insanlık ütopyası. Bu kime çekici gelmez ki? Hani, Gargamel ve bizim dünyanın patronları dışında…

‘HEPİMİZ BİRİMİZ, BİRİMİZ ŞİRİNLER İÇİN’

Mavi adamcıkların bu dünyada karşılaştıkları manzara da bunun ispatı gibi. Bir oyuncakçı dükkanında, kendi boylarına göre teleskoplar aramak gafletine düşüyorlar. Çocuklar ve hırslı aileleri tarafından oyuncak sanılınca bu alışveriş sevdası onları o kadar korkutuyor ki nasıl kaçacaklarını şaşırıyorlar. Ev sahipleri adamcağız da, patron terörü altında sıfırladığı kendi iradesini, Şirinler sayesinde biraz olsun hatırlayabiliyor. Alın size propaganda.

Küçücük mavi canlıların koca Amerika’yı değiştirmesi zor tabii, kurabildikleri paralellik aileye sahip çıkmakla sınırlı kalıyor. Şirinler’in kurtuluşu, kendilerine yakışacağı gibi, bütün ekibi toplayıp “Hepimiz birimiz, birimiz Şirinler için” kavgaya girmeleriyle yaşanıyor ya, bu arada baba ve anne adayı çifte, Şirin Baba aile üzerinden bir dayanışma mesajı veriyor. Minik adamlar yine de boylarından büyük işleri beceriyorlar, alkışı esirgemek olmaz.

Yani şirin propagandasından korkanlar bu filmle de rahat bir nefes almayacak, yazık. Soğuk Savaş bittiğinde, 1990’da Şirinler’in çizgi filmi de bitmişti. 2011’deki dönüşleri, kardeşçe yaşama davalarının bitmediğini ilan ediyor. Kim bilir, yeterince çalışırsak belki Şirinler’i bir gün biz de görürüz…

[email protected]

ÖNCEKİ HABER

İngiltere de nükleerden vazgeçiyor

SONRAKİ HABER

Savranoğlu Deri işçileri direnişte

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...