Cumartesi Anneleri, Ferhat Tepe'nin faillerini sordu

Faili meçhul cinayetlere kurban giden ya da kaybedilen yakınlarının akıbetinin öğrenilmesi ve faillerinden hesap sorulması için adalet arayışlarını sürdüren Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 331. haftasında da Galatasaray Meydanı'nın da bir araya geldi. Siyah zemin üzerine yazılı "Failler belli, Kayıplar nerede?" pankartını taşıyan kayıp yakınları, katledilen ve kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını taşıdı. Cumartesi Anneleri eylemlerinin 331. haftasında 27 Temmuz 1993 tarihinde Bitlis'te gözaltına alınarak kaybedilen Özgür Gündem gazetesi muhabiri Ferhat Tepe'yi katledilişinin 18. yıldönümünde anarak faillerin yargılanmasını talep etti.

'YA SİZİN ÇOCUKLARINIZIN BAŞINA GELSEYDİ?'

Eylemde ilk olarak konuşan Tepe'nin annesi Zübeyde Tepe, Ferhat Tepe'nin polisler tarafından kaçırıldığı günden bu yana yetkili tüm resmi kurumlara başvurduklarını, fakat katledilişinin üzerinden 18 yıl geçmesine rağmen, hala faillerinin yargılanmadığını söyledi. Faillerin yargılanmamasının yanı sıra oğlunun kaybedilmesine tepki gösteren eşi İshak Tepe'nin "Devlet cinayet işlemiştir" dediği için yargılandığına dikkat çeken Zübeyde Tepe, başta Mehmet Ağar olmak üzere dönemin tüm yetkililerinin yargılanması ve faillerin açığa çıkartılması talebini yineledi. Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül'ün eşlerine de seslenen Tepe; "Siz de annesiniz, benim oğlumun elbiseleri askıda asılı kaldı, sofrada çatal bıçakları kaldı, ya sizin çocuklarınızın başına bu gelseydi tepkiniz ne olurdu?" diye sordu.

'AVUKATI DA KATLEDİLDİ'

Tepe'nin ardından İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına basın açıklamasını okuyan Sema Solaklı, 331 haftadır, devlet yöneticilerini, insanları gözaltında kaybeden devlet politikasının devamcısı olmaktan ve sorumluları koruyup kollayan zihniyeti sürdürmekten vazgeçmeye çağırdıklarını söyledi. Solaklı, katledilişinin 18 yılında Ferhat Tepe'yi eylemlerine katarak bir kez daha faillerin yargılanmasını talep ettiklerini ifade etti. Özgür Gündem gazetesi Bitlis muhabiri olan Ferhat Tepe'nin 27 Temmuz 1993 tarihinde evinden çıktığı sırada polisler tarafından arabaya bindirilerek kaçırıldığını söyleyen Solaklı, Tepe'nin cenazesinin ise olaydan 13 gün sonra ailesinin girişimleri sonucu Elazığ Kimsesizler Mezarlığı'nda bulunabildiğini kaydetti. Tepe'nin kaçırılmasının ardından DEP Bitlis İl Başkanı olan babası İshak Tepe'nin sık sık telefon tehditleri aldığını kaydeden Solaklı, bu tehdit telefonlarında Tepe'den oğlunun hayatına karşılık DEP İl Örgütü'nü kapatmasının istenildiğini söyledi. Ailesinin tüm girişimlerine rağmen Tepe'nin faillerinin açığa çıkarılamadığına dikkat çeken Solaklı, Tepe'nin kaybedilmesinin ardından başlatılan hukuki süreçte Tepe'nin avukatlığını yapan Şevket Epözdemir'in de kaçırılarak 25 Kasım 1993 tarihinde katledildiğini söyledi.

Solaklı, "Ferhat'ın kaybedilmesinden sorumlu tuttuğumuz dönemin Tatvan Tugay Komutanı Korkmaz Tağma'nın, Bitlis Valisi Fethi Tunç'un, OHAL Valisi Ünal Erkan'ın ve İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu başta olmak üzere sorumlu olan yetkililerin yargılanmasını talep ediyoruz" dedi.

Açıklamanın ardından bir süre oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri, ardından Dersim Çemişgezek'te 14 yıl önce katledilen ve toplu mezara konulan Ali Yıldız'ın cenazesinin ailesine verilmesi talebiyle Galatasaray Lisesi önünde oturma eylemi başlatan TAYAD'lı ailelere destek ziyaretinde bulunarak, eylemlerine son verdi. (İstanbul/DİHA)