Türkiye’de, toplumsal yaşamda olduğu gibi çalışma yaşamında da kadının durumu hiçbir zaman parlak olmadı. Fakat 13 yıllık AKP iktidarında, kadınlar tam bir can pazarının ortasında var olma savaşının içine düştü. Kadının etrafındaki ateş çemberi daraldıkça daraldı. Yoksullaşmış, örgün eğitimden daha da dışlanmış, sağlık ve barınma koşulları kötüleşmiş, yaşam alanları daralmış, çalışma koşulları köleleşmiş kadınlar ülkesi durumuna geldi AKP döneminde Türkiye.
2009 yılında, bizzat Adalet Bakanı tarafından açıklanan rakamlar, AKP’nin daha ilk döneminde kadın cinayetlerinin yüzde bin 400 arttığını ortaya koymuştu. İktidar, “şiddetin artmadığı görünürlüğünün arttığı” yalanı ardına sığınmaya çalışsa da 13 yıldır yama tutmayan gerçek, kadına yönelik şiddetin artarak devam ettiği oldu. Kadınlar, katliama dönüşen cinayetlerin yanı sıra gündelikleşen, artık şaşırtmayan ve çeşitlenen şiddet biçimleriyle karşı karşıya kaldı.
AKP’nin, iktidarı boyunca en çok övündüğü alan olan ekonomi tel tel dökülüyor. İşte tablo: Resmi rakamlara göre 3.5 miyon kişi işsiz. Ülkedeki yoksul sayısı 20 milyonu aşıyor. 227 bin KOBİ icralık. Günde ortalama 350 dükkan ve küçük işyeri kapanıyor. Ailelerin yüzde 65’i borçlu. Yılda ortalama 1200-1300 işçi iş cinayetine kurban gidiyor. HÜKÜMET gelecekten iyi haber veremiyor. Üç yıl boyunca işsizlik çift hane, büyüme temposu düşük, enflasyon yüksek. Hükümet, ekonomideki kötü tablonun sorumlusu olarak ‘Gezi’cileri ve paralelcileri gösterse de işin aslı şu: AKP’nin dışarıdan gelen sıcak paraya ve ucuz emeğe dayalı ekonomik modeli duvara dayandı.
AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından sonraki rakamlara bakmadan önce isterseniz 2012 öncesi işçi sağlığı ve güvenliği rakamlarına bakalım: 2011 yılında 69 bin 227 iş kazası yaşandı, 697 meslek hastalığı tespit edildi. Bunların 1700’ü iş kazaları sonucu, 10’u meslek hastalıkları sonucu olmak üzere toplam 1710’u ölümle sonuçlandı.
AKP’’yi bunca yıl iktidarda tutan temel büyüme stratejisi de kentsel politikanın inşaat ve enerji sektörlerinden beslenerek büyümesi oldu. Yıllar içinde kentsel demokrasi söylemi sıfırlanırken, kent sermayesine el koymaya endeksli bir büyüme yaklaşımı merkeze oturdu.
2003 yılında 450 imam hatip lisesinde 71 bin 100 öğrenci varken bu sayı 2012 yılında 537 lisede 268 bin 245 öğrenciye yükseldi. Bu rakamlar, 2014 yılında, 952 imam hatip lisesi ve 474 bin 96 öğrenciye ulaştı. 2015 yılı itibariyle imam hatip ortaokulu ve lisesinde toplam 932 bin öğrenci okuyor.
Erdoğan’ın 'genç iş gücü' ve 'kindar ve dindar nesil' arzusunun gerçekleştirilmesinin ayaklarından biri eğitim oldu. 4+4+4 eğitim modeli ile toptan bir dönüşüm yaratıldı.
AKP’nin reform diye adlandırdığı hamleler vatandaşa nasıl yansıdı? Sağlık alanında, hastanelerde 13 yıl boyunca neler değişti?
Avrupa’da AKP’nin 13 yıllık dış politikası üzerine yapılan değerlendirmelerin çoğu gelip şimdiki Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun dışişleri bakanlığı koltuğuna oturduğu 1 Mayıs 2009’a bağlanıyor. Başka bir deyişle AKP’nin dış politikası “Davutoğlu’nun dışişleri bakanlığından önce ve sonra” diye ikiye ayrılıyor.
Seçimlere giderken, AKP’nin 13 yıllık iktidarını irdelediğimiz dosyamızın Kürt sorunu başlığını ele aldığımız bölümünde bugün gündeme damga vurmuş ve bazıları büyük acılar anlamına gelen olayları hatırlatacağız.
Erdoğan’ın “çözüm süreci” konusunda son dönemde yaptığı açıklamalara bakınca, AKP-Erdoğan’ın Kürt sorunu konusunda 13 yıl önceki söylemine geri döndüğü söylenebilir. Ancak ne Kürt sorunu 13 yıl önceki sorundur, ne de bugün aynı söylemlere sarılmanın sonuçları 13 yıl öncesiyle aynı olacaktır. Çünkü Kürt sorunu bu 13 yılda çeşitli aşamalardan geçerek yeni boyutlar kazandı.
Bahçeli siyasete ayar çıtasını Erdoğan’ın en yakınına kadar çıkardı!
Savaş: Öznel niyet ve nesnel çelişki
Ne “yoksul” bir “zenginlik”…
Sancılı düşünceler
Fatih Polat, Suriyeli Nura'ya konuk oldu | Kafesteki kuş, camdaki bayrak ve bir göçmen
Hazırlayan: Fatih Polat
Magazin eki Günaydın, babalık davası ile ilgili yayın yasağına "Taraflardan biri ünlüyse basın yasağı verilmemeli” diye itiraz ederken, iktidara yakın isimlerin getirdiği yasakları unuttu.
10 Ekim Ankara Katliamı davası Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlandı. Savcı, mütalaasında Erman Ekici hakkında insanlığa karşı suçtan değil, anayasal düzeni ihlalden ceza istedi.
İktidar eliyle çocuk işçiliğinin meşrulaştırıldığı MESEM’lerde 336 öğrenci çıraklık yaptırılırken iş kazası geçirdi.
İzmir Şehir Hastanesine pompalı tüfekle giren bir kişi, 9'uncu kata kadar çıkarak sağlık çalışanlarını rehin aldı. Saldırganın daha önce gözaltına alındığı ve serbest bırakıldığı öğrenildi.
Genel başkanı ve genel başkan yardımcısının sağlık turizmi şirketi sahibi olduğu Öz Sağlık-İş şimdi de otelciliğe soyundu.
Türkiye’de son 22 yılda 20 grev yasaklandı, bu yasaklardan 200 bin civarında işçi etkilendi.
Adıyaman’daki 115 bin 67 binadan 33 bin 112’si yıkılmış veya ağır hasar almıştır. Elbette bunun tek bir sebebi yoktu, ncak yıkımın bu kadar çok olmaması doğru bir planlama ile önlenebilirdi.
Emekli Tarih ve Siyaset Profesörü Vijay Singh, 19 Nisan’da başlayan ve 1 Haziran’a kadar sürecek olan ‘Dünyanın en büyük seçimlerini’ yazdı.
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
Uşak'ın Banaz ilçesine bağlı Hatipler köyünde bulunan 5 bin hektara yakın alan, jeotermal kaynak işletmesi için ihale edilecek.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanlığına eski Ensar Vakfı Muğla Şube Başkanı Prof. Dr. Osman Raşit Işık atandı. Eğitim Sen, atamaya tepki gösterdi.
AKP’li Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, 31 Mart seçimlerinin ardından işten atma ve sürgünlere başladı.
Buca Belediyesi temizlik, fen işleri, park ve bahçeler işçileri olmak üzere tüm çalışanların ücret, fazla mesai ücretleri ve gıda kartı ödemelerinde yaşanan sorunlara işçiler tepkili.
TED Aliağa Koleji’nde veliler hakları için örgütlenme mücadelesi veren öğretmenlere destek verdi.
Smyrna’dan İzmir’e Kentin Gündemi'nde mücadeleci işçilerle 1 Mayıs'a nasıl hazırlandıklarını ve taleplerini konuştuk.