01 Aralık 2014 14:55

Eşyanın tarihi: Şemsiye

Şemsiye, yağmurun çiselemesiyle ortaya çıkan ‘Beş lira beş lira’ diye bağıran seyyar satıcılardan yüz yıllar önce, kralların, başrahiplerin, soyluların beyaz tenleri güneşten kararmasın diye kullanılan özel bir eşyaydı. Yapımında yaprak ve papirüslerin kullanıldığı şemsiyenin kullanımı Eski Yunan kültüründe de görülür.

Paylaş

Şemsiye, yağmurun çiselemesiyle ortaya çıkan ‘Beş lira beş lira’ diye bağıran seyyar satıcılardan yüz yıllar önce, kralların, başrahiplerin, soyluların beyaz tenleri güneşten kararmasın diye kullanılan özel bir eşyaydı.  Yapımında yaprak ve papirüslerin kullanıldığı şemsiyenin kullanımı Eski Yunan kültüründe de görülür. Şemsiyeyi yağmura karşı kullanmayı ilk akıl edenlerin Çinliler olduğu sanılıyor.  Çinliler kağıttan yaptıkları ve güneşli günlerde kullandıkları şemsiyeleri reçineyle kaplayarak su geçirmez hale getirmişler.  Suya karşı pek dayanıklı olmasa da, saygınlık nesnesi olan şemsiyeler soylular tarafından sevilerek kullanılmaya başlanmış. 16. yüzyıl sonlarında batı dünyasında yaygınlaşan şemsiye; Fas’lı Gezgin ve Yazar Janas Hanway (1712-1786) tarafından Londra’da kullanılarak aksesuarın tanınması sağlandı. Bu süreçte İngiliz burjuvazisi tarafından “Hanway” olarak adlandırıldı.
İlk zamanlarda bir çeşit yağla kaplanarak su geçirmezliği sağlanan şemsiyeler, çok dayanıklı olmamakla birlikte giderek kullanımının artmasıyla daha dayanıklı modeller üretilmeye başlandı. Seri üretimine 1830 yılında Londra’da “James Smith and Sons” şirketinde başlanan şemsiyelerin saplarının yapımında balina kemiği ve ahşap tercih edildi. 1852’de Samuel Fox adlı bir üreticinin çelik tel kullanmasıyla değişik modellerin üretimine başlandı.
ERKEKLER ISLANIYORDU  
Fakat şemsiyeyi bir kadın eşyası olarak gören erkekler ıslanmaya devam ediyordu. Neyse ki, Londralı Jonas Hanway, tüm alaylara rağmen şemsiyeyle dolaşmakta ısrar etti de, erkekler yağmurda ıslanmaktan kurtuldu.
  Türkiye’de ilk örnekler ülke dışından getirilen şemsiyelerin kullanımıyla oldu. 1882 yılında İstanbul’da yaşayan Robenson adlı bir İngiliz’in üretime başlamasıyla ilk yerli yapım şemsiyeler de kullanıma girdi. Bugün dünyada, çeşitli modelleri, boy ve renkte olanları bulunan şemsiyeler, değişik yay mekanizmaları aracılığıyla açılıp kapanan, manuel, yarı otomatik ve tam otomatik modeller içermektedir.

ÖNCEKİ HABER

Arınç, seçim barajı tartışmasını değerlendirdi

SONRAKİ HABER

Çok yakında: Afrika Uluslar Kupası

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...