28 Kasım 2014 02:02

Ülker işçilerinin yanındayken...

İki PTT taşeron işçisi olarak yanı başımızda bulanan ve direnişte olan Ülker fabrikasının işçilerini ziyaret ettik.

Paylaş

PTT Taşeron İşçileri

İki PTT taşeron işçisi olarak yanı başımızda bulanan ve direnişte olan Ülker fabrikasının işçilerini ziyaret ettik. Gördüğümüz manzaradan açıkçası çok etkilendik. Hava buz gibiydi, 10 dakikalık bir ziyaret amacıyla geldik ve soğuktan titriyorduk. İki arkadaş birbirimize bakıp nasıl bu soğukta direniyorlar diye bir birimize sorduk. Ama öğrendik ki Ülker fabrikasının içerisinin de dışardan pek bir farkı yokmuş. Gıda fabrikası olduğu için sürekli Ülker’in yiyecek ve içecek ürünleri taze kalsın diye hem yaz hem de kış mevsimlerinde klimalar açık tutuluyor. İşçilerin sağlık problemleri var ve artmakta.

İşyerimizde Ülker’de direniş olduğunu öğrenip, merak edip gitmiştik. Bu da direnişin ilk günleriydi. Dikkatimizi çeken şey direnişin 27. gününde olmasına rağmen bir yılgınlık ve bitkinlik beklerken, onlar ilk gün ki heyecanlarını koruyordu. Bize “keşke daha önceden hakkımızı arasaydık, çünkü kendimizi özgür hissediyoruz” cümlelerini kulandılar. Tabii ki biz iki PTT taşeron işçisi olarak bu durumdan çok etkilendik.

Çıkartılan Ülker işçileri yaklaşık bir aydır direnişte olmalarına rağmen Ülker fabrikası yönetimi işçilerin bu durumunu görmezden gelmeye devam ediyor. Bu direnişte Ülker fabrikasında 6 yıl emek vermiş işçiler var ve aralarında hatta 10-15 yıl çalışan işçiler de var. İş çıkışlarında diğer işçiler yönetim baskısından dolayı direnişteki işçi arkadaşlarının yanına gelmez iken; şimdi gördüğümüz tablo içerideki işçiler direnişteki arkadaşların yanına gelerek onların direnişine destek verdiklerini söylüyor.

Aslında Ülker fabrikasında olduğu gibi diğer tüm sektörlerde de bu kötü çalışma koşulları yaşanıyor. Örnek olarak bizim çalıştığımız PTT AŞ şirketinde daha iyi koşullarda çalışmak için biz de sendikalı olup sendika haklarından yararlanmak istiyoruz. Biz taşeron işçileri olarak Haber-İş sendikasında örgütleniyoruz. Yüzde 41’lik barajı da geçtik. Üye olduğumuz sendikayla PTT AŞ şirketine başvuru yaptık ve PTT bunu kabul etmedi. Burada geleneksel olarak sermayedarların Ali Cengiz oyunlarını görüyoruz. PTT, Hak-İş’e bağlı olan Öz Taşıma-İş sendikasına taşeron firma yetkileriyle üye topluyorlar. Düne kadar firma yetkilileri “Sendikalar sizi satar, üye olmayın” derken, ne oldu da bizi Hak-İş’e üye etmeye zorluyorlar. Zorluyorlar diyoruz çünkü eğer üye olmazsanız sizi işten atarız tehditlerini savuruyorlar. Direnişe geçen Ülker fabrikasındaki abimize durumumuzu anlattık ve bize anayasal suç işlediklerini söyledi. Meğerse Anayasanın 35. maddesine göre suç işledikleri apaçık ortada. “35. madde ne diye sorduk” biz de, onlar da “Bir işçi isterse sendika üyesi olabilir istemezse olmaz, hatta farklı bir sendikaya da geçme hakkı var” dedi. Bu maddeyi öğrendiğimizde şaşırdık. Direniş çadırından uzaklaşırken birbirimizle konuştuk. Biz de yarın gider gitmez işyerimize bugün öğrendiğimiz anayasal haklarımızı anlatacağız.
Saygılarımızla...

ÖNCEKİ HABER

Oğlum oldu 6 ay sonra yüzünü görebildim!

SONRAKİ HABER

Taşeron işçiler insanca bir yaşam için sokağa çıkıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...