28 Kasım 2014 00:52

Mücadelenin önündeki engel tüzük müdür?

Zaman içerisinde teknik olarak bazı maddeler uygulanır olmaktan çıkmış ya da eksiklikleri olsa da, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasının (SES) tüzüğü, kamu emekçileri sendikaları içinde en iyi tüzüklerden biridir.

Paylaş

Yalçın MUTLU*

Zaman içerisinde teknik olarak bazı maddeler uygulanır olmaktan çıkmış ya da eksiklikleri olsa da, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasının (SES) tüzüğü, kamu emekçileri sendikaları içinde en iyi tüzüklerden biridir.

Tüzüklerin kurumsallaşmayı sağlamasının yanı sıra, işletilebilir, demokratik olması ve mücadelenin önünü açması beklenir. Her dönem, KESK içerisindeki kişilerin, grupların ve siyasal anlayışların tüzükle ilgili talepleri olabilir. Tartışma yürütülmesi gereken nokta, bu taleplerin örgütün ihtiyacı olup olmadığıdır.

Sendikamızın 7. Olağan Genel Kurulunda önerilen tüzük değişiklikleri, delegelerin çoğunluğu tarafından kabul edilmemiştir. Sonuçta tüzüğün üyelerin görüşleri doğrultusunda değiştirilmesi önerisi ile “ara genel kurulu” yapma kararı alınmıştır.

İki güne sıkıştırılmış seçimli genel kurullarda tartışma, listeler ve ittifaklar üzerinden yürütülmektedir. Kendini tekrar eden kalıplaşmış karar önergeleri hızlıca boş salonlara okunarak, delegenin anlamadan onayladığı, MYK’lerin ise yerine getiremediği bir hal almıştır. Bu nedenle program ve örgütün sorunlarının giderilmesi hedefiyle yapılacak bir ara genel kurul tabi ki katkı sunacaktır.
Örgütümüz genel kurulda sunulan önergeleri tartışmaya başlamıştır. Genel kurulda özellikle genel sekreterliğin kaldırılarak eş başkanlığa geçilmesi, kadın meclisinin oluşturularak karar organına dönüşmesi, 500 delege ile yapılan genel kurulda karar alma sayısının 64’e indirilmesi, Merkez Temsilciler Kuruluna her üyenin seçilebilmesi, kabul edilen kararların şubelerde hemen uygulanması gibi öneriler tepki almıştı. Ortadoğu’da savaşın sürdüğü, işçilerin maden göçüklerinde kaldığı, yoksulluğun her geçen gün arttığı, kamu emekçilerinin hak kayıplarına uğradığı, sağlık ve sosyal hizmet alanındaki kurumların işletme yapıldığı, hastanelerdeki bir çok bölümün ve sosyal hizmetlerin taşerona devredildiği, performansa dayalı ücretlendirmenin dayatıldığı, sağlık emekçilerine yönelik şiddetin ve yöneticiler tarafından uygulanan mobbingin her geçen gün arttığı, hizmetlerin katkı payı, ilave ücret ile halka ödetildiği gerçeği ortada iken bu önergelerin sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin gündemi olmadığı belirtilmişti.

Sendikamızda örgüt bütünlüğü ve fikir birlikteliği sağlanmasında sıkıntılar mevcuttur. Şubelerin tüzüğe aykırı hareket etmesi, bölge toplantılarına katılım sağlanmaması, alınan eylem karalarının şubeler tarafından uygulanmaması ve merkezi eyleme 5’i geçmeyecek ilin katılması gibi sorunlar yaşanmaktadır. Protestocu anlayış demokratik merkeziyetçiliğe aykırıdır. Bu tutum ileride örgütte farklı tartışmaların önünü açacaktır.

Siyasi iktidarın yeni saldırıların hazırlığında olduğu böyle bir dönemde tartışılması gereken tüzüğün değiştirilmesi mi, yoksa Kürt ve Türk emekçilerin sermaye patronları ve temsilcilerine karşı emek mücadelesini yükselterek barışı savunması mıdır?

Böyle bir dönemde tüzükte geniş kapsamlı değişiklikler yapmak, yapmaya çalışmak tabanda karşılık bulmamıştır. Örgütümüz mücadele tarihinde bir çok anlayışın bir araya gelmesi, mücadeleyi yükseltmesi ile tarihe notlar düşmüştür. Demokratik işleyişimizi parmak hesabına indirgediğimizde birlikteliği yakalayamayacağımız bir gerçektir.

Var olan sorunlarla birlikte, kısa sürede önümüze gelecek olan sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin sorunları, hastanelerin özelleştirilmesi, Kamu Personel Yasası, kıdem tazminatlarının kaldırılması için bir mücadele programı çıkarmak, tüm emek örgütleri ve halkımız ile buluşmak önümüzde görev olarak durmaktadır.

SES Eskişehir Şube Başkanı

ÖNCEKİ HABER

Gezici Festival bugün yola çıktı

SONRAKİ HABER

Asbestten 30 yılda 500 bin kişi ölecek!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...