25 Kasım 2014 14:58

Kadınların gerçek eşitliği için mücadeleye!

Emek Partisi Genel başkanı Selma Gürkan 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ile ilgili yazılı bir açıklama yaparak ‘Sermayenin fırsat eşitliğine, gericiliğin fıtrat adaletine karşı kadınların gerçek eşitliği için mücadeleye!” çağrısı yaptı

Paylaş

Ülkenin her köşesinde kadınların “adaletsizlik” duygusuyla karşı karşıya olduğunu belirterek şunları söyledi  “Her gün kadın cinayetleri, taciz tecavüz haberleri…  “Haksız tahrik” denilerek, “rızası vardı” denilerek, “iyi hal” denilerek salıverilen kadın katillerinin, tecavüzcülerin haberleri…
Her gün canını dişine takarak kendileri ve çocukları için bir gelecek kurma çabasındaki kadınların karşı karşıya kaldığı hak gaspları… Bu hak gasplarına boyun eğmediğinde yargı-devlet-patron işbirliğinde başına gelenler… Kâr söz konusu olunca kadın emeğinin öneminden, fırsat eşitliğinden dem vuran sermayenin iktidarının çalışma yasalarına getirdiği düzenlemelerle kadın emeğini ucuzun ucuzu, kayıtdışı, güvencesiz kılması…

Daha kaç gün oldu Isparta Yalvaç’ta tarım işçiliğine giden kadınlarımızın ölü bedenleri yollara saçılalı? Daha kaç gün oldu Antalya Organize Sanayi bölgesinde yaşanan patlamada iki kadın işçi hayatını yitireli? İşçi sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmadığı için, güvencesiz, kayıtdışı, ağır koşullarda çalıştırıldıkları için her yıl yüzlerce işçi kadın sağlığından oluyor ve nice işçi kadınımızı toprağa veriyoruz. Basına yansıyan rakamlar, sadece bu yıl içinde 112 kadın işçinin iş cinayetine kurban gittiğini söylüyor.

Kapitalizmin ve muhafazakarlığın, gericiliğin işbirliğini, birbirlerini nasıl beslediğini ve kolladığını görüyoruz. Devletin bu düzeni meşrulaştıran politikalar üreterek sermayenin sınıf çıkarlarına hizmet edişine tanıklık ediyoruz

Kadınlar, dişleriyle tırnaklarıyla kazıdığı mücadelelerin sonucunda elde ettiği haklar açısından, yetmeyeni değiştirmeye çalıştıkça, tersine bir zihniyet değişiminin taşları döşeniyor… Hem de kadınların canı pahasına…”

Bir ülkenin cumhurbaşkanının “Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz, o fıtrata terstir” diyorsa, bir toplumda eşitlik fikrine inanmamak devlet eliyle yaygınlaştırılıyorsa, artık o toplumdaki yasaların kağıt üzerinde kaldığı anlamına geldiğini söyleyen Gürkan; “Bugün, Türkiye’de bir tek kadın bile hakkın haklıya teslim edilmesinin güvence altında olduğunu düşünmüyor. Adaletin kapısı, saray kapılarına çevrildi. El pençe divan durmadan dert anlatmak, derde çare bulmak mümkün değil. Dünyanın en büyük adalet saraylarını inşa etmekle övünen hükümet, Adalet Saraylarının önünde kurşunlanarak, bıçaklanarak öldürülen, boşanmak istediği için, daha fazla şiddetle karşılaşmamak için adalet kapısına gelen kadınların ölümü karşısında acziyetle bakakalıyor.  

Zenginin haksız zenginliği, güçlünün haksız gücü yanına kâr kalırken toplumsal ve ekonomik olarak güçsüz bırakılan kadınlar, adaletsizliğin sistematikleştiği bir toplumsal düzende hak ettiklerini asla elde edemeyecekleri duygusuyla değiştirme gücünden yoksun bırakılıyorlar.

Biz bu “eşitlik kötü, adalet iyi” söylemini Mısır’da iktidarı alınca anayasadan “eşitliği” temizlemeye çalışan, Tunus’ta anayasaya “kadın erkeğin tamamlayıcısıdır” lafını sokmaya çalışan “Kardeşler”den tanıyoruz. Bu zihniyet kardeşliğinin ülkemize taşınan hallerini Erdoğan’ın “kadın erkek fıtratları gereği eşit değildir” sözünden, bu sözün ardından devletin her bir yerinden “eşitlik” ve “kadın” kelimelerinin silinmesinden biliyoruz.

Kadının evde çocuk bakan- hizmet eden, erkeğin eve ekmek getiren- itaat bekleyen olmasının “fıtrata uygun ve adil” olduğu fikrinin her yerden üstümüze boca edilmesinden biliyoruz. Böyle bir rol dağılımını kabul etmeyen kadınların her türlü şiddeti hak ettiği fikrinin en ücra köşelere kadar yayılmasından biliyoruz.

Özellikle muhafazakâr, dine yaslanan iktidarların temel argümanlarından olan bu söylem, kadını erkeğin itaat ve hizmetine veren “fıtrat”la açıklıyor eşitliğin neden olamayacağını. Adalet ise bir “öte dünya” tahayyülü olarak, ‘bu dünyada sağlanmasa da olur’ ideali olarak kadınların önüne sürülüyor. Herkesin fıtratına ve doğal özelliklerine dayalı rolleri üstlenmesi önem taşırken başka bir dünya tahayyülü asla kabul edilemez ilan ediliyor” dedi.

Kadınların eşitsizlik sarmalında boğulmadığı, köle ve hizmetkar olmadığı, bedeninin ve emeğinin sömürülmediği, kendi hayatı hakkında aldığı kararların kısıtlanmadığı, sosyal ve ekonomik olarak desteklendiği, geleceğini kurarken “eksiklik ve mağduriyetle” malul bir düşünme sistematiğine itilmediği bir toplumsal düzen “adaletin temeli”ni yerli yerine oturtabilir olduğunun tarihte görüldüğünü dile getiren Gürkan ; “Cumhurbaşkanı’nın “Kadın ve Adalet Zirvesi”nde yaptığı konuşmada sosyalizme saldırması, komünist rejimlerin deneyimini karalaması da bundandı. Karalamaya çalıştığı Sovyetler Birliği’nde, tüm çalışma yaşamı işçi sağlığı ve güvenliğinin sağlanması üzerine kuruluydu. Kadınların ekonomik, politik ve sosyal tam hak eşitliği sağlandığı gibi kadın ve çocukları ayrıca gözeten, kadınların toplumun üretken, faal ve eşit bireyleri haline gelmesinin her türlü maddi koşullarını sağlayan uygulamalar söz konusuydu.
Başka bir dünya için, gerçek adalet ve eşitlik için bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde tüm kadınları sokağa, mücadeleye çağırıyoruz. “Sermayenin fırsat eşitliğine, gericiliğin fıtrat adaletine karşı kadınların gerçek eşitliği için mücadeleye!” diyoruz” dedi.(HABER MERKEZİ)

 

ÖNCEKİ HABER

Kadınlar alanlarda taleplerini haykırdı

SONRAKİ HABER

ABD'de protestolarda gözaltı sayısı 80'i geçti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...