24 Kasım 2014 12:10

Taşeron isyanı

Yargının kadrolu işçi olduklarına karar vermesine rağmen 4 yıldır hakları tanınmayan binlerce taşeron yol işçisi, Karayolları Genel Müdürlüğü önünde eylem yaptı. İşçilerin öfke ve coşkusunun öne çıktığı eylemde, “kral çıplak” diyerek, hükümeti yargı kararlarını uygulamaya çağırdı.

Paylaş

Karayolları Genel Müdürlüğü bünyesinde taşeron işçisi adı altında çalıştırılan 8 bin 761 işçi, Yargıtay’ın 2011’de verdiği Karayolları Genel Müdürlüğü’nün işçisi oldukları yönündeki kararın uygulanması için Ankara’da eylem yaptı. Türkiye’nin birçok yerinden gelerek Karayolları Genel Müdürlüğü önünde toplanan 5 bini aşkın işçi, “Kadro hakkımız, söke söke alırız”, “Ölmek var dönmek yok” sloganları attılar. Sık sık şapkalarını sallayan, halaylar çeken, kürsüye sesini duyurmaya çalışan işçilerin öfke ve coşkusu dikkat çekti. Hatta eylem sırasında bir grup işçi kıyafetlerini çıkardı.

‘SABIR TAŞINA DÖNDÜK’

Eylemde ilk konuşmayı yapan taşeron işçi Mustafa Dağtekin, sadece Karayolları işçileri için toplanmadıklarını söyledi. Taşeronun ölümcül sonuçlarının gündeme gelmesinde işçilerin büyük katkısı olduğunu ifade eden Dağtekin, ağır bedeller ödense de taşeronun çağdışı ve katmerli bir sömürü yöntemi olduğunun görüldüğünü dile getirdi. Hükümetin taşeronu yaygınlaştırdığını belirten Dağtekin, bunun keyfilik ve vurdumduymazlık olduğunu söyledi.

4 yıldır süren taşerona karşı mücadelede sabır taşı haline geldiklerini kaydeden Dağtekin, “Biz Soma’da, Ermenek’te toprağın altında kömür işçileri, İstanbul’da asansörde düşenleriz. Biz kar mücadelesinde tünelde, asfaltta, köprüde sessizce ölenleriz” dedi. Dağtekin,Yargıtay’ın kendilerini haklı bulmasına rağmen yargı kararlarının yok sayıldığını dile getirdi. Kadro haklarının tanınmasını talep eden Dağtekin, “Toplu iş sözleşmesinin uygulanmasını istiyoruz. Geçmiş yıllara ilişkin alacaklarımızın ödenmesini istiyoruz” diye konuştu.

‘UYUMA NUMARASI YAPIYORLAR’

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, 8 ay boyunca Başbakan’tan Cumhurbaşkanı’na kadar herkesle görüşmeler yaptıklarını ama yetkili bakanların duymazlıktan geldiğini kaydetti. Atalay, “Bunun sorumlusu Ak Parti’dir. Uyuyan siyasi, uyuyan sendikacı uyandırılır ama uyuma numarası yapanlar uyandırılmaz” dedi.

Yol-İş Genel Başkanı Ramazan Ağar da hükümetin bir an önce işçilerin taleplerine kulak vermesi gerektiğini söyledi. Başbakan Davutoğlu’nun “İşçiler hakkını aramalı” şeklinde sözlerine atıfta bulunan Ağar, “Buyur Başbakan, işçiler hakkını arıyor. Siz de kazandığımız hakkı uygulayın bize” dedi. İşçilerin birçok yerde mitinge katılırlarsa işten atılacakları şeklinde tehditlere maruz kaldıklarına dikkat çeken Ağar, bir taşeron işçi dahi işten atılsa “şantiyeleri başlarına yıkacaklarını” söyledi.

ANKARA’DAN DÖNMEMELİ’

Gazetemize konuşan işçiler taleplerini anlattı. İskenderun Otoyol Bakım Şefliği Baştemsilcisi olan kadrolu işçi Kemal Soysüren, “Yol-İş’in kadro almadan Ankara’dan dönmemeli diye düşünüyoruz” dedi. Çalışma Bakanı’na seslenen Soysüren, “Yargı kararının ne zaman uygulamayı düşünüyorsunuz” diye sordu. Dayak, gaz, ve baskılara rağmen direnmeye devam edeceklerini belirten Soysüren, işçilerin karayollarının gerçek sahipleri olduğunu vurguladı.

‘KALKINMA DEĞİL, KANDIRMA PARTİSİ’

Van’dan gelen Murat Yücel, 39 aydır hukuk kadro mücadelesi verdiklerini ifade etti. AKP hükümetinin işçilerin sırtından müteahhitleri zengin ettiğini kaydeden Yücel, Karayolları Genel Müdürü’nün de bu hukuksuzluk nedeniyle istifa etmesi gerektiğini söyledi.

Siverek’ten gelen Sadullah Önder isimli işçi ise AKP’nin kalkınma değil, “kandırma” partisi olduğunu söyledi. Kaldırılmak bir yana taşeronun giderek daha da yaygınlaştırıldığına dikkat çeken Önder, iş güvencesi istediklerini aktardı. Asgari ücretle kimsenin geçinemeyeceğini vurgulayan Önder, “Eve ekmek götüremez hale geldik. Bir an önce kadroya alınmak istiyoruz” dedi. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Asfalt çiçekleri

SONRAKİ HABER

Bunun adı aymazlık

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...