Proje yargıyı baskı altına alma girişimidir

Taksim Dayanışması, Gezi direnişi sürecinde katledilen yurttaşlarla ilgili yürütülen hukuki süreç ve Gezi Parkı'na ilişkin yaşanan son gelişmeleri değerlendirmek üzere TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi. TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Genel Sekreteri Mücella Yapıcı, Gezi olaylarında yaşamını yitiren Berkin Elvan'ın ailesi Ethem Sarısülük, Hasan Ferit, Ali İsmail Korkmaz, Abdullah Cömert ile Ahmet Atakan'ın avukatlarının da katıldığı basın toplantısında açıklama yapan Taksim Dayanışması üyesi Akif Burak Atlar, Taksim Meydanı'na Taksim Kışlası Projesi"nin yapımının tekrar hedeflendiğini belirtti. Atlar, Taksim Meydanı ve Gezi Parkı'nın yargı kararıyla "koruma" altına alındığına işaret etti. Atlar, mahkeme kararına rağmen Taksim Topçu Kışlası Restitüsyon Projesi'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nde kabul edilen Stratejik Plan'daki projeler bölümünde yer alması ve İBB tarafından yapılan "Mahkemenin vereceği 'yapılamaz' kararı doğrultusunda projenin iptali, 'yapılabilir' kararı doğrultusunda ise 'yeniden değerlendirme ve yapılması yönünde karar alınması halinde bile halk oylamasına gidilmesi' yönündeki irade geçerlidir" açıklamanın yargıyı baskı ve kontrol altına alma girişimi olduğunu ifade etti.

'ADALET ARAYIŞLARININ KAYBEDİLMESİ BİR DEVLET GELENEĞİ'

İnsanca yaşam talep eden milyonların taleplerinin arkasında kararlılıkla durduklarını dile getiren Atlar, hukuksuz ve bilimdışı projelerin tekrar uygulanmaya çalışılmasına tepki göstererek, "Taksim Meydanı ve Gezi Parkı artık sadece İstanbul'un değil Türkiye'nin hatta tüm dünyanın koruması altındadır" dedi. Ardından konuşan TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Genel Sekreteri Mücella Yapıcı, Taksim Dayanışması olarak, taleplerini haykırdıkları için öldürülen ve polis şiddetine maruz kalanlar için adalet çağrılarını yineledi. Yurttaşların devlet şiddetine karşı adalet arayışlarının adına hukuk dedikleri bir labirentte kaybedilmesinin Türkiye'de bir devlet geleneği olduğunu ifade eden Yapıcı, "Hiçbir toplumun böylesi bir adaletsizliğe daha fazla tahammül edemeyeceğini biliyor ve uyarıyoruz" diye konuştu.

'BİZ ONURLU TERÖRİSTİZ, ONUN GİBİ HIRSIZ DEĞİLİZ'

Toplantıya katılan Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan ise oğlu Berkin'in katillerinin korunduğuna dikkat çekerek, "Bunun hesabını şu an bize kim verecek?" diye sordu. Dönemin Başbakanı Erdoğan'ın oğlu Berkin'e yönelik yapmış olduğu açıklamaları hatırlatan Elvan, "Teröristi kabul ediyoruz ama onursuzluğu asla, hırsızlığı asla kabul etmiyoruz. Biz onurlu teröristiz, onun gibi hırsız değiliz" dedi. Daha sonra Gezi'de yaşamını yitirenler ile ilgili yürütülen davalara ilişkin değerlendirmelerde bulunan dosya avukatları, devletin bütün dosyalarda 'delil karartma' çabasına gittiğini kaydetti. Hatay'da polisin müdahalesi sonucu yaşamını yitiren Abdullah Cömert'in avukatı Hatice Can da, Cömert'in dosyasına ilişkin yaptığı değerlendirmede, adalet kapısının yüzlerine kapatıldığını, dosyaların kendilerinden kaçırıldığını ve 12 Eylül'ü aratırcasına adalet mücadelelerinin engellenmeye çalışıldığına dikkat çekti.

'BU DAHA BAŞLANGIÇ, MÜCADELEYE DEVAM'

Gezi direnişi döneminde polisin orantısız şiddeti sonucu gözünü kaybeden Volkan Kesen Bilici de toplantıda söz alarak, "Sanki yeterince bedel vermemişiz gibi davalar için aileler kilometrelerce yol gidiyor, adliyelerde kötü muamele görüyor. Çok kısa bir sürede alınacak sonuçları biz bir buçuk yılda aldık. Bunun nedenini çok iyi biliyoruz" dedi. Gezi Direnişi'nde polisin kullandığı plastik mermi sonucu sol gözünü kaybeden Murat Cantop ise mücadele mesajı verdi. (DİHA)