23 Kasım 2014 06:02

O taytı alırım!

Bildiğiniz bir yarışma işte. İzleyeyim dedim. Biz gece gündüzümüzü savaş şiddet haberleri içinde geçirirken başka hayatların başka kanalları hangi “gerçeği” veriyor süslü ekranlarından? Sonuç olarak; yani ben de ojemin renginin bluzüme uymasını istiyor gibiyim. İstiyorum! Ha bir de gözler koyu boyanınca dudaklar açık renk olacak kuralını yeni öğrendim. Yoksa yekten bordoyu sürüp çıkıyordum. Öyle olmasın da açık olsun gözler çıksın ortaya.

Paylaş

Serpil SAVUMLU

Bildiğiniz bir yarışma işte. İzleyeyim dedim. Biz gece gündüzümüzü savaş şiddet haberleri içinde geçirirken başka hayatların başka kanalları hangi “gerçeği” veriyor süslü ekranlarından? Sonuç olarak; yani ben de ojemin renginin bluzüme uymasını istiyor gibiyim. İstiyorum! Ha bir de gözler koyu boyanınca dudaklar açık renk olacak kuralını yeni öğrendim. Yoksa yekten bordoyu sürüp çıkıyordum. Öyle olmasın da açık olsun gözler çıksın ortaya.

NASIL OLMUŞ?

Neyse açtım izliyorum. Biri tayt giymiş onu bilmem neyle süslemiş. Fizik güzel. Saç baş iyi. Makyaj o biçim. “Sen neden bugün durgunsun... Bu senin duruşun değil” tartışmaları da olmasa diyaloglardan “teeeyy allam diyip” bi’ güzel eğleniyorsunuz. Bazen iyi geliyor. Tüm bu nadide bilgilerle isim vermeyeyim hepimizin uğradığı “kikikiki” diye dilimize de dolanan mağazanın şubelerinden birinde uygun bi’ şeyler ararken iki kadının konuşması “vay anam” dedirtiyor.

Muhtemelen komşular; birinin bebek arabasında çocuğu yarı baygın uyukluyor. İkisi de odalardan çıkıp çıkıp birbirlerine üzerlerindeki “yenileri” gösteriyor. Birinin üzerinde tayt! Taytı giyen diğerine soruyor: “nasıl olmuş?” “aaaaaay çok güzel durdu. Valla taşıyabiliyorsun. Alacak mısın? Güzel ama kızım kocan bi’ şey demesin... Giyebilecek misin?”

NE KADAR BASKI ALTINDAYIZ?

Tam bu sırada tayt yüzünden bıçaklanan Dilba düşüyor aklıma... Kadına “alma sen bu taytı. Aman boş veeer” diyesim geliyor. “Suuuuussss alsın alsın giysin ohhhh” diyen yanım tabii ki ağır basıyor. İkilem arasında bu baskıdan kendimizi korumak istesek de aslında ne kadar baskı altında kaldığımız düşüncesiyle ben de acaba şu giyime kuşama arada göz kırpan dekolteye dikkat etsek mi diye kendi kendime telkinler telkinler... Televizyondan izlediğimiz “rahatlığı”, “kikikikikilerde” sorguladığımız kadınlar... Kadının bedeninin gizlenilmesi baskılarına, karşı durulması gerektiği düşüncesi kafamın içinde yer etmişken kendimi o baskının içine nasıl soktuğum da ayrı bir tartışma konusu. Yani aslına bakarsanız aynı da şimdi konu ben olmayayım.

GÖRÜNÜRLÜLÜKTEN 'ELLERİ KIRILSIN’A

Televizyonlarda hem tayt giydirilen hem de “kadın dediğin böyle olur” yaratıcılığından doğan sonuç “görünür kadın şiddeti” haline dönüşüveriyor. Aile ve Sosyal Politikalar Eski Bakanı Fatma Şahin’in bir yıl önce görevi gözyaşları ile devretmeden önce “Şiddet artmadı, görünür oldu” savunması, 25 Kasım dolayısıyla o günden bu güne görünmeyenlerin ne kadar çok olduğunu da gözler önüne seriyor. Şahin’in görünürlülük tartışmasından, Bakan Ayşenur İslam’ın, “Şiddet var. Elleri kırılsın. Ama Avrupa’da sayı aynı” açıklamasıyla gönlümüze su serpilmesini beklerken Türkiye’de 2014’ün ilk 10,5 ayında 240 kadın katledildi. 88 kadın ve kız çocuğuna tecavüz edildi. 499 kadına şiddet uygulandı, 75 kadın ve kız çocuğuna ise cinsel tacizde bulunuldu.

ARTMIYOR DA NE OLUYOR?

Elbette bu rakamlar sadece “görünür” olanlar. Kayıtlara geçirilmeyenleri, gizli tutulanları, zorla barıştırılanları, geri çevrilenleri, basına yansımayanları, sokak ortasında olmayanları hiç bilmiyoruz.
Görünür olmaktan ‘elleri kırılsın’ noktasına gelen bir bakanlık, tayt giydi noktasından “öldürme hakkımı kullandım, öldürdüm” diyen erkeklik, ufak ufak nasıl kadın olunurdan “böyle kadın olunur” dersleri veren programcılıkla yüz yüzeyiz!

Taytı hiç suçlamak istemem yakışana yakışıyor da... Peki bu kadın şiddeti artmıyor da nerelerde görünür oluyor! Bize bakımlı ve güzel her daim dik alımlı durmamızı salık veren sözüm ona kadın programları “240 kadın öldü!” haberi yapmıyorsa bile yarışmaya katıldı diye babasıyla küs olan kadına “neden be adam” diye niye sormuyor? “Bu yılın modası tayt kadınlar, giyin” çağrısı ile birlikte neden taytı tahrik sayan sayın hakime bir çağrıda bulunulmuyor.

Demem o ki birilerine şiddet görünmese de bizim her gün gözümüzün içine sokuluyor. Evde, işte, sokakta, abiden, babadan, kocadan gelen şiddete kadınlar kendi yaşamlarını savunarak karşılık veriyor. Bundan olsa gerek o “kikikikiki” mağazasında kadın “valla ben çok beğendim” diyerek taytı alıyor ve çıkıyor. İşte anlaşılmayan bu başkaldırı, kadınların özgürlük mücadelesi için küçük ama kuvvetli bir ışığa dönüşüyor...

ÖNCEKİ HABER

‘Amerika’nın keşfi

SONRAKİ HABER

Çünkü adım kadın**

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...