31 Ekim 2014 05:23

Maden emirliği!

Burası Türkiye’de belki de kimsenin bilmediği, yolundan bile kolay kolay geçmediği bir maden yöresi… Torosların sarp yamaçlarından, gerilim filmlerinde dekor olabilecek kadar yüksek kayalıklardan geçip ulaşabiliyoruz. Ermenek’i bilen olsa olsa Cezaevinden duymuş.

Paylaş

Burası Türkiye’de belki de kimsenin bilmediği, yolundan bile kolay kolay geçmediği bir maden yöresi… Torosların sarp yamaçlarından, gerilim filmlerinde dekor olabilecek kadar yüksek kayalıklardan geçip ulaşabiliyoruz. Ermenek’i bilen olsa olsa Cezaevinden duymuş. 60 yaşına yaklaşan ve merkezde yaşayan Karamanlı taksici bile doğru düzgün gelmemiş. Radyoda duble yollara atıf yapan konuşmaları dinlerken Torosların 120 derecelik virajlarında bir ayak frende gidiyoruz. Burası yörüklerin yurdu, yaşam alanı. Göçebe olanlar da var. Ama sayıları epeyce azalmış. Taksici de, yoldan aldığımız madenci yakınları da; hepsi Yörük..

KÖMÜR ŞEHRİ

Ermenek’e girer girmez, yoğun bir kömür kokusu karşılıyor bizi. 30 bin kişilik nüfusun önemli bir bölümü madende çalışıyor. Maden aslında bu yörenin temel geçim kaynağı. Madenci yakınlarından Mehmet amca, çocuklarının neden madene gittiğini ilişkin söyledikleri, bölgenin sosyoekonomik yapısının özeti aslında: “Burada bahçelerimiz var. Elma ve kirazcılık iyidir burada. Ama para etmiyor ki. Ton ton elma toplayıp satsan ancak ilaç parasını karşılıyor. Nasıl geçim olsun. Mecbur gidiyorlar madene. En azından sigorta olsun diye…”

Su baskınının gerçekleştiği Has Şekerler Maden Ocağı, Ermenek’in Güneyyurt Beldesinde. Torosların tepesinde. Beldede 9 maden ocağı var. Has Şekerlerin bulunduğu tepede ise 4 maden ocağı yan yana. Zaten kazanın ardından ilk koşan komşu madendeki işçiler olmuş. Ama elden ne gelir. Maden zehirli suyla dolmuş… Bu arada hem Ermenek hem de Güzelyurt Belediyesi AKP’li…

KRAL GİBİ

Maden patronları ise buranın kralı gibi. “Astıkları astık kestikleri kestik!” İşçi hak arayacak olsa, avukat bile cesaret edemiyor. İstemiyor işçinin avukatı olmak. “Notere gitse noter kabul etmiyor, ben gelemem” diyor. Maden patronlarının sıkı bir iş birliği var. Bir madende bir ‘hata’n mı oldu? Yani hakkını mı istedin? Tazminat mı talep ettin? Ömrü billah madeni unut! Zaten yemek, servis hakkı gibi her türlü hak gaspı patronların ortaklaşıp karar almasıyla uygulanıyor. Burası bir maden emirliği!

ALO 170

İşçiler sendikalara tamamen yabancı. Buraya sendikaların yolu da pek düşmemiş zaten. Sendikaya dair tek anlatıları yüzyıllar önce yaşanmış bir hikaye gibi: “Burada eskiden bir ocak vardı. Orası sendikalıydı. Şimdi baraj suyu altında. Ocak kapanmadan işçilerin 3-4 ayı içerde kaldı. Tazminatlarını da alamadılar.” Yine de işçilerin dönem dönem hak arama çabaları olmuş. Mesela bazı işçiler Alo 170’i aramış. “Çalışma hayatına dair her türlü soru, öneri, eleştiri, ihbar, şikayet, başvuru ve taleplerinizi etkin ve hızlı bir biçimde çözüme kavuşturmak amacıyla kurulmuştur” denilen Alo 170 vaatlerinden birisini gerçekleştirmiş: Eleştirileri dinleme! İşçiler notere gitmiş. “Noter gelmem diyor. Patronlar noteri de korkutmuş. İşlem yapmıyor.”

 

ÖNCEKİ HABER

MGK'da Paralel yapılanma vurgusu

SONRAKİ HABER

Mevsimlik işçileri taşıyan araç devrildi: 17 ölü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...