26 Ekim 2014 13:50

İnsanlık onurunun kurtuluşu Kobanê’dedir

Kobanê’de, IŞİD’e karşı amansız direniş bütün imkansızlıklara rağmen ikinci ayında devam ediyor.

Paylaş

 Abdurrahman GÖK*

Kobanê’de, IŞİD’e karşı amansız direniş bütün imkansızlıklara rağmen ikinci ayında devam ediyor. 15 Eylül’de IŞİD bütün profesyonel gücü ile tıpkı Musul, Telafer, Şengal, Rakka, Telabyad ve Cerablus kentlerini işgal ettiği gibi, Kobanê’yi de işgal etmek için harekete geçti. IŞİD, Musul’dan ele geçirdiği ABD menşeli silah, teknik ve teçhizat; yine Rusya’nın Suriye’ye verdiği ağır silahlar ile; Cerablus (Batı), Sirîn (Güney) ve Telabyad (Doğu) üzerinden Kobanê’ye üç koldan saldırılarına başladı. Zaten 2 yılı aşkın süredir Türkiye’nin ambargosu altında bulunuyordu Kobanê. Buna rağmen hazırlıklı olan YPG ve YPJ savaşçıları IŞİD’in tank ve toplarına karşı köylerden başlayarak halkın tahliyesini sağladı. Neredeyse her köy ve mezrada amansız bir mücadele yürüttü YPG. Bir taraftan gücünü korudu diğer taraftan da IŞİD’in Kobanê’ye ulaşmasını geciktirdi. Kobanê’deki halkın Şengal’dekine benzer bir katliama maruz kalmaması için gecesini gündüzüne katan YPG/YPJ gençleri ve Kobanê’deki sivil halk, IŞİD’in ilerleyişini geciktirmek ve durdurmak için yeri geldi fedai eylemler gerçekleştirdi, yeri geldi Arin Mîrxanlar gibi silahlarının tanka işlemediğini görünce kendilerini IŞİD grubunun ortasında patlattı.

IŞİD PLANLARINI BOZAN DİRENİŞ

Bir taraftan gençler köylerde savaşırken, şehir merkezinde de şehir savaşına hazırlıklar aralıksız sürdü. Nitekim IŞİD kente ulaştığında ağır darbeler almaya başladı. Gücünün büyük bölümünü kentin doğusuna yoğunlaştıran IŞİD, buradan Mürşitpınar Sınır Kapısı’nı alarak dört bir yandan kuşatılmış bir Kobanê’de büyük bir katliamın hesaplarını yaparken, bütün planlarını alt üst eden bir direniş ve taktikle karşılaştı. Böylelikle en büyük kayıplarını da kentin doğu cephesinde verdi IŞİD.
IŞİD bugün kentin batısında yaklaşık 8 kilometre kentten uzaklaştırılmış, kentin güneyinde tehditleri minimize edilmiş, doğusunda ise hareket edemez bir noktaya çektirilmiş. Ancak buna rağmen hala kentin doğusunda yüzde 30-35’lik bir bölümünü elinde bulunduruyor. Savaşın birinci ayında kentteki durumu gözlemleyince inisiyatifin artık YPG ve YPJ’nin elinde olduğu net bir şekilde görülüyor. Ancak bütün imkan ve desteklere rağmen kan kaybetmeye devam eden IŞİD’in saldırılarından vazgeçmesi de söz konusu değil. Kent üzerindeki tehdidini sürdürüyor.

IŞİD YANI SIRA TÜRKİYE...

Bu yazının yazıldığı tarihte (24 Ekim 2014) Kobanê direnişi 40’ıncı gününü geride bıraktı. Ve bu 40 günde Kobanê birçok hesabı boşa çıkardı. IŞİD saldırılarının daha ilk günlerinde Kobanê’ye bir hafta 10 gün ömür biçenlerin de, “Kobanê düştü düşecek” diyenlerin de, “Bayram namazını Kobanê’de kılacağız” diyenlerin de bütün hesaplarını alt üst eden bir Kobanê ile karşı karşıya bugün bütün dünya. Ve artık herkes buradaki destansı direnişin hakkını teslim etmek zorunda kaldı.
Bir taraftan IŞİD ile mücadele yürüten Kobanê, diğer taraftan bugüne kadar herhangi bir zararının dokunmadığı Türkiye’den de çok çekti. Sadece Türkiye hattının açık kaldığı Kobanê’ye ambargoyu sürdüren Türkiye, sınır hattındaki direniş nöbetine saldırılarıyla, canlı yayınlarda IŞİD’in Türkiye topraklarından Kobanê topraklarına geçişine göz yummasıyla, yaralıların sınır kapısından geçişini engellemeleriyle ve yer yer IŞİD’e lojistik destek suçlamasıyla; sadece siyasi anlamda değil, ahlaki anlamda da komşuluk ilişkilerini yerle bir eden bir tablo ortaya koydu. Bu da yetmezmiş gibi sürekli Kobanê’nin düşmesi yönünde temennilerin hem siyasilerin dilinden düşmemesi ve AKP’nin sözcüsü gibi hareket eden medyanın dezenformasyonu, Kuzey Kürdistan halkının da öfkesini beraberinde getirdi...
 Şüphesiz bütün bunların Kobanê’ye yansıması da bambaşka oluyor. Örneğin Kobanê sokaklarında ve kentin doğu, batı ve güneyindeki en ön cepheleri dolaşırken, konuştuğumuz gençlerin sadece Kobanêli olmadığını, Kuzey, Güney, Doğu ve Batı Kürdistan’ın yanı sıra Türkiye metropollerinden gençlerin de insanlık düşmanı IŞİD’e karşı ortak cephede buluştuğunu görüyoruz. Yine kimi cephelerde Türk, Kürt ve Arap gençlerinin omuz omuza aynı dili bilmeseler de ortak amaca ve hedefe kilitlenmeleri devrimin ruhunu gözler önüne seriyor. Memleketlerini sorduğumuzda da istisnasız herkes “Artık Kobanêliyiz” diyor. Çünkü Kobanê insanlık onurunun kilit noktası onlar için.

DİRENİŞİ ANLAYAMAYANLAR VİCDAN YİTİMİ YAŞIYOR

Yine mevzilerdeki genç erkek ve kadınların, kent sakinlerine nasıl bir moral kaynağı olduğuna, halkın kenti terk ettikten sonra gençlerin direnişi karşısında nasıl geri döndüklerine ve savunma hattında yer aldıklarına şahit olduk. Birçok mevzideki savaşçıların birbirlerini mevzide tanımalarına rağmen nasıl da yoldaşça birbirlerine yaklaştıklarını gördük. Arin Mirxan, Selahaddin Adın, Hakan Çelik, Zozan, Gulan, Paramaz Qızılbaşlı’yı görmemiş olabilirler; ama anılarına sahip çıkacaklarını her fırsatta bizlerle paylaşıyorlar. Kobanê’yi kanını ve terini bu topraklara katanlara armağan edeceklerini söylüyorlar. Türkiye metropolleri ve Karadeniz’den dahi gençlerin katıldığı bu direniş sathında Kobanê’yi hala anlayamamış olanlar herhalde vicdan yitimi yaşıyor.
 Gülen yüzler, parlayan gözler Kobanê’de çocuklarını terk etmeyen sivil yurttaşlara da umut olmuş. Görüştüğümüz sivil yurttaşlar Kobanê’de direnenlerin çocukları olduğunu, Kobanê’yi terk ettikleri durumda çocuklarını terk etmiş olacaklarını dolayısıyla kentten ne pahasına olursa olsun ayrılmayacaklarını belirtiyor. Hele hele yaşlı bir annenin “Em çengek axa Kobanê nadin bi kebaba Tirkiyeyê” (Kobanê’nin bir avuç toprağını, Türkiye’de yiyeceğimiz kebapla değiştirmeyiz) sözleri mıh gibi çakılıveriyor yüreğimize.

İRADE KAZANACAK

Sokakları dolaşırken deprem enkazını aratmayan enkazların arasından seke seke yürüyen elleri, kolları, başları ve ayakları sargılı gençleri, yaralı halleriyle cephede tutan şeyin ne olduğunu anlayabilmek için soracağınız bir soruya verilen tek kelimelik cevap yetiyor. “İRADE”. Evet Kobanê’de bütün teknik imkanlara, bitmez tükenmez ağır silah cephanesine karşı bir İRADE savaşı veriliyor. Ve bu İRADE, dünyanın dört bir tarafından “kimyasal atıkların”, “zombilerin” toplandığı Kobanê’de onurlu bir geleceği ve daha yaşanılır bir dünyayı insanlığa bağışlamak için eğilmiyor bükülmüyor.
Tıpkı yoğun kurşun altında, bir taraftan havan toplarının evleri yerle bir ettiği bir ortamda “Niye her gördüğümüz YPG ve YPJ’li savaşçı gülüyor” sorusuna 19 yaşındaki Siirtli YPJ savaşçısı Nefel’in verdiği bu yanıt gibi: “Halkımız ve ülkemiz için savaşıyoruz. Önderliğimiz için savaşıyoruz. Onun için de moralimiz her zaman yerindedir. Gülüşümüz bundandır.” Tıpkı 67 yaşında cephede 2 oğluyla birlikte savaşan ve bir aydır çocuklarını görmeyen Xelîlê Osman (Nemir) gibi. İsminin Türkçe’deki anlamı “Ölümsüz” olan Nemir, Kobanê’yi özgürleştirmeden ölmeyeceğini belirtiyor.
 İşte Kobanê’de Koalisyon Güçlerinin savaş uçaklarını harekete geçiren de, Türkiye’nin koridor için ayak direttiği bir anda havadan silah yardımının yapılmasını sağlayan da Kobanê’de bu amansız savaşta sergilenen iradeydi. Bizler de dolaştığımız her sokakta ikna olduk ki Kobanê’de kazanacak olan İRADE’dir, teknik değil.
 
*Azadiya Welat Gazetesi muhabiri / Kobanê

ÖNCEKİ HABER

‘Zeytine ve incire and olsun ki’*

SONRAKİ HABER

Baro ve birbirini güçlendiren kutuplar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...