Hasarlı yapılarda yaşamaya devam

Selman ÇİÇEK
İdris YILMAZ

Van’da 3 yıl önce yaşanan deprem sonrası yapılan incelemelerde 72 bin 242 bina, konut, işyeri ve ahırın yıkık ve ağır hasarlı olduğu tespiti yapılmasına rağmen bugüne kadar sadece 20 bin 500 hasarlı bina yıktırılmış durumda. 51 bin 750 hasarlı binanın yıkılmayı beklediği kentte, hükümetin, yeniden yapılanma konusunda uzman görüşlerine başvurmayışı ise yaşanan depremden ders almadığını ortaya koyuyor.  

Van’da, 2011 yılının 23 Ekim ve 9 Kasım tarihlerinde meydana gelen ve 644 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan depremin üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen, ağır hasarlı binaların yıkılmasının gecikmesi ölümlere adeta davetiye çıkarıyor. Ağır ve orta hasarlı binaların birçoğunda halen insanların yaşadığı kentte, olası şiddetli bir depremde bu binaların yıkılacağı belirtiliyor.

Kent için acı bir deneyim olarak hafızalara kazınan depremin, 2005 ve 2008 yılında uzmanların hazırladığı 2 ayrı raporda olasılığı belirtilmesine rağmen, hiçbir önlemin alınmaması ihmalkarlığın boyutunu gözler önüne seriyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Ali Özvan, 23 Ekim depreminin faylarını 2003’te tespit ettiklerini, 2005 ve 2008’de ise Van ve Erciş’te olası bir deprem beklentisini raporlaştırdıklarını söyledi. Raporlara rağmen yetkililerin hiçbir önlem almadığını dile getiren Özvan, depreminin acı sonuçlarına işaret etti.

YENİ YAPILAR YAPILDI AMA...

Deprem sonrasındaki yapılaşmaya değinen Özvan, Van ve ilçelerinde birçok hasarlı yapının deprem sonrasında yıkıldığını, TOKİ’nin “Afet evleri” adı altında birçok yapı inşa ettiğini hatırlatarak, deprem sonrası konut projeleri oluşturulduğunu, güvenli alanlar belirlendiğini; ancak yine istenilen sonuçların alınmadığını dile getirdi. Yapıların sağlam bir zemin ile yapılması ve yapımda ise doğru malzemenin kullanılmasının önemine işaret eden Özvan, çürük bir zemin üzerine güçlü bir yapıyı inşa etmenin anlamsızlığına vurgu yaptı.

TOKİ’LER KÂR AMACI GÜDÜLEREK SATILDI

Deprem nedeni ile yıkılan veya hasarlı olduğu için yıktırılan bir çok binanın yerine inşa edilen yapılar için uzman görüşüne başvurulmadığı kentte, sosyal devletin görevini bir tarafa bıraktığı yorumları yapılıyor. TOKİ konutlarının maliyetinin üzerinde depremzedelere satıldığı kentte, TOKİ’nin inşa ettiği bir evin maliyeti yaklaşık 49 bin TL iken, yüzde 60 civarındaki bir kârla yurttaşa 75 bin TL’ye satıldı. (Van/DİHA)

Depremden beri konuşamıyor

Hülya EMEÇ

Van’da yaşanan iki büyük depremin ardından dili tutulan ve aradan geçen 3 yıla rağmen konuşamayan 14 yaşındaki Adem Alçık, beden diliyle etrafındakilerle anlaşıyor. Maddi durumları iyi olmadığı için tedavi edilemeyen Alçık, annesi ve ağabeyi ile kaldıkları hasarlı toprak evin yıkılması korkusu ile yaşıyor.

Depremin şiddetiyle dili tutulan ve 3 yıldır konuşamayan 14 yaşındaki Adem Alçık da depremin yarattığı travmayı en derinden yaşayanlardan. Sürmeli Mahallesi’nde iki gözlü toprak evde annesi ve ağabeyi ile yalnız yaşayan, durumları iyi olmadığı için tedavi olamayan Alçık, her şeyi duymasına rağmen konuşamıyor, çevresindekilerle beden diliyle anlaşıyor. 7’inci sınıfa giden ve dersleri iyi olan Alçık, halen sık aralıklarla devam eden düşük şiddetli depremler nedeniyle yalnız yatamıyor ve tek başına kalamıyor. Hasarlı evde yaşamak zorunda olan Alçık ailesi ise, olası bir depremde evlerinin başlarına yıkılmasının tedirginliğini yaşıyor

Alçık’ın annesi Feride Alçık, 14 yıl önce vefat eden eşinin ardından çocuklarına bakabilmek için evlere günlük temizlik yapmaya giderek geçimini sağlıyor. Depremin kendilerinden çok şey aldığını dile getiren Alçık, “Depremde ölmedik, ama ölmekten beter olduk. Oğlum konuşamaz hale geldi. Rahmetli eşimle birlikte yaptığım evimiz kullanılmaz durumda. Evin iki odasında büyük çatlaklıklar oluştu. Önümüz kış ve ne yapacağımızı bilmiyoruz. Bizler de bu evde kalmaktan korkuyoruz. Bize yardım elinin uzatılmasını istiyoruz” dedi. (Van/DİHA)