13 Ekim 2014 06:00

‘Kamu’ ne değildir

“Kamu” … Son günlerde sosyal sorumluluk bilinci! tavan yapmış kitlelerin sıkça kullandığı kelime. Peki, nedir bu kelime ve neyi ihtiva eder?

‘Kamu’ ne değildir
Paylaş

Ayhan AYDOĞAN

“Kamu” … Son günlerde sosyal sorumluluk bilinci!  tavan yapmış kitlelerin sıkça kullandığı kelime. Peki, nedir bu kelime ve neyi ihtiva eder?
Kamu kelimesi Türkçeye Farsçadan geçmiş ve İlk şekli olan kamag, ilk defa Türkçe bir metin olarak Köl Tigin Abidesi’ndeki  “İlgerü kurıgaru sülep tirmiş kubratmış. Kamagı yiti yüz er bolmış /  Doğuya batıya asker sevk edip toplamış. Hepsi yedi yüz er olmuş” cümlesinde geçmektedir.
Kelime 1300’lü yıllarda, Batı Türkçesi’nde, sonundaki ‘g’ sesinin düşmesiyle kamu şekliyle görülür. Yunus Emre Divan’ında, anlamı “bütün, herkes”tir: “Biz kimseye kin tutmayız Kamu âlem birdir bize”
Aynı kelime, 16. yüzyılda, Fuzulî’nin dilinde de vardır ve anlamı da aynıdır:
“Kamu bîmârına cânân devâ-yı dert eder ihsân
Niçün kılmaz bana dermân beni bîmâr sanmaz mı” / Sevgili bütün hastalarının derdine devâ ihsân eder de bana niçin etmez; beni hasta olarak görmez mi?
Latin kökenli dillerde kamu, “public” ya da “publicus” olarak geçer; bu da halk, daha güncel bir kavramı kullanacak olursak toplum demektir. Günümüz İngilizce’sinde ise kamusal alan “Public Sphere” yani “toplumsal küre” olarak adlandırılmaktadır.
Tarihsel ve coğrafya farklılıkları açsından kamunun serüvenine baktığımızda kesişim kümesi şöyle midir? Otobüs durağı ya da zamansal karşılığı olan kervanların mola yeri. Tabi ki hayır. Tüm kültür ve zamanlarda kamunun bileşkesi insandır, toplumdur. İnsandan azade edilmiş mülke tapıcılık, kamuculuk olarak açıklanamaz. İnsanların öldüğü yerde mülkiyet muhasebesi tutmak kamuculuk olamaz.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Beytepe’ye giden otobüsleri kaldırıp otobüs duraklarını insansızlaştırması ve öğrencilerin okula ulaşımını engellemesi, o durağa gelen taştan daha kamu düşmanı bir tavırdır.
Polisin kamu alanını işgal ediyorsunuz diyerek Van İŞKUR işçilerini Abdi İpekçi Park’ından çıkarması mı kamu yararıdır yoksa, o parkta işten atılan işçiler işine geri dönebilsin diye mücadele eden işçiler ve Vanlı işçiler gözaltına alınırken onlara kalkan olan gençler mi toplum çıkarı için, kamu adına davranmaktadır.
Bir de bankamatik kamuculuğu var şimdi. Türkiye’de son 10 sene içerisinde bankalara borçlu insan sayısı 50 milyonu buldu. Hal böyleyken birçoğumuz evimizi kullandığımız kadar banka borcu ödemek için bankamatikleri kullanıyoruz. Bu yüzden de sanırım bankamatiği kendi yuvası olarak yanılsayan bir kitle var ama onlara kötü bir haberimiz var. O kutu gibi, dijital sesli şey, kurumsal hırsızlık şebekesi olan bankacılık sisteminin, senden daha kolay çalmak için kullandığı bir aygıt, evinin salonu değil yani. O yüzden hangi semtteki bankamatiğin hasar aldığını bilip ölen insanlardan bir tanesinin ismini bilmemen ve umursamaman seni kamu yanlısı değil kendinin dahi olmayan bir mülke tapan şahıs yapar.
Yaşadığımız süreçte, kamu kelimesi her zaman mülkiyetçiliği maskelemek için değil bazen de militarizmi sevimlileştirmek içinde kullanılmakta. Yirmi sene önce Sincan’da tanklar gezerken post modern darbe deniliyordu ama şimdi Amed’de tanklar gezerken asayiş sorunu var denilerek militarizm meşrulaştırılıyor. Neden çünkü kamuya zarar verilebilir. 35 insan öldürmüş o tankları salan akıl ama Amed’deki duraklar, kaldırımlar sağlamsa sıkıntı yok. Kamu dediğimiz şey zaten üstünde yürüyecek insan kalmasa da yolun kenarındaki kaldırımdır.
Bir de sormak lazım kamu kelimesini dillerinden düşürmeyen arkadaşlara, memleketin, kamuya, bizlere ait fabrikaları, ırmakları, dereleri torba yasalarla özelleştirilirken nerdeydiniz. Evinizde oturuyordunuz, otururken de torba yasa protestoları sırasında kırılan banka camına ah vah ediyordunuz.
Peki, kamu yararını düşünenler bunlar değilse ise kimler? Her direnişin önüne insandan azade olmuş mülkiyeti koyan akıl değil, Üretim araçlarının ortak mülkiyeti için mücadele edenlerdir, bireyci değil toplumsal bir eğitim sistemi için eylem koyanlardır. Deresinin, suyunun metalaşmasına karşı çıkanlardır. Halkların ortak ve demokrat yaşamasının koşullarının somutlaştığı, insanlığın kendini gerçekleştirebilmesinin mümkün olduğu diyarlar için  Rojava için Kobanê için kırda kentte dövüşen dil döken insanlardır.

 

ÖNCEKİ HABER

Hafızaların sisli tarlaları: Patrick Modiano

SONRAKİ HABER

Ana yürek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...