‘Aile hiçbir zaman özel bir sorun değildir’

Özge AYAZ
Metehan UD
İzmir

Yönetmenliğini Soner Sert’in yaptığı “Baba” isimli kısa filmin galası Fransız Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Filmde bir inşaat işçisinin yaşamı üzerinden artan iş cinayetlerine dikkat çekiliyor.    

Galanın ardından görüştüğümüz yönetmen Soner Sert, filminin ödenen bedellerle ilgili olduğunu belirterek, “İnşaat işçiliği emek-sermaye ilişkisinde durduğu yer açısından benim için çok önemliydi. Kendi babamdan da bildiğim bir süreç. Çocukları için ya da kendi feodal ilişkilerinde kendi gücünü koruma, erkek egemen anlayışın gücünü koruma adına inşaattan düşüp kaza geçiren ve aslında bu liberal sistemde bir şekilde yine hayatta kalmaya çabalayan bir insan baba. Dolayısıyla ismini buradan aldı” dedi.

Neden işçi filmleri çekmeyi tercih ettiğini sorduğumuz Sert, daha iyi bildiği alan olduğunu belirterek, “Politik olarak da beni bağlayan bir şey. Mesela neden bir CEO’nun filmini yapmadığımı sordular. Eğer onu takip edebilecek, onu gözlemleyebileceğim bir ilişki biçimi olsaydı belki yapardım” dedi.

Kültür Bakanlığı’ndan destek alamaması ile ilgili sorumuza da Sert, “Ben projem olduğu sürece Kültür Bakanlığı’na göndermeyi sürdüreceğim. Yedi senedir ödenek çıkmıyor. Sinema üzerine yüksek lisans yapıyorum. 150’ye yakın festivale katıldım, ödüller aldım. Şu saatten sonra gıda sektörüne geçmeyeceğim” diyerek yanıt verdi. Kültür Bakanlığı’nın destek vermemesinin aslında azmini perçinlediğini belirten Sert, “Ama verirse tabi ki hikayelerimi çekiş biçimimi daha rahatlatacak. Bir taraftan da destek vermemesi doğru yolda olduğumun da göstergesi. Sanat biat etmez bence. Ama oraya da başvurmak zorundayız çünkü o fon da bizden alınan vergilerle oluşturuluyor. Kimse senden vergi almayacağım demiyor” dedi.

Filmi İzmir’de çektiklerini ama İzmir’de bir film festivali olmadığını belirten Sert, “Dolayısıyla burada gösterebileceğimiz bir alan da yoktu. Tam burada bir hafta süren bir çekim yaptık. Dolayısıyla burada da seyirci ile buluşsun istedik. Bir anlamda bu kentin de sineması. Seyircinin filmin çekildiği yerleri bilmesi enteresandır bence” dedi.

FİLME İLİŞKİN GÖRÜŞLER

Oğuz Karayemiş(Yüksek Lisans Öğrencisi): Filmden kendi adıma şunu yakaladım. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından belli bir aile işlevi yerleştirilmeye çalışılıyor ve baba burada başat figür şüphesiz. Hem egemen figür hem de otoriter figür. Bir taraftan devletin kurmaya çalıştığı şey öbür taraftan kapitalizm tarafından parçalanıyor. Babayı egemen figür haline getirebilirsiniz ailede ama baba çalışmak zorunda ve riskli işlerde çalışıyor. Dolayısıyla aile hiçbir zaman basit özel bir sorun değildir. Film bunu anlatıyor. Dolayısıyla çok değerli bir film olmuş. O kadar güncel ve yakıcı bir problem ki bir yanda aile bir yanda güvensiz çalışma durumu, ikisinin bir araya geldiğinde ne oluşturduğunu anlatıyor.

Ayşegül Karpuz(Avukat): Baba filmi bize çok uzak bir ihtimali çok içten ve çok yakın bir mesafeden anlatıyor. İnşaatta başlayan bir sakatlanma Güzel Sanatlar Fakültesi’nde büyük bir çıplaklıkla karşılıyor bizi. Bu belki de neoliberal sistemin bizi bıraktığı en büyük en aciz çıplaklık. Eril bir babanın hikayesi anlatılıyor aslında bakıldığı zaman. Yönetmenin dediği gibi bir anti kahraman.

Evrim Kepenek(Gazeteci): Türkiye toplumunda her şey önce popülerleştiği ve gündemleştiği zaman film ya da kitap oluyor. Soner Sert bir yıl öncesinden işçi cinayetlerini gündeme getiren filmi çekmişti. Soma faciasından dolayı gösterimi ertelenmişti bu da zamanın ruhuna denk düştüğünü gösteriyor yapılan işin. İş cinayetlerinin çok fazla olduğu ve medyada yer bulmadığı bir ortamda diliyorum ki bu filmin daha geniş kitlelere ulaşacaktır. Birkaç kanal dışında iş cinayetlerini toplu ölümler olmadığı sürece haber olarak görmüyoruz.