02 Ekim 2014 06:00

Demokratik, eşitlikçi bir baro için....

Özgürlükçü Demokrat Avukatlar Grubu Eş Başkan Adayları Avukat Yıldız İmrek ve Avukat Ercan Kanar, “tekleştirici bir anlayışa sahip” İstanbul Barosu’nda demokratik ve özgürlükçü bir değişim için yönetime aday olduklarını söyledi. ÖDAV, yeniden aday olan mevcut başkan Ümit Kocasakal’ı demokrasi, adalet ve özgürlük taleplerinden uzak, ırkçı bir anlayışa sahip, mesleki sorunlara duyarsız olmakla eleştiriyor.

Demokratik, eşitlikçi bir baro için....
Paylaş

Eda YILDIRIM
İstanbul

Özgürlükçü Demokrat Avukatlar Grubu Eş Başkan Adayları Avukat Yıldız İmrek ve Avukat Ercan Kanar, “tekleştirici bir anlayışa sahip” İstanbul Barosu’nda demokratik ve özgürlükçü bir değişim için yönetime aday olduklarını söyledi. ÖDAV, yeniden aday olan mevcut başkan Ümit Kocasakal’ı demokrasi, adalet ve özgürlük taleplerinden uzak, ırkçı bir anlayışa sahip, mesleki sorunlara duyarsız olmakla eleştiriyor.

İstanbul Barosu’nun yaklaşan genel kurulu öncesi seçime girecek gruplar adaylarını açıklamaya başladı. Özgürlükçü Demokrat Avukatlar Grubu (ÖDAV) da, dün Cezayir Toplantı Salonunda düzenlediği basın toplantısıyla adaylarını tanıttı.

‘SİYAH GİYEN ADAMLARIN BAROSU’

ÖDAV diğer gruplardan farklı olarak “eş başkanlık” sistemiyle seçimlere giriyor. Eş Başkan Adayı Yıldız İmrek de, baro yönetiminde yaratmak istedikleri değişimin en önemli nüansının eş başkanlık sistemi olduğunu ifade ediyor; “Takım elbiseli, kravatlı, siyah giyen adamlar yerine kadın temsilinin daha fazla olduğu, genç bir baro yönetimi anlayışını savunuyoruz.”
Yıldız İmrek, AKP iktidarıyla, özellikle son dönemde haklar ve özgürlükler yerine güvenlik rejiminin hayata geçirildiğini, yönetimin giderek otoriteleştiğini söyledi. Türkiye’de yargı alanının da her zaman problemli olduğunu belirten İmrek, özellikle yolsuzluk operasyonları sonrası yargının tamamen alt süt edildiğine ve yargıya güvenin giderek yok olmaya başladığını vurguladı. İmrek,  eski ve yeni statüko arasına sıkışmış, devletin resmi dairesi gibi çalışan bir baro yönetimi değil, halkın yanında bir yönetim anlayışıyla aday olduklarını söyledi.
Baroların esas varlık nedeninin egemen olana karşı halkın sözcülüğünü yapmak olduğunu ifade eden İmrek, Ümit Kocasakal başkanlığındaki mevcut baro yönetimini bu anlayıştan uzak olmakla eleştirdi. ÖDAV adaylarının her birinin hak ve özgürlük mücadelesinde yer alan avukatlar olduğunu dile getiren İmrek, aynı zamanda daha genç bir baro anlayışını da benimsediklerinin altını çizdi.

‘KOCASAKAL KATLİAMLAR DÖNEMİNİ ÖZLÜYOR’

ÖDAV Eş Başkan Adayı Avukat Ercan Kanar da, AKP’nin “yargıda askeri vesayeti kaldırmak” savıyla iktidara geldiğini, ancak askeri vesayet yerine MİT vesayeti oluşturduğunu söyledi. Baroların halkın haklarını savunan, ırkçı anlayıştan uzak bir örgütlenme olması gerektiğini belirten Kanar, İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal’ın “1931’li yıllara özlem çekiyorum” sözlerini hatırlatarak şöyle dedi: “Bu yıllar tek parti diktatörlüğünün olduğu, askeri bir cumhuriyet dönemi. Bu dönemde Dersim katliamı, Kürt katliamları yaşandı. Solcular, muhalif olanlar askeri mahkemelerde yargılandı.” İstanbul Barosu yönetiminin ana dilinde savunma hakkına karşı çıkarak AKP’nin bile gerisine düştüğünü ifade eden Kanar, ayrıca yönetimin aynı yaklaşımla üye meslektaşlarının davalarında çifte standart uyguladığını, KCK operasyonlarında tutuklanan avukatların soruşturma ve dava süreçlerine dahil olmadığını hatırlattı.

‘AKP’NİN AVUKATLAR KULÜBÜ’

ÖDAV Eş Başkan Adayı Avukat Ercan Kanar, Hukukun Üstünlüğü Platformu’nu ise “AKP’nin avukatlar kulübü” gibi olmakla eleştirdi. Kanar, “Bu grubun da insan haklarıyla bir ilgisi yoktur. Bu avukatlar Gezi döneminde polis vahşetini savundular, Alevilere yönelik ırkçı yaklaşımlara karşı çıkmadılar” diye konuştu.

‘ADALET BAKANLIĞININ ŞUBESİ GİBİ’

İstanbul Barosu’nun “özgürlükçü dönemi” olarak tarif edilen 1996-2002 yılları arasında yönetimde yer alan Avukat Ali Saydı da toplantıda söz aldı. Mevcut yönetimin “Adalet Bakanlığı’nın avukatlardan sorumlu şubesi” gibi çalıştığını ifade eden Saydı, Baronun kendisinden beklenen özgürlük mücadelesini veremediğini, meslektaşlarını savunmak konusunda bile farklı tavır göstermeyi başardığını söyledi.

ÖDAV: NASIL BİR YÖNETİM ANLAYIŞI?

* Antidemokratik, otoriter her türlü yönetim anlayışına karşı demokrasiyi, özgürlükleri ve adaleti esas alan Eski ve yeni statükodan, sermayeden bağımsız, toplumsal taleplere duyarlı
* Emperyalist savaş çığırtkanlığı ve katliam politikaları karşısında barıştan ve halkalrın özgürlüğünden yana tutum alan
* Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümünü, halkların tam hak eşitliğini savunan
* Kapitalist talana ve sömürüye karşı emeğin özgürlüğünden, halkın ve doğanın haklarından yana
* Kadınların özgürlüğünü, her düzeyde eşit haklarını temel alan, LGBT-İ’lere yönelik hak ihlallerinde aktif hak savunuculuğu yapan
* İnanç özgürlüğünü, yönetim, eğitim, hukuk ve bilimin dinden bağımsızlığını savunan
* Yargı bağımsızlığı ve demokratikleşmesi için mücadele eden
* İşçi avukatların, kamuda çalışan ve stajer avukatların mesleki sorunlarının çözümünde etkin tutum alan bir anlayışı savunuyoruz.

ÖNCEKİ HABER

Tezkere pazarlık için kullanılacak

SONRAKİ HABER

Selma Gürkan: Rojava’nın statüsü tanınmalı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...