Ahmet Hamdi Tanpınar’ın romanı
Ahmet Hamdi Tanpınar, biyorafik romanı yazılmaya değer adlardan biridir. Bizde bu geleneğin pek olmadığını dile getirmek de gerekir. Orhan Okay Bir Hülya Adamının Romanı, başlıklı çalışmasıyla bu eksik için önemli bir tamamlama yaptı. Bu konudaki ikinci önemli çalışma Nazlı Eray’ın, Aydaki Adam Tanpınar. Sennur Sezer yazdı...
Sennur SEZER
İstanbul
Ahmet Hamdi Tanpınar, biyorafik romanı yazılmaya değer adlardan biridir. Bizde bu geleneğin pek olmadığını dile getirmek de gerekir. Orhan Okay Bir Hülya Adamının Romanı, başlıklı çalışmasıyla bu eksik için önemli bir tamamlama yaptı. Bu konudaki ikinci önemli çalışma Nazlı Eray’ın, Aydaki Adam Tanpınar.
Nazlı Eray, bugün artık ömrünü tamamlamış Narmanlı Yurdu’nun, Tanpınar’ın çalıştığı fakültede çalışanların, onun hayranlarının ve Tanpınar’ın aynadaki görüntüsüyle bize büyülü bir öykü anlatıyor.
Felçli bir kadının oyalanma isteğidir Ahmet Hamdi Tanpınar’la ilgili öyküler dinlemek. Kadının adı Düşize Hanımdır. Ona Nazlı Eray biraz Ahmet Hamdi anlatır. Başkaları da Nazlı Eray’a Ahmet Hamdi Tanpınar anlatırlar, oyun merakını, kaybetmesini, aşık olduğu kadınları, evlenemediği güzel kadınları, dağınık odasını, naylon torbalara tıkılmış roman müsvettelerini.. borçlarını, sıkıntılarını...
Bir zamanlar D gurubunun sergi açtığı şapkacı dükkanı da oralarda Narmanlı Yurdundadır, Lumira adlı abajurcu da. Nazlı Eray görememiş ama Aliye Berger’in evi, oyma kalemleri, sevgili eşi Berger’in kemanı, oturmayı çok sevdiği tahta benzer sedefli koltuğu da Narmanlı’dadır. Bedri Rahminin atölyesi de.
Nazlı Eray okurunu peşine takar, Narmanlı Yurdunun demir kapılarını açarak içeri dalar. Ahmet Hamdi’nin günlüklerinden sayfalar aya yansımaktadır. Ne var ki günlükler eski yazıyladır. Kimsecikler ne gördüğünü anlamaz. Nazlı Eray CD’lerin peşindedir. İçine can, ruh, hayat tıkılmış CD’ler satılmaktadır bir süredir. Bu CD’leri korsan satan birileri vardır. (Yasal olarak satıldığından söz edilmez zaten) Nazlı Eray onun peşindedir. Bir CD bulmak, birinin ruhunu elegeçirmek.
Bu arada hem kendi babasıyla, hem Ahmet Hamdi Tanpınar ile konuşur. Bir garsonla planlar yapıp Tanpınar’ı izler ve bize bir Tanpınar portresi çizer.
Bavulların konuştuğu, aynalardan tanıdıkların çıktığı, Maya galerisinde Kuzgun Acarın heykellerinin sergilendiği, Teo’nun Alman şiirleri çevirdiği günlere bir solukta gidiyoruz. Bizi Türkan Şoray’ın sesinin gerçek sahibi Adalet Cimcoz karşılıyor. Az ilerde de kadın Hamlet, Nur Sabuncu.
Sanat dünyasının görüntüleri bir film karesi gibi sahne görüntülerine karışıyor. Melek Kobra öyküler hayal ettiren adıyla orada. Kim mi Melek Kobra, Muhlis Sabahattin’in kızı. Ferdi Tayfur’un karısı. Durun durun siz bu Ferdi Tayfur’u tanımıyorsunuz ki. Bu seslendirmeci Ferdi Tayfur. Adalet Cimcoz’un da ağabeyi. O bir roman kahramanı olabilirdi. Kısmet değilmiş.
Asıl önemli olanı söylemedim herharelde. Nazlı Eray Ahmet Hamdi’yi izlerken Gezi Parkında olaylar sürüyor. Gençler camide yaralıları tedavi ediyorlar. Galatasaray biber gazı kokuyor.
Lebon pastanesinin ışıkları yanıyor ama bu başka bir Lebon. Ahmet Hamdi’nin başka bir Ahmet Hamdi oluşu gibi. Ona dalga geçmek için Kırtıpil Hamdi denmesi kimseyi kötü etkilemiyor. Bu bütün çizgileri düzgün, dikkatli giyinmiş ufak tefek adamı daha havalı yapıyor sadece. Adalet Cimcoz için yapılan dedikodular da fısıldanıyor kulağımıza. MİT mensubuymuş. Durun Durun... Adalet Cimcoz Sabahattin Ali’nin kamyonnun sahibi değil miydi?
Nazlı Eray’ın Aydaki Adam Tanpınar’ı bize bir Beyoğlu gecesi yaşatıyor.Narmanlı Yurdunun bahçesindeki morsalkın baygın baygın kokuyor.
Ve Perde!!
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
