18 Eylül 2014 06:00

Sivas Valisi, katliamcıları bağrına bastı

Sivas Valisi Alim Barut, Madımak katliamının ardından 2011'de Sivas'ta yapılan 'Bilim ve Kültür Merkezi' binası içerisindeki anıtta, katliamda yer alan saldırganların isimlerinin kaldırılmasını isteyen Baralor Birliğine skandal bir yanıt verdi.

Sivas Valisi, katliamcıları bağrına bastı
Paylaş

Hasan AKBAŞ
Ankara

Sivas Valisi Alim Barut, Madımak katliamının ardından 2011'de Sivas'ta yapılan 'Bilim ve Kültür Merkezi' binası içerisindeki anı köşesinde yer alan anıtta saldırganların isimlerinin yer almasına ilişkin ilk kez net tavır ortaya koydu. Türkiye Barolar Birliği'nin (TTB) iki saldırganın isminin kaldırılması talebine yanıt veren Barut, saldırganların isimlerinin kaldırılmasını isteyenleri “tahammülsüz olmakla” suçladı. "Milletimiz savaş meydanında ölen insan için bile  acısına tuz basıp, bağrına taş bağlayarak arkasından konuşmaz" diyerek katliamı savaşa benzetmeye çalışan Barut, katliamın Solingen yangınıyla Madımak katliamının benzeştirilmesini “talihsizlik” diye tanımladı.

Sivas'ta 1993 yılında Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri kapsamında kent meydanında etkinlikler düzenlenmişti. Etkinlikler başlamadan kentte yaratılan provokasyon ortamı, ilerleyen günlerde şiddet gösterisine dönüşmüş, etkinliğe katılanların kaldığı Madımak Oteli ateşe verilmişti. Aralarında aydın, yazar, sanatçı ve otel çalışanlarının da bulunduğu bulunduğu 35 kişi yaşamını yitirmişti. Yangında 2 saldırgan da hayatını kaybetmişti.

SALDIRGANLARIN İSİMLERİ ANITTA

Madımak Oteli'nde hayatını kaybedenlerin aileleri ve Alevi örgütleri yıllarca otelin müze yapılmasını istedi. 2011 yılında kamulaştırılan otel, Bilim ve Kültür merkezi adı verilmiş, binaya katliamda yaşamını yitirenler anısına anıt yapılmıştı. Ancak bu anıtta ölen saldırganların isimleri de yer alması tepki toplamıştı.  Türkiye Barolar Birliği söz konusu duruma ilişkin katliamın yıl dönümünde Sivas Valisi Barut'a gönderdiği dilekçeyle isimlerin kaldırılmasını istemişti.

VALİ: BİZİM EVLATLARIMIZ

Vali Barut, Barolar Birliği'ne yanıt gönderdi. Gazetemizin ulaştığı yanıtta Vali Barut, "Sivas Valiliği ölenlerin sağlıklarında tespit edip, tasnife tabi tutup, sınıflandırmak gibi bir tasarrufu, amacı ve görevi olamaz. Kaybedilen canlar tamamıyla bizim canlarımızdır. Ölüm muhakeme ve buna ilişkin işlemleri durdurur. Hiç kimse öldükten sonra sağlığındaki fiili sebebiyle suçlanmaz, hakkında hüküm tesis edilemez" denildi.
Ölen insan saygı duyan bir kültürün mensubu olduğunu ifade eden Barut şöyle devam etti: "Milletimiz savaş meydanında ölen düşman için bile acısına tuz basıp, bağrına taş bağlayarak arkasından konuşmaz. En güzel örnek, Çanakkale'de ölen Anzaklar için Atatürk'ün,' Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar, gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdalardır. Huzur içindedirler ve huzur içinde uyuyacaklardır. Bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır' ibaretimiz sözümüdür" ifadelerini kullandı.

TAHAMMÜLSÜZLÜKMÜŞ (!)

Milletin birlik ve beraberliğine yönelik bir komplo kurulduğunu belirten Barut, ölen iki şahsın isimlerinin kaldırılmak istenmesini de “tahammülsüzlük” olarak niteledi. Bu isimlerin kaldırılmasını isteyenlerin  birlikten yana olamayacağını savunan Barut, "Biz tüm canları canımız bilip acısına katlanabilmek için Sivas'lının  hep birlikte yaşama arzusuna sığınıyoruz" dedi.

Barut talebe ilişkin de şunları söyledi: "iğrenç bir yangınla ateşle, karanlıkla masumlarını anmak yerine bilimle, aydınlıkla, masum çocukluk hisleriyle menfur olaylarda hayatını kaybedenleri anma tercihi yapılmıştır. Değiştirilmesi düşünülmediğinden talebiniz doğrultusunda işlem yapılması mümkün görünmemektedir".  Konuya ilişkin gazetemize konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, isimlerin kaldırılması konusunda hukuki ve fiili mücadelelerini sürdüreceklerini ve kültür merkezindeki iki şahsın isimlerinin kaldırılması için Sivas adliyesinde dava açtıklarını duyurdu. 


NAZİ KATLİAMI İLE MADIMAK BENZEŞTİRİLEZMİŞ!

Yaşamını yitirenleri anılarda yaşatarak teselli bulmaktan başka bir gayenin bulunmadığını savunan Barut, Türkiye Barolar Birliği'nin başvuru dilekçesindeki Nazi katliamı örneklerine de cevap verdi.  Barolar Birliği,  Almanya Solingen'de yapılan katliam ile Sivas Katliamı'nı benzeştirmiş ve insanlık suçu olarak tanımlamıştı. Barut bu duruma ilişkin, "Lefkoşe'de enosis amaçlı Rumlar, Solingen'de ırkçı Naziler, soydaşlarımızı ve vatandaşlarımızı alçakça katletmişlerdir. Bu olayları örnek göstermek, benzeştirmeye çalışmak talihsizliktir. Bu konuyla ilgili başkaca söze de hacet yoktur" ifedelerini kullandı.


'NE DENDİ DE ALMANYA SANIKLARI GÖNDERMİYOR?'

Öte yandan Sivas ana davasının zamanaşımı sonucu düşürülmesinin ardından ortaya çıkan üç sanık Murat Karataş, Eren Ceylan ve Murat Sonkur adlı kişilerin yargılandığı duruşması dün Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Yakınlarını kaybeden aileler ile Alevi örgütü temsilcilerinin katıldığı duruşmada Mahkeme Başkanı Tekman Savaş Nemli, sanıklar hakkında yakalama kararlarının devam ettiğini, ancak yakalandıklarına dair bir gelişmenin bulunmadığını bildirdi.
Davanın müdahil avukatı Şenal Sarıhan, sanıklar Sonkur ve Ceylan'ın yurt dışında olduklarının tespit edildiğini ve daha önceki duruşmada Almanya hükümetinden sanıkların Türkiye'ye iade edilmesinin istendiği, ancak verilen yanıtta söz konusu sanıkların gönderilmek istenmediği yanıtı alındığını hatırlattı. Bu yanıtın anlaşılmaz olduğunu dile getiren Sarıhan, nasıl bir tanımlama yapılıp da davanın ehemmiyeti anlatıldığına dair kuşkuları olduğunu belirterek, söz konusu Almanya'dan gelen evrakların aslı ve çevirilerinin mahkeme dosyasına konulmasını talep etti. Bu talebi kabul eden mahkeme heyeti duruşmayı 29 Aralık 2014 tarihine erteledi.

YİNE ZAMANAŞIMI TEHLİKESİ

Diğer taraftan söz konusu üç firari sanığın yargılandığı dava da zamanaşımı süresi 26 Aralık 2014’te doluyor. Sanıkların yakalanmaması ve davada yeni bir gelişme olmaması halinde bu dava da bir sonraki duruşmada zamanaşımı kararıyla düşürülecek. Bu kararın verilmesi halinde Sivas Madımak katliamına ilişkin yargılama sona erecek. Ailelerin ve avukatların ifadesiyle katliamın üzeri örtülmüş olacak. 

ÖNCEKİ HABER

IŞİD sopasıyla mezhepçi dayatma

SONRAKİ HABER

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın romanı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...