17 Eylül 2014 20:14

AİBÜ bildiğiniz gibi, hazırlıklı gelin!

Peki öğrenci bu sıkıntıları, cebine göz diken bu asalakları sırtında taşımaya mecbur mu, taşımazsa düşüp kalacak mı, yahut sırtından atmaya gücü yok mu? Elbette ne mecbur ne de güçsüz

AİBÜ bildiğiniz gibi, hazırlıklı gelin!
Paylaş

Zülal KOÇER
Abant İzzet Baysal Üniversitesi
Bolu


Yeni bir eğitim öğretim yılı başladı, başlıyor. Aileler, öğrenciler hepsi yeni sorunlarla, sıkıntılarla karşı karşıya, hele de üniversiteli olacak öğrenciler ve aileleri.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) bu yıl da binlerce öğrenciye açtı kapılarını. Yerel basının yazdıklarına bakılırsa bizim üniversite bildiğiniz yükselişte hani, öğrencilerin tercihlerinde önemli bir yer edinmiş yazılanlara göre. Eminim bu istatistik emlakçıların, ev sahiplerinin ve özellikle özel yurt sahiplerinin iştahını bir güzel kabartmıştır. KYK bölge müdürlüğümüz bu arada ne düşünüyor bilemiyorum ya da konuyla ilgili bir şey düşünüyor mu acaba?
2 yıl önce, var olan yurtlar tıka basa doluyken, AİBÜ 5000 kontenjan daha açmış ve o dönem barınma noktasında ciddi sıkıntılar yaşanmıştı. Şimdi üniversitede yapımı bitmek üzere olan iki yurt binası var ancak bunların kapasitesiyle gelen öğrenci sayısının uyuşmadığı da su götürmez bir gerçek. Üniversite ve KYK’nın çözüm atılımları, emlak sektörünün atılımcı ruhunun yanında devede kulak kalır.
ŞEHİR SENİ ÇAĞIRIYOR!
Son 2 yıldır Bolu’da onlarca 1+1 daire yapıldı ve inanın sadece öğrenciler düşünülerek yapılıyor bunlar. Fiyatlar da standart, hiçbir haksızlık yok, en az 450 en çok 550 lira. Sahi hükümetin her yıl 20’şer lira zam yaptığı burslarımız, kredilerimiz ne kadardı? Barınmak başlı başına bir sorun anlayacağınız.
Üniversite ve şehrimiz yeni gelen öğrencilerini böyle karşılayacak. Bolu’muz, nadide şehrimiz... Kendisi gayet pahalı bir şehir olup öğrenci üzerinden kazanmayı çok iyi bilir. O kadar ki; birçok işletmeci öğrenciyi düşünerek girer işe, tıpkı emlak piyasasında olduğu gibi. Kafeler, dönerciler, simit sarayları...
İŞİN OLURU BU MU?
Peki öğrenci bu sıkıntıları, cebine göz diken bu asalakları sırtında taşımaya mecbur mu, taşımazsa düşüp kalacak mı, yahut sırtından atmaya gücü yok mu? Elbette ne mecbur ne de güçsüz. Bolu özelinde bahsettiğim bu sorunlar ve nicesi, ülkenin neredeyse tüm üniversitelerinde, tüm şehirlerinde var olan ve mevcut sistemin önümüze koyduğu sorunlardır. Sistem bir yandan bize bunlara mecburuz, işin oluru bu hissi verirken, öte yandan onun kölesi olacağımız yolları çözüm olarak sunuyor bizlere. Ancak şöyle bir düşünelim. Zaten yıllarca bu düzenin dediklerini yaparak gelmedik mi biz üniversite kapılarına? Peki hafifledi mi yükümüz, hayır aksine her an daha fazla hamallığını yapıyoruz. Öyleyse onların dediğinin aksine, kendi taleplerimiz etrafında birleşerek, olması gereken eğitim sistemi için örgütlü bir mücadele içerisinde olmalıyız. Bu sistem üniversitenin kapısından çıktığımızda da bekliyor olacak bizi, emeğimizi, hayatımızı sömürmek için. Eğer bu günden başlamazsak mücadeleye yarın çok daha zor şartlar bizleri bekliyor olacak ve mücadele koşulları daha da zorlaşacaktır.


 5 LİRAYA DEVR-İ ÜNİVERSİTE
Beslenme, eğitim giderleri sırada, e sosyal hayata da sıra gelir inşallah. Mesela bizim ulaşımımız da rayında değil, sırası gelmişken bir çift laf etmek lazım. Daha geçtiğimiz dönemin sonunda Karaköy’ün (üniversiteye ulaşımı sağlayan kooperatif) yeni döneme zamla gireceği konuşuluyordu. Hayır mevzu zam olunca hepsi son hız davranıyor, defalarca güzergahlar konusunda şikayetlerimiz ilettik tık yoktu. Ring aracı koydular üniversite içi ulaşım için. Neymiş efendim aylık 5 lira ver sınırsız kullan... İyi de biz bu hizmeti daha önceden ücretsiz bir şekilde alıyorduk zaten, üstelik yeri geliyor ring aracını ayda bir bile kullanmıyoruz.

 

ÖNCEKİ HABER

İpleri elimize almanın zamanı

SONRAKİ HABER

ROTA

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa