17 Eylül 2014 19:54

Kucaktan toprağa

Bir gün adalet halkın elinde olduğu vakit vicdanını üniformasını giyerken bir kenara bırakanları affetmeyecek bu halk. Eğer unutursak kalbimiz kurusun

Paylaş

Görkem ALÇINKAYA
Tuzla
İstanbul


Canınızdan çok sevdiğiniz, hayata tutunma sebebiniz olan çocuklarınız bir gün ansızın çalınsa elinizden? Kör bir kurşunla bile değil, direk hedef tahtasında olsa bakmaya kıyamadığınız evladınız?
Daha 7 yaşındaydı Enes. 28 Mart 1996’da Diyarbakır’da polis kurşunuyla katledildi. Sokağın ortasında o kadar güzel uzanmıştı ki yere hiçbir kurşun, hiçbir ölüm onun güzelliğini çalamamıştı.
Uğur... Uğur Kaymaz 12 yaşındaydı ve hep öyle kalacak. Kızıltepeli idi güzel çocuk. Hem okuluna gidecekti hem de tarlasını biçecekti belki de. Günü gelecekti Mardinli bir kadını sevecekti kim bilir. Tek bildiğimiz bunları bir daha asla yapamayacak olması. Çünkü minicik ellerine 4, sırtına ise 9 mermi isabet etti. 12 yaşındaki bir çocuk 13 kurşunla öldürüldü. Yaşından, kendinden, çocukluğundan ve insanlığından o kadar büyüktüki gelen ölüm, karşı koyamadı. Düştü yiğit evlat, düştü masum bir çocuk. Kurşunu yiyen öldü, atan yaşadı. Tam tersi değil mi normal de olması gereken adalet?
EKSİK OLAN EKMEK
Ve ağabeyleri Berkin. Hava ışıldamış, okul çantası hazır, kahvaltı sofrasından güzel kokular geliyor ama bir şeyler eksik? Ekmek ya ekmek. Berkin koyuldu yola ekmeği için ve o sevmediği abileri ile karşılaştı, sevmiyordu çünkü sevdiği çoğu insanın canı yanmıştı bu abilerden! Çay soğudu, kahvaltının kokusu dağıldı, güneş gittikçe daha da tepeye çıkmaya başladı ama Berkin dönmedi. Onu bulduklarında sokağın ortasında uyuyordu kara kaşlı güzel çocuk. O kadar yorgun düşmüş olacak ki 269 gün bölünmedi uykusu ve o pek haz etmediği abileri yüzünden bir daha asla bölünmeyecek. 15 yaşındaki bir çocuğu 16 kilo ile tabuta koyduranları hiçbir vicdan kabul etmeyecek ve unutmayacak.
BIRAKIN VURSUNLAR TOPLARINA, ATLASINLAR İPLERİNİ
Bir gün adalet halkın elinde olduğu vakit vicdanını üniformasını giyerken bir kenara bırakanları affetmeyecek bu halk. Eğer unutursak kalbimiz kurusun! Dedik ya unutursak kalbimiz kurusun diye, İbrahim Aras’ı da unutmadık. 15 yaşındaki İbrahim Lice’de öldürülen 4 insan için protestoya katıldı ve o kadar demokratik bir ülkede yaşıyor ki kafasından ses bombasıyla vurularak katledildi. Ölenler için sesini çıkartırsan ölürsün bu ülkede.
Çocuklara kıymayın efendiler! Bırakın uçurtsunlar uçurtmalarını, bırakın alsınlar ekmeklerini, bırakın vursunlar toplarına, atlasınlar iplerini. Çocuklar masumdur efendiler, çocuklar hepimizden daha masum ve günahsızlar. Ölümü değil yaşamayı hak eden çocuklardır efendiler. İsmini sayamadığımız yüzlerce çocuk daha var öldürülen, ne olur kıymayın çocuklara. Onlar bizim geleceğimiz, bizim gerçek mirasımız, ne bizim geleceğimizi ne annelerin güzel evlatlarını ne de bu evlatların hayatlarını çalmayın. Bir köşeye bıraktığınız vicdanınızı alın yanınıza silahlarınızı aldığınız gibi. Vicdanınız var ise silahınızın olmasına gerek
yoktur.


BELKİ DE BİR UÇURTMA SANDI
13 yaşında bir kız çocuğu, ismi gibi Ceylan gözlü. 28 Eylül 2009’a kadar arkadaşlarıyla saklambaç ve evcilik oynadı, parka gitti, ip atladı her çocuk gibi. Fakat diğer çocuklardan biraz farklıydı güzel gözlü Ceylan. Diğer çocuklar kadar şanslı değildi bu sefer, karakoldan atılan bir havan topu parçaladı tüm bedenini.  Tanımaz çocuk ölümü, nereden bilsin? Belki güzel bir uçurtmaya benzetti, belki iri bir kuşa kim bilir? Çocuklar kötülüğe bile kötü gözle bakmayacak kadar masumlar. Peki abileri, ablaları neden böyle değil? Ufak bir çocuğa kötü gözle bakacak kadar nasıl cani olabilirler?
 

ÖNCEKİ HABER

\'AİHM, Alevileri haklı buldu!

SONRAKİ HABER

Gönlünden ne koparsa

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...