16 Eylül 2014 15:29

Edebiyat atölyesi başladı bile

Edebiyat duygularımızı, düşüncelerimizi ifade etmede en güzel sanat bana göre. Hatta daha kaba bir tabirle haykırmak için bir aracı konumundadır. Bu Edebiyat Atölyesi de bahsettiğimiz bu haykırışa çok iyi bir ortam sunmaktadır

Paylaş

Gamze PEKAL
Adana


2-10 Ağustos tarihleri arasında İzmir Dikili’de gerçekleşecek olan Uluslararası Gençlik Kampı’na çok az kaldı. Her sene kampta gerçekleşen Edebiyat Atölyesini Adana’da kampın öncesine taşıdık. Kamp boyunca çalışmalarımızın ne yönde seyredeceğini belirleyecek olan ve en önemlisi kampta ortak bir dil oluşturmamızı sağlayacağını düşündüğümüz atölyemizin ikinci haftasındayız. Liseli ve üniversiteli arkadaşlarımızla, kampta etkinliklerine devam edeceğimiz Edebiyat Atölyesi çalışmalarına başladık. Oğuz Atay’ın Demir Yolu Hikayecileri öyküsünü okuyup kritiğini yaptık ve Cemal Süreya, Ülkü Tamer, Ahmed Arif gibi şairlerin şiirlerinden seçmeler yaparak dinleti tadında bir etkinlik gerçekleştirdik.

Atölye yürütücümüz Mesut Akatay’ın dediği gibi kampa özlemlediğimiz yaşamı görmek için gidiyoruz. Peki özlemlediğimiz yaşamı göreceğimiz bu 8 gün katılımcılar için ne anlam ifade ediyor, neden kampa gidiyor, kamptan beklentileri,  Edebiyat Atölyesi hakkındaki görüşleri neler, gençlik kampa ne katabileceğini düşünüyor? Tüm bu sorulara cevap bulmaya çalıştık.

ATÖLYE ÇOK İYİ BİR FIRSAT

Kamp katılımcısı: Edebiyat atölyesi sorumlumuz Mesut Akatay ile birlikte kampa gitmeden önce Edebiyat Atölyesine hazırlık için ön çalışmalara başladık. Bu süreç içinde öğrencilerin en yoğun olduğu Baraj Yolu Bulvarı’na kamp standı kurduk ve kampa çağrı yaptık. İnternet üzerinden de #adanakampagidiyor  hashtag’iyle kampımızın duyurusunu yaptık.

Beril Güder: Arkadaşımın bana kampı anlatmasıyla gitmeye karar verdim. İnternetten videoları izledim. Kamp TV görüntülerini izledim. Oradaki gençlerin aralarındaki samimi ilişkiler çok hoşuma gitti. Atölye çalışmaları, konserler çok güzel ve orada olmak istedim. Kampa gitmeden önce de Adana’daki arkadaşlarımızla Edebiyat Atölyesi hazırlıklarına başladık. Öykü, şiir okuyup değerlendirmeler yaptık. Özellikle şiirlerde daha çok kendimi bulduğumu hissediyorum. Ve kampta da etkinlikleri çeşitlendirerek kendimize daha çok şeyler katarak devam edeceğiz.

Yağız Timoçin: Edebi düşünceler ve birikimleri birbirimizle paylaşmak, birbirimize daha çok şey katmak adına bu atölyenin çok iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Bu çalışmanın kamp için çok yararlı olacağını düşünmekle birlikte kamp dışına çıkarak da devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Edebiyat duygularımızı, düşüncelerimizi ifade etmede en güzel sanat bana göre. Hatta daha kaba bir tabirle haykırmak için bir aracı konumundadır. Bu Edebiyat Atölyesi de bahsettiğimiz bu haykırışa çok iyi bir ortam sunmaktadır.

Ön çalışmalarla; sanat nedir, edebiyat nedir, sanatın toplumu etkilemesi ya da toplumsal olaylardan etkilenmesi gibi temel kavramların kafamızda netleşmesiyle daha verimli bir 8 gün geçireceğimizi öngörüyoruz. Başladığımız çalışmalarımız kampa kadar, kampta ve özlemlediğimiz yaşam için kamp sonrasında da devam edecek.


ÇALIŞMALARIMIZ ŞİMDİDEN ANLAM KAZANDI

Duygu Uçgun: Bu kampı arkadaşlarım sayesinde öğrendim. Bana anlattıklarından anladığım kadarı ile bence bir gencin gidebileceği en güzel kamp. Gördüğüm fotoğraflar, kamp etkinlikleri, benim kampı sevmemi sağladı. Geçen sene gidememiştim. Ama arkadaşlarım oradaki samimiyeti, paylaşmayı, ortak yaşamı anlattıkça gitmediğime çok pişman oldum. Bu kadar güzel insanı bir arada bulmak zor. Bu kez birebir tecrübe edeceğim kampı ve çok heyecanlıyım. Edebiyat Atölyesini de duyunca çok sevinmiştim. Çünkü edebiyata özellikle şiire büyük bir ilgim var. Bence şiir paylaşımı yapmak, bildiklerimizi diğer arkadaşlara sunmak edebiyat adına yapılabilecek en güzel hareketlerden biri. Çalışmalarımız henüz yeni başlamış olsa da bence daha şimdiden anlam kazandı.

ÖNCEKİ HABER

Meslek odaları: 3. havalimanı inşaatı kaçak

SONRAKİ HABER

İmam Hatip dayatmasına tepki

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa